13.11.2022 - 07:08 | Son Güncellenme:
Erkan Kolçak Köstendil kısa metrajlardan sonra yönettiği ilk uzun metraj sinema filmi ile karşımızda… İlk bakışta muhteşem oyuncu kadrosu ile dikkat çekiyor “Tamirhane”. Kimler yok ki filmde… Nejat işler, Rıza Kocaoğlu, Merve Dizdar, Bülent Şakrak, Engin Hepileri, Erkan Can… Ancak ilk sahneden itibaren bunun sadece performans değil, tarz iddiasına da sahip olduğunu görüyoruz.
Sonradan aynı yetimhanede büyüdüklerini öğreneceğimiz Yılmaz ile Müjdat’ın, yakın arkadaşları Ayhan’ın rica ettiği bir “araba yürütme” operasyonunun beklenmedik bir şekilde sonuçlanmasıyla başlıyor film. Bu olay onların işlerine olumlu yansıyor çünkü artık boyadıkları arabalar her zamankinden muhteşem görünüyor. İşleri büyütmeyi tartışırken Ayhan’ın kardeşi Aynur kaza geçiriyor ve görme yetisini kaybediyor.
Tarz olarak Quentin Tarantino ve Guy Ritchie filmlerini, yerellik açısından da Yılmaz Erdoğan ve Cem Yılmaz komedilerini anımsatan “Tamirhane”, eskilerden “Üç Arkadaş”ı yenilerden de “İnşaat”ı harmanlayarak ortaya keyifli bir kara komedi çıkarıyor. Senaryoyu yazan Bülent Şakrak belli ki bahsettiğimiz külliyat üzerine epey kafa yormuş ve benzemeyi taklitten uzak tutmaya çalışmış. Erkan Kolçak Köstendil’in kapalı alanda dizi estetiğinden kaçınmak için çekim ve kurgudaki özenini de hissetmek mümkün.
Mahalledeki erkeklik hâlleri üzerine farklı bir “kaybedenler kulübü” hikâyesi anlatan bu kara komedi, seyirciyi mizahı ve samimiyetiyle kucaklayabilecek bir yapım. Hızlı ve bilmecemsi finali, hikâyenin ritmini artırmak yerine genel anlatı ile doku uyuşmazlığı yaratsa da senenin ilgiyi hak eden yerli yapımlarından biri “Tamirhane”.