Öteki eserlerinde olduğu gibi Ahmet Ümit "Patasana"da da ‘kaybetme’ olgusunu yetkin bir düzeyde; tarihsel dağılımı içinde değerlendiriyor. "Patasana", iç içe geçmiş iki ayrı süreci, birbirine örülü, koşut bir şekilde bağdaştırıp, sunuyor.
Roman, bir grup arkeoloğun kazı yaptıkları bölgede farklı üslûpta yazılmış tabletler bulunmasıyla başlıyor. Hitit Sarayı’nın resmi yazmanı Patasana, alışılmış olanın tersine bu tabletlere gizlice kendi kişisel gözlemlerini ve duygularını yazdığından o dönemin resmi ve gayri resmi yaşamı hakkında birinci ağızdan bilgiler ediniyoruz. Romanda toplam 28 tablet var. Tabletleri belli aralıklarla okuyoruz. "Patasana" yarattığı değişik karakterleriyle, tutarlı diyaloglarıyla, geniş kapsamlı tarihsel olaylarıyla okuyucunun aklını uyarıyor.
Özgürleştirici ilişki insanları özgür kılar. Sevilmek, sevgini yaşamak istiyorsan, özgür bırak. Böylece kendin olabilirsin; çünkü ötekini var ediyorsun. Örtülü veya açık biçimde genel olarak sanat eserlerinden bu çağrıyı alırız: "Kendinizi duyarlı hale getirin, insani niteliklerinizi yükseltin, özgür bireyler olun". Yazman Patasana, binlerce yıl öteden aynı hakikatleri bize haykırıyor. Bunların boş bir hayal olmadığını, her türlü zorluğa ve acıya rağmen mümkün olduğunu "Patasana" bize tekrar duyumsatıyor.
Romanın işlevi, bizi uzamın ötesine taşımasıyla ilgilidir; iyi bir yapıt, bilinci "burada ve şimdi"nin sınırlarından kurtarıp, zihinsel canlılığa yol açarak, insanlığın en derin ve kapsamlı eğilimlerini önümüze koyar. Sanatsal yetkinlik, sorunları estetik düzeyde ortaya koymasında, söylemindeki inandırıcılıkta, akılda soru işaretleri uyandırmasında; burada ve şimdiyi, uzakta ve eskiyle tutarlı bir biçimde bağlamakta kendini gösterir.
"Patasana"yı okuyanlar bunları irdeleyebilir. Tabletlerdeki dilin destansı tadını, tarihsel olayları anlatırken sağladığı doyumu, önümüze getirdiği evrensel gerçeklikleri değerlendirebilir. 2700 yıl önce yaşananlarla şimdi yaşananlar arasında kıyaslama yapabilir.
Ahmet Ümit kapsamlı konuları, tarihsel olguları, insanın yapısındaki evrensel gerçeklikler ve toplumsal dinamikler açısından ele alıyor. Bu durum edebi söyleme felsefi bir nitelik kazandırıyor.
"Patasana" tam bir karakterler galerisi. Olgun, inisiyatifli arkeolog Esra, kayıp diller uzmanı, Vietnam’da savaşın acımasızlığını yaşamış Amerikalı Timothy, PKK’ya karşı savaşta pişmiş Yüzbaşı Eşref, aşiret reisi Reşat, PKK savaşçısı Bedirhan, Aşçı Halaf, Gavur Nadide ve daha niceleri. Her biri ayrı kültürde, ilginç kişilik yapısına sahip, değişik toplumsal işlevi olan bu karakterler romana zenginlik ve canlılık katıyor.
Yapıt baştan sona diyaloglarla örülü. Bu durum romana özel bir akıcılık sağlıyor. Sıkıcı betimlemelere, uzun anlatımlara başvurmadan mesajını iletiyor. Karakterler hakkında herhangi bir psikolojik çözümlemeye rastlanmıyor; çünkü diyaloglardan, kahramanların tavırlarından okuyucunun kendisi bunu rahatlıkla yapabiliyor. Yazar bütün karakterlere ve olaylara eşit uzaklıkta duruyor. Romanı okurken herhangi bir konu hakkında değerlendirme yaparken kendimizi bağımsız hissedebiliyoruz. İlişkilerle mekânın uyumu,
yemek çeşitleri, kahramanların bazılarının
yöresel ismi, otantik sıcaklığı yansıtıyor.
"Patasana" oldukça hacimli bir eser. Ancak herhangi bir fazlalık görülmüyor. Ele aldığı sorunsallarıyla, zengin karakterleriyle başka türlü olamazdı. Roman başı ve sonuyla tam bir uyum sergiliyor. Yazman Patasana’nın ilk tümcesiyle başlayan yapıt, öne çıkan karakterlerden Timoty’nin sözleriyle
son buluyor: "Haklısın’ dedi, başını eğerek: ‘Ben zalimler çağında yaşayan bir alçağım.’"
Ahmet ÜmitDoğan Kitap
399 s.
Fiyatı: 15.000.000 TL.