07.01.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:
Şarkılardan evvel fotoğraflar ulaştırılmıştı basına. Eh, bilinmeyen-beklenmeyen şey değildi; Tarkan ya da benzerleri, böyle dönemlerde, yani yeni bir albüm çıkardıklarında ''imaj''larının üstüne gider, oynar da oynar, değiştirirler de değiştirirlerdi. Tarkan’ın böyle yapması, bu nedenle sürpriz olmayacaktı. Ama yine de sürpriz oldu; Tarkan şaşırttı bizi. Her zaman yaka-bağır açık olan, fır-fır dönerken havalı havalı havalanan beyaz gömleğin bu sefer bütün düğmeleri (boğaza kadar hem de) iliklenmiş, bir de ince bir kravatla taçlandırılmıştı.
Hayırlısı diyelim, bu ''kare''nin bu ''faça'' ile ''çift joker'' beklememesi gerektiğini ekleyelim ve geçelim şarkılara.
İşte Kuzu KuzuAlbümün şarkı sayısı minimumda; 10 şarkılık bir ''Metamorfoz'' bu. Extra’sı yok, bonus’u yok, remix’i yok. Ki, albüm satmanın, satabilmenin aslanın ağzında olduğu böyle bir çağda; ne demek bonus ve remix, ya da versiyon; ilaveten ikinci bir diskin bile olması gerekiyor artık. Tarkan ve ekibi ve de firması Hitt, hiç oralardan gelmemiş.
Cimrilik mi? Değil. Galiba daha temel bir açmaz. Ya da daha önemli bir sıkıntı. Yazamama-yaratamama sıkıntısı. Geçen yıl yayınlanan Mustafa Sandal albümü ''Devamı Var''da da aynı problem vardı. Galiba ''ilham'', 90’ın gençlerinin civarından yeterince geç(e)miyor. Ya da, yeterince ''genç'' değiller artık. Tabii yaş almak, yaşlanmak, ille de ilham eksikliğine sebep olan bir şey değildir ama galiba Özal Kuşağı gençlerinde bu böyle oluyor, böyle tezahür ediyor.Ama ''Metamorfoz'', geçirildiği-becerildiği kadarıyla da iyi gözükmüyor. Albümün, hem de hemen açılış şarkısıyla birlikte verdiği tat, (tabir, caiz bulunmayacak olsa da, ne yazık ki durum tam da bu) ''kabak tadı''. ''Vay Anam Vay''ın dizelerindeki kafiyeler, Sezen Aksu’nun, o 90’lı yılların ortasındaki ''Her şeyin başı sonu KAFİYE!'' çağında yazılmışlara-uydurulmuşlara bile rahmet okutacak bir seviyede.
Başlangıç böyle.
Gerisi de aynen böyle. Tekrar da tekrar, aynı da aynı. Şarkıların bir kısmı çok sık olarak ''Kuzu Kuzu''ya düşürüyor yolunu.
Tarkan bu; kimden isterse şarkı alabilirdi büyük ihtimalle. Herkes ona şarkı vermeyi, bir tür ''prestij'' olarak kabul ediyor. O zaman sorun ne? Neden albümde bir Aksu ya da Öncel (ya da ikisinin birden) şarkısı yok da, onların yerine, onların taklidi şarkılar var?
Nedeni şu olsa gerek. Herkes gibi, Tarkan da işin kaymağını tek başına yemek istedi. ''Ben Tarkan’ım,'' dedi muhtemelen, ''kaç yıl aradan sonra yapacağım bir Türkçe albümün gelirini, neden onunla bununla paylaşayım?''
Ama Tarkan için durum bu kadar rahat değildi. Hele hele o İngilizce albüm sonrası iyice riskliydi. Ve görüldüğü kadarıyla risk büyüdü; atlatılamayacak kadar büyüdü. Çok seviyorduk çok, tam kalbimize fırlatmıştı ok, ama artık sanki YOK; ya da olmak üzere.
KIRMIZI IŞIK'' Kıl Oldum Abi'' diyebileceğimiz 90’lı albümlerden biri olan, ilk Tarkan albümü: Sakın yaklaşmayın.
YEŞİL IŞIKBaşta '' Dudu'' ve ''Karma'' olmak üzere Tarkan’ın çoğu şeyi; özellikle de yurt dışı (hem CD hem de plak olarak) single’ları; daha da özellikle, ikramiye şarkılı Rusya baskısı albümleri: Bulursanız kaçırmayın.
''Metamorfoz'' vuku bulmadan önce Tarkan’ın Sezen Aksu ile Amerika’da yaptığı çalışmalar; ''Come Closer''ı adam edebilmek için Snoop Dog’un işe karıştığı versiyonlar; ''Dudu'' sırasında ya da öncesinde, Nazan Öncel-Tarkan işbirliği ile ortaya çıkmış ama bize ulaştırılmamış şarkılar, keşke ''Koleksiyon'' ya da ''Arşiv'' niyetine basılsa: Keşke olsa.