05.11.2020 - 15:36 | Son Güncellenme:
‘Matbaa-i Ebüzziya’nın kurucusu olan Ebüzziya Tevfik Bey’in kişisel çalışmalarının ve 1881’den 1949 yılına kadar devam eden Ebüzziya Ailesi’nin matbaacılık serüveninin tüm detaylarıyla anlatıldığı “Kültür ve Sanat Hayatımızda Ebüzziya Ailesi” sergisi Zeytinburnu Kazlıçeşme Sanat Merkezi’nde sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Türkiye'nin 150 yılına tanıklık eden Ebüzziya Ailesi’nin İSAM Kütüphanesi tarafından araştırmacılara açılan zengin arşivi ve aile üyelerinden derlenen kişisel koleksiyonları bu sergiyle ilk kez gün yüzüne çıkıyor. Zeytinburnu Belediyesi tarafından Kazlıçeşme Sanat Galerisi’nde düzenlenen “Kültür ve Sanat Hayatımızda Ebüzziya Ailesi” sergisi, 27 Aralık 2020 tarihine kadar, pazartesi günleri haricinde haftanın altı günü 10.00 – 17.00 saatleri arası ziyaret açık olacak.
Bir aile hikâyesi
Kazlıçeşme Sanat, "Kültür ve Sanat Hayatımızda Ebüzziya Ailesi" sergisine ev sahipliği yapıyor. Sanat Tarihçisi Ömer Şerifoğlu'nun hazırladığı sergide, Türkiye'nin 150 yılına tanıklık eden Ebüzziya ailesinin İSAM Kütüphanesi tarafından araştırmacılara açılan zengin arşivi ve aile üyelerinden derlenen kişisel koleksiyonları ilk kez gün yüzüne çıkıyor.
Ülkemizde matbaacılığın tarihi 1729’da İbrahim Müteferrika ile başlar. Bütün dünyada günden güne gelişirken bizde İbrahim Müteferrika’dan sonra bir adım öteye gitmez, aksine geriler… 1881’de Matbaa-i Ebüzziya’nın açılışına kadar İstanbul’dan herhangi bir matbaanın baskı tekniği, baskı güzelliği gibi bir meselesi olmamıştır. Ebüzziya Tevfik Bey’in 1871’de başlayan matbaacılık serüveni 1881’de olgunluk devresine ulaşarak meyvesini vermiş Matbaa-i Ebüzziya’ya kurulmuştur. Babalarının ölümünden sonra oğulları Talha ve Velid, daha sonra da torunu Ziyad Ebüzziya’nın bayrağı devralarak bir aile macerasına dönüştürdüğü Matbaa-i Ebüzziya 1949’da kapanıncaya kadar, İstanbul’da rakip olacak bir matbaa yoktur, Avrupa matbaalarıyla yarışır.
Ebüzziya Tevfik Bey ile başlayan ailenin üç kuşak kesintisiz süren, basın-yayın ve siyaset sahnesindeki serüveni, İstanbul’un hatta Türkiye’nin son 150 yılının özetidir desek, çok da iddialı bir cümle kurmuş olmayız. Beş padişah, Sultan Abdülaziz, Sultan V. Murat, II. Abdülhamit, Mehmet Reşat, Vahdeddin ve iki cumhurbaşkanı, Atatürk ve İnönü devrini görmüşler; altı büyük savaş, 93 Harbi (1876 Osmanlı Rus Savaşı), İtalyan Harbi, Balkan Harbi, I. Dünya Savaşı, İstiklal Savaşı ve II. Dünya Savaşı yaşamışlar. Yığınla hükümetle, iktidarla çalışmışlar. Bu 150 yıla toplum ve devlet olarak Batılılaşma serüvenimizi sığdırdığımız ortada. Toplum olarak bu süreçte nasıl büyük bir değişim ve dönüşüm geçirdiğimizi görmek için de makro düzeyde araştırmalar gerekmiyor; kent, mahalle, sokak, hatta hane ölçeğinde bakmak yeterli…
“Kültür ve Sanat Hayatımızda Ebüzziya Ailesi” adını verdiğimiz bu sergi ve kitapta, kültür, sanat ve siyaset hayatımızda bütün olumsuzluklara rağmen derin izler bırakmış ve haklı bir şöhrete ulaşmış bir ailenin dört kuşak bireylerinin şahsi maceralarından görebildiğimiz, ulaşabildiğimiz izleri bir araya getirerek anlamlı bir bütün oluşturmaya çalıştık. Geçmişe saygı ve vefa, geleceğimize ışık ve ilham olacağı ümidiyle, aile dediğimiz bu “küçük devlet” içinde kuşaktan kuşağa aktarılan duyarlıklar, genler, refleksler gibi bir dizi unsurun, yaşarken fark edilmese bile biraz dışardan bakınca ne kadar aşikâr olduğunu görülecektir.