Sabır, sır, sahicilik...Mevlana’nın “Hamdım, piştim, yandım” cümlesini ne zaman duysam birçoğumuz gibi hayatın merhaleleri gelir aklıma. Hamlığın toy zamanımıza, pişmenin, sorumluluklarımızı fark edişimizle beraber her türlü hayat deneyiminden geçişimize, yanmanın da olgunlaşmamıza denk geldiğini düşünürüm. Üstelik bu yaşam basamaklarının yaşlarımızla hiç ilgisi yoktur. Yaşadıklarımız ve idrakimizle biçimlenir, anlamlanır.