05.02.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Seray Şahinler - Minyatüre getirdiği yeni yorumla son yıllarda sanatta da yeni bir damar açan Murat Palta’nın dördüncü kişisel sergisi “Logarithmic Growth”, x-ist’te ziyarete açıldı. Klasik minyatür ve popüler kültür unsurlarını sentezleyerek geleneksel ve çağdaşın zıtlığından kesitler sunan sergi ‘dünyanın hâlini’ anlatıyor. Cajamarca Savaşı’ndan Düyun-u Umumiye’ye, Hatay’da keşfedilen antik mozaiğe kadar hayattan kareler yansıyor ‘modern minyatürlere’. Sanatçı, yaşadığımız gezegenin bugünkü durumunu; deneyi sırasında gıdanın azaldığı, atık gazların ısısının arttığı ve diğer atıkların birikip toksik bir hâl almaya başladığı logaritmik büyüme evresiyle bağdaştırıyor. Merceğin diğer ucunda ise deney kabına baktığımız küçük dünyadan kendi insanlığımızı görüyoruz. Sergiyi Murat Palta’dan dinleyelim…
Sergiyi gezerken yaşadığımız dünyanın tam ortasında hissettim kendimi. İklim krizinden savaşlara, insanın hırslarından teknolojiye kadar bugünün panoramasıyla karşılaşıyoruz. Ne fısıldıyor Murat Palta’nın ‘minyatürleri’ bize bu kez?
Çok kısaca olan biteni anlatıyor. Yaklaşık birkaç ay önce konuşulup tartışılan güncel gelişmelerden asırlar önce gerçekleşip unutulmuş tarihî olaylara uzanıp aralarındaki ortak payda üzerinden bağlantılar kuruyor. Çok sıkıcı anlattım farkındayım ama tanıdıkça seversiniz.
Sergi, ismini çeşitli bakteriler üzerinde yapılan mikrobiyolojik deneylerden yola çıkarak insan hayatına uyarlanan bir grafikten alıyor. Nedir “Logarithmic Growth”un meselesi?
Mikrobiyologların yürüttükleri deneye göre petri kabındaki mikropların ortaya çıkış macerası büyüyüp çoğalarak pik noktaya geliyor ve beklendiği üzere en sonunda kendi atıklarındaki zehirlerden ve kaynak yoksunluğundan tükenerek yok oluyorlar. Bu süreç içerisinde her bir aşama isimlendirilip insanlığın gidişatına uyan bir çizelge oluşturuluyor. Şu an insanlığın bulunduğu evre de bu: Logaritmik büyüme fazındayız ve tam şu anda bazı önlemler alınmazsa sonumuz kötü olacak. Bunu görebiliyoruz çünkü küçük bir ölçekte deney yaparak büyük sonuca ulaştık. Bu yaklaşım minyatür sanatında yer alan yorumlardan biri: Minik minik, iç içe geçmiş kalabalık figürlü minyatürlere bakıp kendi belleğimizi görüyoruz.
Sergide popüler kültürden, tarihten, mitolojiden referanslar var. Hepsini bir şekilde bugün yaşadığımız dünyayla ilişkilendirmek mümkün. Belki bugünün sorunlarını bu kavramları yeterince doğru algılayamadığımız için çözemiyoruzdur… Ne dersiniz?
Doğru algılama diye bir şey var mı, bu konuda şüpheliyim ama ben olaylara ters yönden bakmayı seviyorum. Tüm bu kavramlarla ilgili değil, aynı zamanda bunların tam içinde yetişmiş bir insan olarak aralarında bağ kurup yorumlamak benim için yapboz çözmeye benziyor. Ya da oluşturmaya…
‘Arayış içindeyim, keşfediyorum’
Sizi minyatüre yeni yorum getirdiğiniz işlerinizle tanıdık ve bu alandaki yeni üretimlerinizi izlemeye devam ediyoruz. Bu yorumda zamanla değişiklikler, pekiştirmeler oldu mu? Minyatürün ruhu sizin zaman içindeki serüveninizi nasıl etkiledi?
Ben de arayış içindeyim ve keşfediyorum. Sanatçının görevi bu aslında. Biçim ve içerik nasıl ifade ediliyor, nasıl yorumlanıyor, deneyip görüyorum. Bazen geçmiş işlerime dönüp baktığımda yer yer kıskanıyor, yer yer de gülüyorum. Fakat her hâlükârda gurur duyuyorum ve günün sonunda önemli olan da bu.