KariyerHakan Koca: Başarıyı getirecek yol başarısızlık hikayelerinden geçiyor

Hakan Koca: Başarıyı getirecek yol başarısızlık hikayelerinden geçiyor

26.06.2018 - 09:51 | Son Güncellenme:

Opet Filo Satış ve Teknolojileri Direktörü Hakan Koca, İnsan Kaynakları ve Kariyer Danışmanı Esra Kemer'le Milliyet Kariyer için röportaj yaptı. Hakan Koca, iş hayatını, kişisel hayatını ve gençlere olan önerilerini anlattı.

Hakan Koca: Başarıyı getirecek yol başarısızlık hikayelerinden geçiyor

1- Hakan Bey, biraz kendinizden ve kariyerinizden bahsedebilir misiniz? Kariyerinizi incelediğimde görüyorum ki İTÜ’de mimarlık okudunuz ama şu an çok farklı bir kariyere sahipsiniz. Mimarlık eğitiminizin şu an yürüttüğünüz kariyerinize katkısı nasıl oldu?

Haberin Devamı

1970 Adana doğumluyum ve öğretmen anne/babanın çocuğuyum. Analitik bir yapım olduğu için üniversitede teknik bir branş okumak istedim. Tasarım ve uygulama konularına karşı ilgim olduğu için mimarlık bölümünü seçtim ve Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birisi olan İTÜ'nün Mimarlık Fakültesi’nde eğitim aldım. Öğrenciliğim sırasında aynı zamanda bugün mensubu olduğum şirketin akaryakıt istasyonlarından bir tanesinde çalışmaya başladım. Daha öğrenciyken iş hayatına atılarak, kendimi geliştirmeye başlamış, boş zamanlarımda çalışıp değerlendirerek kariyerime yön vermiş ve şekillendirmeye başlamıştım. Şu anda işimi tutkuyla yapıyorum ve görevimde edindiğim başarılarımı aldığım eğitime bağlayabilirim. Mimarlık eğitimim boyunca kazandığım 3 önemli beceri var ki, bu benim bugünkü kariyerimde çok fazla yardımcı oldu. Gözlem yapma, organizasyon-planlama ve iletişim. Aslına bakarsanız bu 3 temel beceri, her meslek ve iş için gerekli. Bir mimar, eğitimi boyunca bu üç temel konuda kendini geliştiriyor ve mimarların bu anlamda pek çok görevde başarılı olacağına inanıyorum. İyi bir okulda okumam, öğrenciyken çalışma fırsatının karşıma çıkması benim için büyük şanstı. Halen 1995 yılında girdiğim OPET’ te çalışıyorum. Pek çok yenilikçi çalışmaya imza attım ve pek çok projede liderlik yaptım. Tabii gelişimin sonu yok. 2005 yılında MBA’ımı Koç Üniversitesi’nde tamamladım. Sürekli de kendimi geliştirmeye devam ediyorum.

Haberin Devamı

2- Hala ilk çalışmaya başladığınız kurumdasınız ve sektörünüzde inovatif çözümler üreten, sorumlu olduğunuz iş süreçlerinde hedef üstü sonuçları elde ettiniz. Pek çok projeye imza attığınız gibi ödüller de almışsınız. Kariyerinizde başarılarınızı neye borçlusunuz?

Kurulduğu ilk günden bugüne aynı kurumdayım ve her aşamanın içinde farklı rollerde yer aldım. Mimar olduğum için ilk pozisyonum mühendislik ve inşaat işleri yöneticiliği oldu. Daha sonra kendimi satış ve iletişime yakın hissetmeye başladım ve 1999 yılında bana sunulan bir fırsat ile bugün geldiğim pozisyonun başlangıcını yaratmış oldum. Yaşadığımız ortamda teknolojiye kayıtsız kalmanın imkânı yok. Tasarıma olan yatkınlığım, sürekli gözlem yapan analitik yapım beni yenilikçi/yaratıcı işler yapmaya itiyor zaten. Rekabetçi bir endüstride çalışıyorum ve rekabette önde olabilmek istiyorsanız, tüketicinize yenilikleri ve faydaları doğru yerde ve doğru zamanda sunmanız gerekiyor. Sürekli gündemi takip etmek ve müşteri kitlenize uygun çözümler üretmek ve topluma yaptığınız katkı ile fark yaratmak için projeler üretmeyi ve markama değer katmayı seviyorum. İş geliştirme yapmak ayrı bir zevk. Bunun için sürekli düşünmeli ve hedefinize uygun çözümler üretmelisiniz.

