02.09.2020 - 13:40 | Son Güncellenme:
“Dövüş Kulübü”, “Gösteri Peygamberi” gibi romanların yazarı Chuck Palahniuk’un “Önümüzdeki on yılda, herhangi bir yazar için, Pollock’un eserlerini geçmek kolay olmayacak,” dediği, PEN / Robert Bingham Ödüllü, Guggenheim Bursu kazananı, Ohio, ABD’li Donald Ray Pollock’un kaleme aldığı, İthaki Modern’in 25. kitabı olan, çevirisini Emirhan Burak Aydın’ın yaptığı, 312 sayfalık “Düş Yakamdan Şeytan”, Güney Gotiği türünün unutulmaz örneklerinden birisi.
Donald Ray Pollock, 1973’ten 2005’e kadar, dedesinin ve babasının emekli olduğu Mead Kâğıt Fabrikası’nda çalıştı, kamyon şoförlüğü yaptı. Babasının emekliliğinde yaşadıklarından çekinen Pollock, bir üniversitenin İngiliz Edebiyatı programına kaydoldu. 50 yaşında, doğduğu yerdeki tecrübelerinden beslenerek yazdığı “Knockemstiff” adlı öykü kitabıyla edebiyat dünyasına adım attı. 2008 seçimlerinde, Güney Ohio izlenimlerini New York Times’a yazdı. Granta dergisinde yazıları yayımlandı. Pollock, adını duyurduğu, ilk romanı “Düş Yakamdan Şeytan” ile Amerikan Kâbusunu kemiklere işleyen bir şiddetle tasvir etti.
2.Dünya Savaşı’nda görev yapmış Willard, ölüm döşeğindeki karısını kurtarmak için her gün Tanrı’ya dua edip kurban kanı akıtıyor. Oğlu Arvin ise uysal bir çocuk ama böyle kalmayacak. İnancın kurbanı iki kaçağın, seri katillik yapan bir çiftin, hazzın peşinde bir vaizin ve yozlaşmış bir şerifin birbiriyle kesişen, on yıllara yayılan hikâyesinde Arvin acımasız kararlar verecek, bu sırada ruhunu da temiz tutmaya çalışacak.
“Düş Yakamdan Şeytan”, radikal bir imana, çürümüşlüğünü içi boşaltılmış değerlerle saklayanlara ve babasının gölgesini takip etmek zorunda kalan oğullara dair dehşetli bir macera.
“Donald Ray Pollock’un dehşet verici yeni romanı, tedirgin edici bir başyapıt… Flannery O’Connor ile Raymond Carver kıyaslamalarını davet ediyor kendisine.” – USA Today
“Yaratıcılığı vahşice… Pollock, okurları bir sahneye nasıl sokacağını ve nefes nefese kalmış halde ne zaman çıkaracağını çok iyi biliyor.” – The New York Times Book Review
“Bu roman, Flannery O’Connor ile William Faulkner’ın çocuğuymuş gibi – ama bu çocuk, Cormac McCarthy tarafından kaçırılıp bir kafese hapsedilmiş ve tüketmesi için sadece soğan halkası, Oxycontin ilacı ve Terrence Malick’in Kanlı Toprak filmi verilmiş sanki.”
– The Oregonian