24.04.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Evrim Altuğ - İstanbul Taksim Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) yer alan T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı imzalı “Veysel Gider Adı Kalır” isimli anma sergisi kapılarını 23 Nisan’a dek açık tuttu. İçeriğindeki kültürel, belgesel derinlikle adıyla tam olarak örtüşen etkinlik Sivas’ın Şarkışla ilçesi Sivrialan köyünde doğan Âşık Veysel’in (1894-1973) vefatının 50’nci yılında 2023’ün UNESCO kararı ile “Aşık Veysel Yılı” olarak kutlanmasıyla, kapsamını daha bir küreselleştirdi. Küratörlüğünü Erkan Doğanay’ın yaptığı sergi, Veysel’in kızı Menekşe’den torunu Nazender Süzer Gökçe ile Gürsel Gökçe’nin koleksiyonuyla da öne çıktı.
Serginin düzenlendiği AKM Sanat Galerisi’ne çıkan avluda ozanın yanık, buruk sesi ve ak heykeliyle izleyiciye sürpriz yaptığı etkinlik, iç mekânda ağır basan kırmızı ile ozanın küçükken geçirdiği hastalık etkisinde yitirdiği görme duyusundan hemen önce anımsadığı ‘kırmızı’ rengine selam durdu.
Âşık Veysel’in Türkiye ve dünya kültürüne hangi çeşitlilikle mal olduğunun beyanı denebilecek yoğunluktaki sergide Fikret Otyam, Ara Güler, İsa Çelik ile Ozan Sağdıç gibi usta isimlerin gözünden, ozanın siyah-beyaz ve renkli portreleri büyük dikkat çekti.
Bu belge-sergide, Veysel’den aldığı ilhamla sanat hayatı şekillenmiş ressamlar Bedri Rahmi Eyüboğlu, eşi Eren Eyüboğlu ve Orhan Peker’in eserleri ile Anadolu Pop ve modern caz öncülerinden Esin Afşar, Fikret Kızılok, Selda Bağcan, Gülden Karaböcek, Hümeyra gibi isimlerin yorum 45’likleri, kasetleri bir araya geldi. Folklor araştırmacısı Fransız aydın Alain Gheerbrant’ın Veysel’le 1950’lerde LP kayıtlarına uzanan emsalsiz ilgisinin kanıtları dikkat çekti.
Sergide Yusuf Toprak Arşivi’nden Âşık Veysel’in yüz maskı (sol başta), ünlü ozanın bestelerinin seslendirildiği kasetler ve ozanın Alper Çınar imzalı dev heykeli (sağda) gibi eserler bulunuyor.
‘Karanlık Dünya’ belgeseli
Etkinlik, 1947’den beri yayımlanan, yazı işleri müdürlüğünü Metin Altıok’un yaptığı Dost adlı yayında yer alan Ahmet Kutsi Tecer, Yaşar Kemal ile yine Bedri Rahmi gibi aydınların, ozanın Nisan 1973’teki vefatı üzerine yazılı ve görsel iltifatlarıyla zenginleşti. Projede, ustaya, mirasına yoldaşlık etmiş şair dostu Ümit Yaşar Oğuzcan’ın yine aynı tarihte derlediği, adına özel imza kaşesi ve parmak izi ile ayrı yerde duran Veysel’in tüm şiirlerini içeren “Dostlar Beni Hatırlasın” kitabının orijinali, görme engelliler için Bakanlık Telif Haklar Genel Müdürlüğü katkısıyla projelendirilen “Basında Âşık Veysel” isimli dört dev ciltli, Braille alfabeli belgesel kitaplar da unutulmadı.
Doğanay, sergide ayrıca empatinin sınırlarını Veysel’in kültür mirasını tam anlamıyla kucaklayan bir insancıllıkla zorlamış gibiydi. Sergideki “Uzun İnce Bir Yoldayım” geçidi, ziyaretçileri ‘karanlık bir tünel’de var olmaya, Veysel ve dünyasını gönül gözüyle refakat eden kendi sesi ile teneffüs etmeye olabilecek en dokunaklı hâliyle davet etti.
İMOGA, Süleyman Saim Tekcan, Rahmi Eyüboğlu, Ara Güler Müzesi, Anadolu Ajansı, Mustafa Yaman ile çello sanatçısı Frederic De Wulf’un katkılarıyla hazırlanan serginin izleyiciyle paylaştığı bir diğer sürpriz ise yönetmen Metin Erksan’ın imzasını taşıyordu. Etkinlikte senaryosu Bedri Rahmi Eyüboğlu’na ait, Erksan’ın kariyerinde ilk yönetmenlik tecrübesi olan Veysel’in de yer aldığı 35 mm.’ilk 1952 tarihli renkli belgesel film “Karanlık Dünya” da izlendi.
SergiKur’un katkılarıyla izlenen “Veysel Gider Adı Kalır” sergisinin vadettiği bir diğer dramatik paylaşım ustanın 21 Mart 1973’te vefatı üzerine bölgede resim öğretmenliği vazifesini sürdüren Selahattin Aydemir, Özdemir Baran, Yusuf Toprak ve Türkçe öğretmeni Kutlu Özen’in tarihe kazandırdıkları yüz maskı oldu. Mask, Yusuf Toprak Arşivi izniyle yıllar sonra tekrar gündeme geldi.
Müzeye bağışlanacak
Bu koşullar altında, konuya gösterdiği çoksesli ve çok disiplinli yaklaşım hakkında tebrik edip, görüşlerine başvurduğumuz küratör Erkan Doğanay, Milliyet’e şu müjdeyi verdi: “Sergi, 12 Mayıs’ta İzmir Resim ve Heykel Müzesi Salonu’nda, ardından Ankara Resim ve Heykel Müzesi Salonu’nda görülebilecek. Âşık Veysel’in torununun koleksiyonundan alınan fotoğraflar, sergi yaz aylarında Sivas’a taşınabilirse, ozanın 1894’te doğduğu, beş-altı yıl önce yenilenmiş Âşık Veysel Müzesi’nde kalıcı hâle getirilmesi planlanıyor. Ozanın torunu Nazender Süzer Gökçe, her fotoğraf sanatçısının ıslak imzasını taşıyan ve kendisine hediye edilen bu eserleri Sivas’ın Şarkışla ilçesi Sivrialan Köyü’ndeki müzeye bağışlamak istiyor.”
Sergi, mekânda ağır basan kırmızı ile ozanın görme duyusunu yitirmeden önce anımsadığı ‘kırmızı’ rengine selam duruyor.