Haberin Devamı

3- Üniversite öğrencilerine mentorluk yapıyorsunuz; sosyal sorumluluk rolünü benimsemiş bir yönetici olarak yine öğrencilerle çeşitli etkinliklerde tecrübelerinizi paylaşıyorsunuz. İş hayatına atılacak öğrencilere veya profesyonel kariyerinin başında olan çalışanlara gelişimleri için neler önerirsiniz?

Şu an İTÜ Mezunlar Derneği Yönetim Kurulu’ndayım ve 3 yıldır İTÜ öğrencilerine mentorluk yaparak tecrübelerimi aktarıyorum. Menteelerim en çok kariyerimi merak ediyor. Yeni mezunların CV’sinde sadece okulda aldığı yüksek notlardan başka bir şey bulamıyorsanız, bir yanlış var demektir. Çünkü eğitimizin süresince okul hayatınız dışında kariyeriniz için neler yaptığınız ve sosyal olarak nelerin içinde bulunduğunuz da önemli. Yaptıklarınız, daha sonra neler yapabileceğinizin de göstergesi olacaktır. Asıl önemli olan, zorunlu olmayan ama gönüllü olarak nelerin içinde olduğunuz çok daha fazla değer yaratacaktır. Sosyal olmanız, iletişim gücünüzü de artıracaktır. Tabii bunları doğru ifade edebilmek de önemli.

Haberin Devamı

Bir bütün olarak hayatım üç parça. Birincisi iş hayatım. (Zaten bu hayatınız olmazsa bahsedeceğim diğer iki hayatı yaşamanız kolay olmaz), ikincisi ise ailemle paylaştığım hayatım ve üçüncüsü ise kendime ait olan bir hayat. Bu üç parça yaşamınız boyunca olmakla birlikte zaman zaman öncelikleri değişiyor ama gün sonunda her gün bu üç parçayı da yaşıyorsunuz ve yaşamalısınız. Genç arkadaşlarıma buna özen göstermelerini tavsiye edebilirim.

Haberin Devamı

Ayrıca başarı kadar başarısızlık hikâyelerine de ihtiyaç var. Örneğin, siz Hakan Koca’nın sadece başarılı yönlerinden bahsediyorsunuz. Ama başaramadığım ve yanlışlar yaptığım işler de var. Öğrendiğim ve kendime söz verdiğim bir şey var ve o da yeniden denemekten vazgeçmemek. Başarıyı getirecek yol, başarısızlık hikâyelerinden geçiyor.

Genç arkadaşlarım şunu unutmasınlar, üniversite eğitimi sizlere araştırmayı ve öğrenmeyi öğretiyor. Branşınız içinde başka branşların da etkisi olduğunu göreceksiniz. Aldığınız eğitim dışında yeni tanıştığınız ve öğrendiğiniz işlerde de başarılı olabilirsiniz, bundan korkmamak lazım. Daha da önemlisi sabırlı ve planlı olmaktır. Unutmayın ki hiçbir plan, planlandığı gibi tamamlanmıyor. Planlar, yol boyunca değişimlere uğrar. Bu yüzden derim ki; “Planlama her şey, plan ise hiçbir şeydir”. Plan yapmaktan vazgeçmeyin.

4- Büyük bir ekibin yönetimi ile birlikte yüksek hacimli bir bütçenin yönetim sorumluluğunuz var. Peki, ekibinizi nasıl yönetiyorsunuz, gelişimlerini nasıl sağlıyorsunuz?

Ben ekibimle aynı senkronizasyonda olmayı becerebilmiş bir yöneticiyim. Ekibim beni, yaratıcı, sosyal ve çalışkan diye tanımlıyor olabilirler. Ama ben kendimi, bu dünyaya iyi şeyler bırakma gayreti olan bir insan olarak tanımlayabilirim. Sorumlu olduğum işler gereği her kademe çalışan ile uyum içinde olmam gerekiyor. Makro planları yaratıp, detayları delege etmeyi tercih ediyorum. Yaratıcı ve çalışkan bir ekiple beraber olmak sizi daha da verimli yapıyor. Mevcut işleri dışında geleceğin işlerini de görebilmeleri ve gelişimleri açısından çokça bilgi aktarıyor ve hatta bazen hiç alakalı olmadıkları işlerde rol almalarını sağlıyorum. Bugüne kadar ekibimden üst düzey yöneticiler de olmak üzere birçok başarılı kariyer sahibi profesyoneller çıktı.

