02.01.2012 - 15:24 | Son Güncellenme:
Öykünün bir labirentten farksız yapısında cinayet, yozlaşma, aile sırları ve 40 yıllık bir gizemin peşinden koşan iki beklenmedik ortağın iç mücadeleleri yer alıyor. Mikael Blomkvist (Daniel Craig), yalan haberle suçlandıktan sonra şerefini kurtarmaya karar veren bir finans muhabiridir. İsveç’in en zengin sanayicilerinden olan Henrik Vanger (Akademi Ödülü® adayı Christopher Plummer) tarafından, geniş ailesinin bir üyesi tarafından öldürüldüğüne inandığı sevgili yeğeni Harriet’ın uzun zaman önceki kayboluşunu araştırmakla görevlendirilen gazeteci, başına geleceklerden habersiz bir şekilde, donmuş İsveç kıyılarının açığındaki bir adaya doğru yola çıkar.
Aynı anda, Milton Güvenlik hesabına çalışan alışılmadık ama becerikli bir araştırmacı olan Lisbeth Salander (Rooney Mara), Blomkvist’in geçmişini araştırmakla görevlendirilir. Bu görev, genç kadını Harriet Vanger’ı kimin öldürdüğünü araştıran Mikael’e katılmasına yol açar. Lisbeth kendini sürekli ihanete uğradığı bir dünyadan saklanmayı seçmişse de, hacker’lık becerileri ve sabit fikirliliği paha biçilmez birer özellilk haline gelmiştir. Mikael ağzı sıkı Vanger’larla yüz yüze gelirken, Lisbeth kablolu dünyanın gölgelerinde gezinir. Birlikte geçmişten günümüze bir cinayetler zincirini takip ederken, çağdaş suç dünyasının en azgın dalgalarına çekilirken tutunacakları, kırılgan bir güven bağı kurarlar.
Columbia Pictures ve Metro-Goldwyn-Mayer Pictures bir Scott Rudin / Yellow Bird Yapımı olan David Fincher filmi, The Girl with the Dragon Tattoo/Ejderha Dövmeli Kız’ı sunar. Filmin başrollerinde Daniel Craig, Rooney Mara, Christopher Plummer, Stellan Skarsgård, Steven Berkoff, Robin Wright, Yorick van Wageningen ve Joely Richardson yer alıyor. Yönetmenliğini David Fincher, yapımcılığını Ole Søndberg, Søren Stærmose, Scott Rudin ve Ceán Chaffin’in yaptığı filmin senaryosu, Steven Zaillian tarafından, Stieg Larsson’un ilk olarak Norstedts tarafından yayımlanan romanından esinlenerek yazıldı. Yürütücü yapımcılar Steven Zaillian, Mikael Wallen ve Anni Faurbye Fernandez; ortak yapımcılar Berna Levin ve Eli Bush. Filmin kadrosundaki diğer isimler; görüntü yönetmeni Jeff Cronenweth, ASC, prodüksiyon tasarımcısı Donald Graham Burt, editörler Kirk Baxter, A.C.E. ve Angus Wall, A.C.E., kıyafet tasarımcısı Trish Summerville ile besteciler Trent Reznor ve Atticus Ross.
YAPIM HAKKINDA
The Girl With The Dragon Tattoo/Ejderha Dövmeli Kız, Steig Larsson’un, 46 ülkede 65.000.000 satış rakamına ulaşmış destansı gerilim dizisi Milenyum Üçlemesi’nin beyaz perde uyarlamasının ilk halkasını oluşturuyor. İlk olarak 2005 yılında, Larsson’un ölümünden kısa süre sonra yayımlanan serinin ilk romanı olan The Girl With The Dragon Tattoo/Ejderha Dövmeli Kız, okurları finans muhabiri Mikael Blomkvist ve haksızlıklara karşı çıkan hacker Lisbeth Salander’le tanıştırdı.
Larsson, Salander karakteriyle suç gerilimlerinde daha önce görülmemiş bir kadın kahramana hayat verdi; görünüşüyle insanlara uzak durum mesajı veren, başkalarıyla “normal” şekillerde iletişim kurmayan ama haksızlığa uğrayanlarla kurduğu kişisel bağ nedeniyle, Harriet Vanger’in kaybolması vakasını çözmekte Mikael’e yardım etmek isteyen serseri bir dahidir. Öç alma arayışı ve Mikael’le kurduğu belirsiz ortaklık, The Girl With The Dragon Tattoo/Ejderha Dövmeli Kız’ın ve takip eden iki kitabın– The Girl Who Played With Fire/Ateşle Oynayan Kız ve The Girl Who Kicked the Hornet’s Nest/Arı Kovanına Çomak Sokan Kız’ın merkezini oluşturuyordu.
Yönetmen David Fincher ve senaryo yazarı Steven Zaillian, Mikael ve Lisbeth’in, Harriet Vanger’in kayboluşunu araştırırken karşılaştıkları kurumsal, toplumsal ve kişisel çürümüşlüğe odaklanan Larsson’un taviz vermez üslubuna sadık kalmayı amaçladılar. Zaillian, senaryoyu yazarken doğrudan Larsson’un sözlerinden ilham aldı. Fincher, “Senaryonun kumaşı, tamamıyla romandan biçildi,” diyor. Ekip, ilk kitabın girift öyküsünü film süresine sığdırmanın yanında, Milenyum romanlarını dünyanın dört bir yanındaki insanlar için cazip kılan unsurları da vurgulamak istiyordu. “En çok ilgimizi çeken karakterler, kitapları birer kültürel fenomen haline getiren Blomkvist ve Salander oldu, “ diyor Fincher. “Onlar muazzam bir enerji, sürtüşme ve dramatik olasılıklar sunuyordu.”
Zaillian şunları ekliyor: “Lisbeth harika, sıra dışı bir karakter; maa bence kitaplar sadece onun hakkında olsaydı, o kadar iyi işlemezlerdi. Onun ve Blomkvist’in öykülerinin bir araya gelmesi ve birlikte yaşadıkları şeyler, kitapları bu kadar etkileyici kılıyor.”
Fincher ve Zaillian’ın, kitabın şiddet ve intikam dolu sahnelerini yumuşatma gibi bir niyetleri yoktu. Fincher, “Bu filmin kadınlara yönelik şiddeti, belirli aşağılama şekillerini konu aldığı gerçeğine bağlı kaldık; bunu yumuşatmanın bir yolu yok,” diyor. “Ama aynı zamanda, izleyicilerin intikam hissini yoğun bir şekilde hissedebilmesi, bir yandan da ifade edilen fikirlerin gücünü fark etmesi için bıçak sırtında yürümeniz gerekiyor.”
Larsson’un romanlarında kusursuz bir şekilde başararak okurların dikkatini Mikael ile Lisbeth’in gizli kapaklı araştırması eşliğinde yozlaşmış güç, kadın düşmanlığı, hoşgörüsüzlük, fanatiklik, küreselleşme, toplumsal refah, adalet ve yargı temalarına çekmesini sağlayan şey de buydu. Lisbeth Salander rolünü canlandıran Rooney Mara, şöyle diyor: “Bence toplumun gizli kapaklı yönleri, insanlarının merakını kabullenmek istediklerinden daha fazla çekiyor. Kişilerin ve toplumların sakladıkları sırlar ilgi çekiyor. Bu unsur, The Girl With The Dragon Tattoo/Ejderha Dövmeli Kız’da, insanların gerçekten sevdiği bu iki karakterde bir araya geliyor.”