25.07.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Harun Karaburç - Kenar mahallelerde arabesk, gençlerin duygularını ifade etmek için kullandıkları bir müzikti. 1960’lardan bugüne arabesk, bu mahallelerden çıkıp büyük kitlelere ulaşan bir müzik türüne dönüştü. Şimdilerde ise özellikle gençler bir ifade aracı olarak arabeski rap ile harmanlıyor. Kültürlerarası sentezin yoğunlaşması sonucunda iki müzik türünün etkileşimi ile arabesk-rap müzik gelişti ve birkaç senedir popüler hale geldi. Hatta büyük ölçüde gettolarda gençler amatör biçimde kendi arabesk-rap parçalarını çalıp söylüyor, internete yüklüyor. Rap ve arabesk; ikisi de sokağın ve alt kültürün müziği.
İstedikleri kadar dışlasınlar
Arabesk-rap’in öncü isimlerinden Yener Çevik, arabesk ve rap müziğin benzerliklerini şu sözlerle anlatıyor: “İkisi de belli bir derdi, çileyi çekmiş insanların sözlerini melodiyle anlatıp dünyaya haykırma sanatı. Birbirine benzerliği burada. Apayrı coğrafyalarda aynı dertleri yaşayan insanların sadece duygu durumunu değişik fikirlerde dışarıya vuruş şekli aslında. Bence ikisi de dinleyenlerde aynı etkiyi yaratan müzik türleri.” Ana akım medyanın hiçbir zaman rap müziğine yer vermediğini bu nedenle internet ve sosyal medyanın aracılığıyla bağımsız olduklarını söyleyen Çevik, “İnternetin ve sosyal medyanın etkisiyle artık daha genç kitleye de ulaşmaya başladı bu müzik. İnsanlar rap müziğini dinlemeyi geçip rapi anlamaya başladılar. Plakçılar destek olmasa da televizyonda yer almasak da radyolar çalmasa da şarkılarımız konser salonlarında ezbere söyleniyor. Ben de hâlâ Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur, Bergen, Tüdanya, Orhan Gencebay, Azer Bülbül ve daha bir sürü usta sanatçıyı dinliyorum. Biz Madonna veya Michael Jackson ile büyümedik. Bu müzisyenlerle büyüdük yaşadığımız coğrafyada. Bazı kişiler arabesk dinlediğini bile söylemeye utanıyor. Bizim gerçeğimiz arabesk. Biz arabeskiz. İstedikleri kadar kıro desinler, istedikleri kadar da dışlasınlar. Bence arabesk olmak en büyük elitistlik” dedi.
Sosyolog yazar Doç. Dr. Adem Sağır bu konuda “ Yeni Bir Ergen Kültürü Olarak Arabesk Rapin Kimlik Dışa Vurumları” adlı akademik bir çalışmaya imza atmış ve türün gençler arasındaki popülerliğini yorumlamıştı.
Kendini sürekli yeniliyor
Sağır’a göre; arabesk-rap aslında etnik bir müzik olarak ortaya çıktı ve sonrasında büyükşehirlerde yaşayan göçmen gençlerin müziği oldu. Sağır’ın yorumu şöyle: “Gençler derken çocuklar yaş aralığı olarak. Çok ciddi anlamda kenarda kalmış insanların kendilerini kurdukları ve ifade ettikleri bir müzik. İlk başladığında çok amatördü aslında kimsenin dikkat etmediği kenarda kıyıda köşede kalmış ama sıkı bir dinleyici kitlesi olan. Basit kameralı telefonlarla çekip internete attıkları videolarla yürüyordu. Ancak şimdi çok geniş bir kesime hitap ediyor çünkü daha kaliteli ve profesyonel bir hale geldi. İyi müzik, keyifli müzik ve sürekli kendini yeniliyor. Gençler çağa uygun hızla değişen şeylerle çok çabuk ilişki kurabiliyor. Dolayısıyla bu haz olarak mutlu ediyor onları. Yoksa ilk zamanlarda gerçekten ruhsal ve duygusal olarak içinde kendilerini buluyordu dinleyenler. Ben şahsen 2010 yılından itibaren arabesk-rap’in gelişimini takip ediyorum. İlk zamanlarda dinleyen kitle ile şimdilerde dinleyen kitle arasında dağlar kadar fark var. Kuşkusuz bu değişimde sosyal medyanın her şeyi görselleştirmesi ve popülerleştirmesinin çok önemli etkisi var. Şimdilerde daha kaliteli, iyi müzik ancak ilk zamanlardaki gibi dinleyici kitlesi kimlik odaklı değil.”
Her gün yeni örneklerini dinlediğimiz ve gittikçe yükselen arabesk-rap’in popülerliği bir süre daha devam edecek gibi…