13.02.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Müjde Işıl - Her sene merakla beklenen, sadece ödül kazanmanın değil aday olmanın bile filmin gişe başarısını ve oyuncunun kariyerini yükselttiği Oscar sürecinde son düzlükteyiz artık. 8 Şubat’ta adaylar açıklandı. Geçen hafta kimler aday olacak telaşındaydık; artık ödülleri kimler kucaklayacak diye beklemedeyiz. Hazır adaylar açıklanmışken hem genel durumu hem de ödül için kimlerin favori olduğunu değerlendirelim istedik.
Kadın ‘temsil’sizliği
Bizde hep tartışılıyor ya, bu sene şu festivalde yarışan filmlerde kadın hikâyesi ya da kadın sinemacı imzası yok diye… Bu sadece bize özgü bir durum değil aslında. Sektörün kalbinin attığı Hollywood’da da durum çok farklı sayılmaz. Bu seneki adaylıklar bu eşitsizliği bir kez daha görünür kıldı. “The Power of the Dog” ile Jane Campion, 94 yıllık Oscar tarihinde En İyi Yönetmen dalında ikinci kez (ilki yaklaşık 30 sene önce “The Piano” ileydi) aday olan ilk kadın oldu. Eğer ödülü kazanırsa ki bu çok güçlü bir ihtimal olarak görünüyor, Kathryn Bigelow ve Chloé Zhao’dan sonra En İyi Yönetmen Oscarı alan üçüncü kadın olacak. 94 yılda üçüncü… Hatırlarsanız geçtiğimiz sene de En İyi Yönetmen kategorisinde ilk kez iki kadın aday (Chloé Zhao “Nomadland” ve Emerald Fennell de” Promising Young Woman” ile) yarışmıştı.
Bu noktada sadece aday olanlara değil, aday yapılmayanlara da bakmak gerekiyor aslında. 2021’in en iyi filmlerinden olan “The Last Duel”in hiçbir adaylık alamaması bu açıdan dikkat çekici. Ridley Scott imzalı film, Kurosawa’nın “Rashomon” anlatısının izinde giderek, kadın üzerindeki erkek tahakkümünün yüzyıllardır değişmediğini yüzümüze çarpmıştı. “The Last Duel”in görmezden gelinmesi, ondan daha iyi filmler olduğu için miydi? Hayır. En İyi Film adaylarına baktığımızda “Nightmare Alley” ve “The Power of the Dog” dışında “The Last Duel”i zorlayacak film yok aslında. Hâkim zihniyeti anlamak için, bakış açımızı değiştirmemiz yeterli.
Benzer durum En İyi Görüntü Yönetmeni kategorisinde de söz konusu, hatta daha vahim. Bu kategoride hiçbir kadın, Oscar kazanamadı. “The Power of the Dog” ile aday olan Ari Wegner, 2018'de “Mudbound” ile ilk olarak tarihe geçen Rachel Morrison’dan sonra aday gösterilen ikinci görüntü yönetmeni. Oscar ile alakası yok ama zihniyeti anlamak için Alec Baldwin örneğini hatırlamakta fayda var. Baldwin, “Rust” filminin çekimleri sırasında, yanlışlıkla görüntü yönetmeni Halyna Hutchins'in ölümüne neden olmuştu. Çıkan haberlerin çoğunda Hutchins'in adı yoktu, sadece görüntü yönetmeni olarak geçiyordu. Ve o haberlerde Hutchins'in vefatından çok Baldwin’in kariyeri için üzüntü hâkimdi. Evet, detaylar her şeyi ele veriyor.
Sürpriz beklenmiyor
Oscar adaylarında büyük sürpriz yaşanmadığı gibi ödüllerde de fazla şaşırmayacağız gibi görünüyor. 12 dalda aday olan “The Power of the Dog”, ABD’deki meslek ve eleştirmen birliklerinin çoğundan ödülle dönmüştü zaten. Dolayısıyla En İyi Film ve En İyi Yönetmen Ödülleri için favori görünüyor. Güney Kore yapımı “Parazit”ın 2020’de hem En İyi Film hem de En İyi Uluslararası Film dalında ödül kazanarak ulaştığı başarının bu sene de Japonya’nın temsilcisi “Drive My Car”ın tekrarlama ihtimalinden söz ediliyordu. Ancak son dönemde ibre “The Power of the Dog”a dönünce, “Drive My Car” En İyi Uluslararası Film kategorisinde tek favori oldu. Bu kategoride iki detay dikkat çekici. İran’ın Oscar markası hâline gelmiş Asghar Farhadi’nin “A Hero” ile son beşe kalamaması sürpriz sayılabilir. Onun yerini alan aday film ise çoğumuzun haritada yerini bulmakta zorluk çekeceği bir ülkeden, Butan’dan çıktı. “Lunana: A Yak in the Classroom”, bir sene önce de başvurmuş ama ülkesinin resmî bir Oscar komitesi olmadığı için yarış dışı bırakılmış. Sonrasında komite kurulup resmî başvuru yapılınca “Lunana”, Oscar’a aday gösterilen ilk Butan filmi olarak tarihe geçmiş oldu.
Oyuncu kategorilerine baktığımızda ise bazı dalların kazananının aylar öncesinden ilan edildiğini görüyoruz. En İyi Kadın Oyuncu dalında Kristen Stewart “Spencer” ile favori ilan edilmişti, film vizyona girer girmez. Ancak Stewart beklenenin aksine meslek ve eleştirmen birliklerinden ödül kazanamadı. Oscar’a bile aday olamayacağı ihtimali güçlenmişti ama aday gösterildi. Bu kategoride yarışın Nicole Kidman (“Being the Ricardos”) ve Stewart arasında geçeceği düşünülüyor. Belki aradan Olivia Colman “(The Lost Daughter”) çıkış yapabilir. Yardımcı Kadın Oyuncu kategorisinin kazananı, “West Side Story” vizyona girdiğinden beri belliydi aslında. Enerjisiyle seyirciyi kendine hayran bırakan Ariana DeBose, Akademi’nin siyah-beyaz dengesi için siyah oyuncu kontenjanından değil, bileğinin hakkıyla ödülü almış olacak.
Erkek Oyuncu kategorisinde de benzer durum söz konusu. İkisini ödüle çevirdiği toplam sekiz oyuncu adaylığı bulunan Denzel Washington, “The Tragedy of Macbeth”teki performansıyla dokuzuncu kez aday gösterildi. Ancak En İyi Erkek Oyuncu dalının kazananı da aylar öncesinden ilan edilmişti. Will Smith, “King Richard” ile ilk Oscar Ödülü’ne yakın görünüyor. Ama son dönemde “The Power of the Dog” ile öne çıkan Benedict Cumberbatch onu zorlayacak gibi. Yardımcı Erkek Oyuncu kategorisinin ise tek favorisi var: “The Power of the Dog” ile Kodi Smit-McPhee.
94.Oscar Ödülleri 27 Mart Pazar günü sahiplerini bulacak. “The Power of the Dog”ın öne çıkacağı ödüller için bakalım önümüzdeki günlerde şaşırtıcı gelişmelere şahit olacak mıyız?