KonutYaşadığınız Bina Sizi Öldürebilir!

Yaşadığınız Bina Sizi Öldürebilir!

20.12.2013 - 15:55 | Son Güncellenme:

Doğayı bu kadar hunharca kullanmadan da yaşamak ve gelişmek için sürdürülebilirlik önem taşıyor.

Yaşadığınız Bina Sizi Öldürebilir

Gayrimenkul sektörü ekonomilerin lokomotif sektörlerinden… Büyük yatırımların yapıldığı ve iyi kazançlar getiren bu sektörde alan ve satan razı. Peki, inşaat sektörü doğayı nasıl etkiliyor bunu hiç düşündünüz mü?

Haberin Devamı

Yüksek enerji harcamalarıyla, dev yapılar hayata geçiriliyor. İnsanları etkileyen görüntülerinin yanı sıra birçok insan için iş ve yaşam alanı oluyorlar. Aynı zamanda eğlence mekanları, fabrikalar, residencelar, hastaneler vs derken hepsi inşaat sektörünün birer ürünü haline geliyor.

Ancak inşaat sektörü, küresel enerjinin 3'te birini tüketen ve sera gazı salımı (GHG) en yüksek sektör. Katı atık oluşumunun da yüzde 40'ını tek başına üretiyor. Su kullanımının yüzde 12'sinden de sorumlu. Bu nedenle "Sürdürülebilir Bina" kavramı günümüzde son derece önem taşıyor.

Yaşadığınız Bina Sizi Öldürebilir
Çünkü sürdürülebilir binalar ve yoğun kaynak tüketen yapı stokunun yenilenmesi ile büyük oranda tasarruf sağlanabilir. Yani yeşil binalar yüzde 35-40'lara varan oranlarda enerji tasarrufu sağlıyor.

Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kötü koşullarda yakılan katı yakıtlar ve yetersiz havalandırmalardan yüzünden ve tüm bunların getirdiği hastalıklardan kaynaklanan ölümlerin; ortalama ölümlerin yüzde 11'ini oluşturduğu düşünülmekte. Yani ihmal için oldukça yüksek bir oran.

Haberin Devamı

Sürdürülebilir binalar bu ihmalleri önlerken aynı zamanda düşük faturaları ve konforu da yaşamlara getirebilecek çözümler sunuyor.

Ülkemizde de orta gelir seviyesindeki herkes için bir öncelik olan “ev sahibi olma” ideali ve uygun fiyatlı barınma ihtiyacı, sosyal bir problem. Böyle bir ihtiyaç konusunda sürdürülebilirlik, doğal kaynakların kullanımı yüksek önem taşımakta.

İMSAD'ın tanımına göre sürdürülebilir bina; tasarım, inşaat, işletme, bakım, yenileme ve yıkım dahil olmak üzere binanın yaşam döngüsü boyunca çevreye karşı sorumlu, kaynakları verimli şekilde tüketen bir yapı olması anlamına geliyor.

Yani herkesin hak sahibi olduğu enerjiyi ve su kaynaklarını verimli şekilde, israf etmeden kullanan; kullanıcının sağlığını koruyan ve konforunu sağlayan, çevreyi kirletmekten kaçınan binalar.

Başta bu işlemler yatırım maliyetini biraz artırsa da çevre için son derece önem taşıyan sürdürülebilir binalar, özellikle hükümet desteği ile teşvik edilebilir. Bu konuda vergi ve kredi kolaylıkları sağlanmalıdır.

Kentsel dönüşümde hedeflenen de aslında tüm bu kolaylıkların sağlanması. "Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun" ile riskli yapılar, sahiplerinin talepleriyle yıkılıp, yerine yenileri inşa edilmekte. Başvuruda bulunan mal sahibine kolaylık olması açısından tespit, yıkım ve yeniden yapım için kredi, kira ve taşınma yardımları sağlanıyor.

Haberin Devamı

Ayrıca kendi imkanlarıyla yapısını dönüştürecek olanlar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, banka kredilerine yüzde 4'e kadar faiz desteği sağlıyor. Bakanlar Kurulu'nun kararıyla sürdürülebilir binalar için bu oranlar daha da esnetilebilir.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın, 'yeşil binaların yapımı ve doğa dostu malzemelerin kullanılması konusunda hem vergi hem de kredi teşvikleri sağlanacağı' yönündeki açıklaması bu konuda ümit verici…

Netice yeşil kentlerin ve sürdürülebilir yapıların insan sağlığı, işe devamlılığı, konforlu yaşam gibi etkileri göz önünde bulundurulduğunda ve çevreye karışacak atıklar ve enerji katliamı göz önünde bulundurulduğunda bu konunun tüm dünya için ne kadar önemli olduğu da zaten ortaya çıkıyor.