Hakan Koca: Başarıyı getirecek yol başarısızlık hikayelerinden geçiyor

5- Ekibinize yeni üyeler de katıyorsunuz. Eminim gerek İK biriminin yönlendirdiği gerekse size ulaşan oldukça fazla CV vardır. Size ulaşan bu CV’leri okurken devam eden işe alım sürecinde mülakat yaparken nelere dikkat ediyorsunuz?

Evet, oldukça fazla CV okuyorum ve mülakat yapıyorum. Daha önce de belirttiğim gibi, işe uygunluk kadar sosyal uygunluğunu da önemsiyorum. Benim için önemli olan, pozisyona uygun olan kişinin, bize neyi farklı sunabileceği. CV’lerde ve mülakatlarda bunu anlamaya çalışıyorum. Adayın kendisini iyi ifade eden bir CV’sinin olması ve neyi farklı sunacağını iyi anlatabilmesi önemli. Uzun bir CV yerine kolay anlatılmış bir CV tercihimdir. Benim için kritik bir konu.

6- Sizinle herhangi bir sektörde büyük bir şirketin iş geliştirme sürecine dair bir üst düzey yönetim için bir mülakat yapsaydık kendinizi nasıl ifade ederdiniz? Eminim bu sorunun cevabı pek çok çalışana ve iş arayana ilham olacaktır.

Hemen karşılık olarak şu soruyu sormak isterdim. “ Nerede olmak için ne kadar süremiz var?” Çünkü konuya dışardan bakmak kolaydır. Ama içine girince dışardan bakmak imkânsızlaşır. Şirketi ve içinde bulunduğunuz endüstriyi tanımak istiyorsanız, içinde olmak kadar dışında da kalabilmeniz gerekir. Kahve endüstrisini örnek alalım. Müşterisi, çalışanları, tedarikçileri ve şirket yönetici ve hissedarları, bu endüstrinin içindeler. Bunların hangisi içeriden, hangisi dışarıdan bakıyor? Kahveyi içen, yeni bir tat arar, ama bunun yaratılıp, tedarik edilip sunulana kadar olan zorluklarını hiçbir zaman bilmez. Ama tüketici her zaman yeni şeyleri merak eder ve eski kaldıkça sizi eleştirir. Bu yüzden hem içini hem de dışını iyi bilecek kadar zamana ihtiyaç var mı diye sormak isterim. Şahsen hayalleri gerçekleştirmek istiyorsam, gerçekleri iyi analiz etmek için zaman ve çaba harcarım. Gerçekler, daha önceki hayallerdir. Benim birçok hayalim var.

7- Sektörünüz sahada erkek çalışan ağırlıklı olmasına rağmen şirketinizin kadın istihdamına destek olan projesi var. Bu projede sahada insan kaynakları süreçlerinizde reorganizasyon yaparak kadın çalışanların artmasını hedefliyorsunuz. Kadın istihdamı ile ilgili olarak neler yaptınız, düşünceleriniz neler?

Kadın istihdamı konusunda son zamanlarda oldukça büyük bir talep ve teşvik var. Fiziksel zorluklar dışında iş ortamında kadın-erkek ayrımı yapmamalıyız. Ancak erkek işi, kadın işi diye de bir ayrıma karşı değilim. Örneğin, yıllar önce Londra yakınlarında bir fabrikayı ziyaret etmiştik. Camdan aydınlatma boruları üreten büyük bir firma. Üretimde çalışanların tamamı kadın idi. Çok ilgimi çekmişti. Sorduğum zaman aldığım cevap, eminim ki daha fazla ilginizi çekecek: “Erkeklerin elleri kadınlar kadar hassas değil. Camları tuttukları zaman, kırıyorlar ve zayiat veriyorlardı. Ama kadınların elleri daha hassas ve hiç cam kırmıyorlar”

Erkek egemen bir endüstride çalışıyorum ama benim ekibimin 3’te1’i kadınlardan oluşuyor. Özellikle disiplin gerektiren işlerde kadın çalışanların verimliliği daha yüksek oluyor. Ayrıca kadın çalışanların olduğu ortamda erkek çalışanlarında aynı disipline uyumlarından artış gözlemliyoruz. Şirketimiz, bu konuda büyük bir sorumluluğa imza attı. Hem merkez ofisimiz, hem de istasyonlarımızda kadın çalışan sayısında artış açıkça gözlemleniyor.

8- Profesyonel kimliğinizin yanında güçlü bir sosyal duruşla beraber hobilerine vakit ayıran bir profil görüyorum. Hobileriniz zaman alan ve emek isteyen uğraşılar. Zamanınızı nasıl yönetiyorsunuz?

