03.10.2008 - 00:22 | Son Güncellenme:
Yasemin Bay
Britanyalı oryantalist ressamların tablolarını içeren “Doğu’nun Cazibesi” adlı serginin Pera Müzesi’nde açılması, Türk sanatseverlerin koleksiyonlarında yer alan eserlerin yurtdışındaki sergilere katılması konusunda yaşanan zorlukları gündeme getirdi.
“Doğu’nun Cazibesi” sergisi, Haziran 2008’de Tate Britain’in Linbury Galerileri’nde açıldı. Bu sergide Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın koleksiyonunda yer alan Osman Hamdi Bey’in “İki Müzisyen Kız” tablosunun da yer alması istendi.
Ancak, idari ve bürokratik işlemlerin zorluğu ve uzun zaman alması nedeniyle Osman Hamdi Bey’in bu tablosu, Londra’da sergilenemedi. Bu sergide, Türk sanatını gösterme fırsatlarından biri kaçmış oldu. Üstelik geçtiğimiz günlerde benzer bir sorunla daha karşılaşıldı.
Hamdi’yi istediler
Londra’da açılan ve İngiltere, Fransa, İtalya, Rusya, ABD, Yunanistan gibi pek çok ülkeden gönderilen 300 yapıtın yer aldığı Bizans sergisine, Türkiye’den hiçbir eser gidemedi. Gerekçe de benzerdi. Türkiye, yüksek bir “maliyet” çıkarmıştı.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol, sorunları şöyle aktardı: “Tate Britain yetkilileri, ‘Doğu’nun Cazibesi’ sergisinde bizim koleksiyonumuzdan da bir eser olsun istedi. Sergide, Frederic Leighton’un tıpkı Fransız ekolünden yetişmiş olan Osman Hamdi’nin ‘İki Müzisyen Kız’ tablosuna tema olarak benzer bir eseri vardı. Bize, ‘Osman Hamdi’nin eserini de sergilemek istiyoruz’ dediler. Resmi göndermek için her adımı attık, ancak, tabloyu oradaki sergiye gönderemedik.”
Nasıl gönderiliyor?
Türk koleksiyonlarındaki eserlerin yurtdışındaki sergilere gönderilmesi 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu çerçevesinde gerçekleşiyor.
Yönetmelik de yurtdışına çıkacak eserler için hangi şartlarda izin verileceğini ve ne gibi prosedürler uygulanacağını belirliyor. Eserler, Kültür Bakanlığı’nın tavsiyesi ve Dışişleri Bakanlığı’nın onayıyla yurtdışına çıkabiliyor. Bu, tüm koleksiyonlarda yer alan eserler için geçerli. Çünkü, her koleksiyonun bağlı olduğu bir müze var. Bu koleksiyonlardaki eserler de Kültür Bakanlığı’nın kayıtlarında bulunuyor. Dolayısıyla eserlerin denetimi ve gözetimi bakanlığa ait.
Pera Müzesi’nden gönderilecek eser için Bakanlık, Pera Müzesi’nden sergi süresince Londra’da Osman Hamdi’nin tablosuna refakat edecek bir sanat komiseri bulundurmasını istiyor. Bakanlık, komiserin masraflarının da Tate Britain’ce karşılanmasını bildiriyor.
‘Sorun çıkarıyoruz’
Birol, konuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Sanat komiserinin sergi açık olduğu süre boyunca, mesela 3 ay, Londra’da kalması gerekiyormuş. Hesapladığınızda karşınıza büyük bir maliyet çıkıyor. Kaba bir hesapla en az 15 bin pound harcanması gerekiyor o sanat komiseri için. Ve, o komiseri de bakanlık kendisi atıyor. Tate Britain bunu kabul etmedi. Dünya çapında bir sergiye eserimizi alarak bizim sanatımızı tanıtmak istiyorlar ama, karşılarına böyle bir sorun çıkarıyoruz.”
Yurtdışında da sanat komiseri uygulaması var. Ancak, sanat komiserleri, eşlik ettikleri eserlerin tahribata uğrayıp uğramadığının bilgisini sigorta şirketine verdikten sonra ülkesine dönüyor. Sergi bittiğinde ise tekrar denetime geliyorlar. Eserler, yine komiserin gözetimi altında kaldırılıyor.
‘Onlar güveniyor, biz güvenmiyoruz’
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol, Türkiye’den gönderilecek eserler için çıkan engelleri şöyle eleştiriyor:
“Bir taraftan Türkiye kültürü ve sanatıyla, geçmişiyle yurtdışında temsil edilsin deniliyor, bir taraftan da kendi imkânlarınızla oraya eser göndermek istediğinizde sorunlarla karşılaşıyorsunuz.”
Birol, Tate Britain’ın Türkiye’de açılan sergi sırasında nasıl bir yöntem izlediğini ise şöyle anlatıyor:
“Onların buraya gönderdikleri eserlerin sigortası tarafımızdan yaptırıldı. Aldığımız güvenlik önlemlerini, İngiltere hükümetinin güvenlik yöneticileri denetledi. Ama, netice itibariyle 150 milyon dolardan fazla bir tutara sahip olan eserlerini asıl olarak bize duydukları güven karşılığında gönderdiler. Gelip sergilerini kurdular ve gittiler.”