06.04.2025 - 07:01 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - Koku, hafızamızın en ilginç güçlerinden biri. Duyularımız arasında en tuhaf, en flu ama derinlere indiğinde en hatırlatıcı ve uyarıcı olanı. Mitolojiden farklı inanışlara kadar hem mistik hem estetik bir uyarıcı. Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi kokunun hafıza ve doğa ile olan bağlarını keşfetmek isteyenler için tek günlük bir festivale imza attı. Nihat Özdal’ın küratörlüğünde düzenlenen Koku Festivali, 2 Nisan’da Eski Halfeti’de gerçekleşti. Festival, Halfeti’de sınırlı sayıda yetişen Mezopotamya Sümbülü ile doğa yürüyüşüyle başladı. Programda yazar ve şair Yasuhiro Yotsumoto, Japon kültüründeki koku kültürü üzerine bir söyleşi yaptı. Festival kapsamında tarihi Tisa Konağı’nda bir de sergi açıldı. “Kokuyu Taşımak” adlı sergi, kokuyu estetik ve duyusal deneyimin ötesinde ekolojik, politik ve arşivsel bir yaklaşımla inceliyor. Festival tek günlük olsa da sergi 13 Nisan’a kadar devam edecek. Sergide Ayşen Urfalıoğlu, Beyza Durhan, Aras Seddigh, Ömer İpekçi ve Tilbe Çakır’ın işleri var.
‘En ilksel duyumuz’
2000’den beri kokuyla ilgilenen sanatçı Ayşen Urfalıoğlu, Mezopotamya’nın yaratılış mitinden ilhamla, derin, su gibi esans taşıyan anlamındaki “Tiamatu” adlı eseriyle sergiye katılıyor. Kokunun insanla büyüdüğüne dikkat çeken sanatçı, keçe malzeme bloklarla hafızayı izliyor. Urfalıoğlu, “Bebekken farklı, büyürken farklı kokuyoruz. Ölümün de bir kokusu var. Frontal lobumuzda en ilksel duyu organımız koku ve milyonlarca kokuyu, algılarımızı ve hafızamızda tutmamızı sağlıyor. İnanılmaz bir mekanizması var. Fakat bir önerme olmadan o kokuyu hatırlamıyoruz. Koku bugün, bize dayatılan modern dünyada geri plana atılmış. Oysa eskiden eşinizi kokusundan tanırdınız, yiyebileceğiniz şeyleri kokusundan seçerdiniz. Bugün, kokunun tekrar gerçek yerini alacağını çünkü kokunun ruhla ilgili olduğunu düşünüyorum. Parmak izimiz nasıl bedenimizin iziyse, koku da ruhumuzun izi. Her birimizin kendimize ait çok özel kokusu var. Bu çok önemli bir şey. Odada gerçekten siz varsınız” diyor.
Ekolojik koku
Beyza Durhan, pamuk kumaş, un ve balmumuyla ürettiği değişken boyutlardaki “Evim Güzel Evim” adlı yerleştirmesiyle kokunun ekolojik düzenindeki döngüsünü sorguluyor. Sanatçının çıkış noktası bombus arıları. Bombus arılarının toprağın altındaki yuvaları, domates üretimi için konvansiyonel olarak tekrar yeniden üretiliyor. Plastik kovanlarda, toprak taklit edilerek, pamuk altında yuva yaptırılıyor. 90 günün sonunda ise ömürleri tamamlanıyor ve arılar yavrularıyla birlikte atıl duruma düşüyor. Durhan, “Bu canlılar domates tarlalarında bizim daha fazla domates yememiz için konvansiyonel olarak tekrar üretiliyorlar. Normalde toprak altında yaşayan arılar, plastik kovanlarda, yapay pamuklar altında yuva yapmaya bir çeşit zorlanıyorlar. Bu yuvaları biraz daha büyütüp neredeyse insan ceninin gireceği boyuta getirip dağıttım. Kokusuyla da sizi buraya davet eden bir yerleştirme” şeklinde konuşuyor.
Aras Seddigh ile Ömer İpekçi, yazıların arasına yerleştirdiği kokularla izleyiciyi de kokunun bir parçası yapıyor ve “Koku da yazı da, statik, boş ve kalıntıya dair ve ikisi de bir ‘ölüm’ hâlinden yeni bir varlık biçimi sunuyor” diyor. Tilbe Çakır ise “Floranın Uyanışı” adını verdiği fotoğrafta, kokunun doğayla birlikte uyanışına dikkat çekiyor. Çakır’a göre kokularımız kendimize has olsa da başka bir esansla karıştığında aynı etkiyi bırakmıyor. Bu yönüyle de koku, sizinle birleştiğinde ortaya çıkan bir güç.
‘Temsili az ama doğrudan’
Nihat Özdal: Koku, duyular arasında en az temsil edilebilen ama en doğrudan olandır. Bu nedenle koku hem epistemolojik hem ontolojik açıdan bir boşlukta konumlanır. Halfeti fiziki olarak yer değiştirmiş bir coğrafyadır; sular altında kalan yapılar kadar, duyusal katmanlar da yerinden edilmiştir. Bu bağlamda sergi, kokuyu sadece taşınan bir nesne olarak değil, aynı zamanda yerinden edilmişliğin ve kaydın bir formu olarak ele alır.
Fotoğraf sanatçısı Emre Yetkin'le 2016 yılında nikâh masasına oturan Burcu Biricik, geçtiğimiz temmuz ayında kızı Luna'yı kucağına almıştı. Kızının yüzünü göstermeyen Burcu Biricik objektiflere yakalandı.