Daha önce bahsettiğim gibi, iş ve aile hayatım dışında kendime ait bir hayatım da var. Önemli olan iyi planlamak. Bu konuda sanırım oldukça iyiyim. Otomobil sporlarından koleksiyona kadar birçok hobim var. Uzun yıllar otomobil sporu ile ilgilendim. İstanbul Motor Sporları Kulübü’nün başkanlığını yaptım. Özel spor otomobillere ilgim olduğu kadar, iki adet Harley Davidson motosikletim var. 20 yıl önce uzaktan kumandalı benzinli model araçlarla da ilgilendim. Ancak şu anda sadece ofisimdeki aksesuarlar olarak duruyorlar. Kibrit ve kalem koleksiyonu da yapıyorum. Bugünlerde resim ve antika mücevher konularına ilgi duyuyorum. Ayrıca gezmeyi ve görmeyi de çok severim. Ailemle çok gezeriz. Yeni keşifler yapmayı seviyorum. Çevremden hiç kimsenin görmediği yerleri görmek daha fazla ilgimi çekiyor. Özellikle gittiğim yerlerin yöresel yemeklerini ve tatlarını keşfetmeye çalışıyorum. Hobilerim kadar spor yapmayı da seviyorum. Deniz tutkum da ayrı bir yaşam şeklim. Her profesyonelin hobisinin olması gerektiğine inanıyorum. Hobiler bizim gelişimimizi destekler. Önemli olan sürekliliği sağlayabilmek.

9- İletişim tarzınız çok güçlü ve etkili. Sohbetiniz çok keyifli. Merak ediyorum, toplantılarınızı ve projelerinizi nasıl yönetiyorsunuz?

Çok teşekkür ederim. Evet, iletişim becerilerim çok güçlüdür. İletişim, sağlam bir bağlantı yaratır. Günlük işlerde, proje toplantılarında konuya hakim bir ortamda isem, yöneten benimdir zaten. Toplantılara giriş yaptıktan sonra delegasyonu dinlemeyi tercih ederim. Benim yönettiğim toplantılar çok uzun sürmez ve mutlaka bir sonuçla biter. Proje üretmek için ekip arkadaşlarımdan herkesin bir hedefi vardır. Kahve sohbetleri ile birleştirdiğimiz düşünce saati seanslarımız var ve herkes bu seanslara hazır gelir. Eğer rekabette önde olmak istiyorsanız, işinizi iyi yapmak kadar rakiplerden daha da farklı olmak zorundasınızdır. Projelerimiz her zaman şirketimiz ve müşterilerimiz için fayda zinciri yaratacak düzeydedir. Aksesuar projeler yapmayız. Son zamanlarda Fintech üzerine çalışıyoruz ve sektörümüze bambaşka projeler ve müşteri faydaları getireceğiz.

10- Son olarak sizinle ilgili çok olumlu referanslar edindim. Sevilen bir yöneticisiniz, sizce iyi bir yöneticide olması gereken özellikler neler? Tavsiyelerinizi duymak isterim.

Arkadaşlarım teveccüh etmişler, hepsine çok teşekkür ederim. Sevilen olmazsanız, kabul gören de olmazsınız. İyi bir yönetici, delegasyonu güçlü olan yöneticidir. Bilgi ve becerileri fazla ve gelişime açık bir ekibim var. Bu yüzden şanslıyım.

Ben direksiyon değilim ama direksiyonu ben tutuyorum. Gaz ve fren pedalları ben değilim ama gerektiğinde kullanan benim. Tüm ekip arkadaşlarımın görevi ayrı ancak gün sonunda başarıya uyum içinde çalıştığımız için ulaşıyoruz. Ancak dünya değişirken yönetim sistemleri de değişecek. Kalabalık ekipler daha küçük ekiplere bölünmeye başlayacak. Önceden planlanmış kurgular sistemleri yönetiyor olacak. Yapay zekâların yöneteceği şirketler ve organizasyonlar hayal değil. Şimdiki yeni nesil araçlarda (Otonom Araçlar) direksiyon ve pedallar önceden planladığınız kurguda çalışıyor olacak. Yapay zekâya hazır olmalıyız. Peki, geleneksiz bir geleceğe hazır mıyız? Dünya yeni bir kurguya geçiyor. Ticaretin dinamik yapısı da değişecek. Bunu kurgulayan profesyoneller, buna hazır profesyonelleri bekliyorlar.

Röportaj: İnsan Kaynakları ve Kariyer Danışmanı Esra Kemer

Yazarlar