22.10.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
Melisa Vardal - Yapı Kredi Müzesi sanatseverleri bir idealin peşinde tarihi keşfetmeye çağırıyor. Müzenin kapılarını ziyaretçilere açtığı “Bir İdealin Peşinde: Atatürk ve Alaca Höyük” adlı sergide Alaca Höyük’ün arkeolojik mirası kronolojik katmanlar hâlinde gözler önüne seriliyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle Çorum’da başlatılan kazılar kapsamında kavuşulan tarihî bulgular Cumhuriyetimizin 100. yılı kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’ın iş birliğinde sergileniyor.
Genç Türkiye Cumhuriyeti’ni uluslararası alanda temsil eden ilk bilimsel kazı unvanına sahip Alaca Höyük’te bulunan eserler ilk kez bir araya gelirken Ahlatlıbel, Etiyokuşu, Karaoğlan ve Trakya Vize Tümülüsü kazılarından çıkarılan eserler de sergide yer alıyor. Küratörlüğünü Nihat Tekdemir’in, bilimsel danışmanlığını Tayfun Yıldırım’ın yaptığı sergi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Alaca Höyük Müzesi, Çorum Müzesi ile İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nden 235 arkeolojik ve etnografik eser ile kronolojik, tematik bölümler altında ziyaretçileri uzun bir yolculuğa çıkarıyor. Üç kata yayılan bu yolculuğa Türk Tarih Kurumu Arşivi’nden seçilen fotoğraflar ile Mahmut Akok tarafından yapılan orijinal çizimler de eşlik ediyor.
Âşık Veysel’e selam
Atatürk’ün isteğiyle satın alınan ve Alaca Höyük kazılarının ilk yıllarında kullanılan bir dekovil ile başlayan zamanda yolculuk ikinci katta Kalkolitik dönemden erken Cumhuriyet dönemine kadar uzanıyor. Hatti, Frig, Hitit gibi kadim uygarlıklara ev sahipliği yapan höyüğün tarihî dokusunu katmanlar hâlinde sunan sergide Cumhuriyet Dönemi Türk arkeolojisinin gelişimi de gözler önüne seriliyor. Arkeolojiyi bir bütün olarak ele alan sergi dönemin çizimleri, kazı çalışması fotoğrafları, maketleri ve çıkarılan eserleri buluşturuyor.
Halkın ve yönetici sınıfın yaşamına dair pek çok detayın gösterildiği sergide ölü gömme gelenekleri için de bir bölüm ayrılmış. Ölümden sonra geniş odalara gömülen varlıklı ailelerin tümülüs mezarları bir canlandırmayla gösterilirken küplerin içerisine insan bedenleri konularak üstleri kaya ile kapatılan mezar tipleri de orijinal bir örneğiyle yine bu katta ziyaretçilerin merakına sunuluyor. En üst katta ise ziyaretçileri Arinna’nın güneş tanrıçası karşılıyor. “Bin Tanrılı Halk Hititler” başlığıyla Hitit uygarlığını selamlayan bu katta uygarlığın heykelleri, doğal çevreyle kurdukları bağ, dinsel, gündelik ve sosyal yaşama dair buluntular yer alıyor.
Bu katın sürprizi Anadolu halkının binlerce yıllık damı olan kerpiç ev oluyor. İnsanlığın 6 bin yıllık konut mimarisi ve gündelik eşya kullanımına dair bir karşılaştırma sunan sergi; aynı işlevdeki aletlerin formlarının çok az değiştiğini gösteriyor. Kerpiç evin kapısından girildiğinde bir Âşık Veysel yankılanıveriyor. 2023 Âşık Veysel yılına özel olarak hazırlanan kısımda Hititlere ait saz çalan adam kabartması ve kazılarda bulunan bir saz duruyor. Aynı zamanda yün eğirme aletlerinin de yer aldığı kısım insanlığın 6 bin yıldır süregelen konut mimarisi ve gündelik eşya kullanımına dair alışkanlıkları karşılaştırmak için olanak yaratıyor. Anadolu’nun çağlar boyunca devam eden kültürel sürekliliğini arkeolojik ve etnografik objeler üzerinden anlatan sergi 10 Mart 2024 tarihine kadar ziyarete açık.
“Kazılara devam ediniz!”
Atatürk, 1936 yılı meclis açılış konuşmasında Alaca Höyük kazılarından gururla bahseder. 1 Kasım 1936 tarihli konuşmada Atatürk “Türk Tarih Kurumu’nun Alaca Höyük’te yaptığı kazılar sonucunda ortaya çıkardığı 5 bin 500 yıllık maddi Türk tarih belgeleri, cihan kültür tarihinin yeni baştan incelenmesini ve derinleştirilmesini gerektirecek niteliktedir” der. Sergide ayrıca 1936-1939 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk metodik klasik kazılarını yapan Arif Müfid Mansel tarafından Kırklareli Vize tümülüslerinden çıkarılan Roma Dönemi arkeolojik eserleri de yer alıyor. Vize tümülüslerinde yaptığı kazılarda ortaya çıkarılan eserleri Atatürk hasta yatağındayken görmek ister ve bunlar 1938 yılı sonbaharında Dolmabahçe Sarayı’na getirilir. Atatürk eserleri dikkatle inceler; sergide yer alan leylek ve tilki tasvirli altın yüzüğü parmağına takar ve Mansel’e “Kazılara devam ediniz, memleketimizin kültür zenginliklerini daha çok bulacaksınız” öğüdünde bulunur.