İbrahim Şahin
Emekli Emniyet Müdürü, Susurluk davası mahkûmu, Ergenekon davası sanığı. Kariyeri1976 yılında Polis Akademisi'nden Komiser Yardımcısı rütbesiyle mezun oldu ve Sinop İl Emniyet Müdürlüğü kadrosunda göreve başladı. Askerliğini 1978 yılında Isparta Dağ Komando Okulu ve Erzurum'da yaptı. 1980 yılında Nevşehir İl Emniyet Müdürlüğü kadrosuna atandı. 1982'de buradan Bitlis İl Emniyet Müdürlüğü kadrosuna tayin oldu. Aynı yıl kurulan Özel Harekat Dairesi'ne kabul edildi. Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı Özel Harp Dairesi'nde Özel Harekat Kursu nu tamamladı. 1984 yılında Almanya'da 'GSG-9 Komando Kursu' na katıldı. 1987 yılında ABD 'de 'Anti-Terör Kursu' na katıldı. 1988 yılında Siirt Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürlüğü'ne atandı. 1990 yılında da İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde Özel Harekat Şube Müdürü oldu. İstanbul'da çok sayıda terör operasyonunu yürüttü, "Avrasya Feribotu" operasyonunda da görev aldı. 1993 yılında Mehmet Ağar'ın Emniyet Genel Müdürlüğü döneminde vekaleten Özel Harekat Daire Başkanlığı'na getirildi. Bu yeni oluşumun ilk başkanı oldu. Balıkesir'de "Özel Tim Eğitim Okulu" nu açtı ve terörle mücadelede görev alacak özel timi oluşturdu. SusurlukSusurluk skandalıyla Ömer Lütfi Topal'ın öldürülmesi olayına adı karıştı. Susurluk'taki trafik kazasında ölen firari hükümlü Abdullah Çatlı ile yakın arkadaş olduğu ortaya çıktı. Hakkındaki adli soruşturma nedeniyle açığa alındı. Ömer Lütfi Topal'ın cinayetine karıştıkları öne sürülen özel tim polislerini koruduğu ve Tarık Ümit'in kaçırılmasına karıştığı gerekçesiyle soruşturuldu. Kendisinin de dahil olduğu 14 sanık hakkında çıkan 27 Ocak 1997 tarihli tutuklama kararından sonra firar etti. 6 Mart 1997'de Cürüm işlemek amacıyla silahlı teşekkül oluşturmak ile Hakkında yakalama ve tevkif müzekkeresi bulunan kişiyi yetkili mercilere haber vermemek suçundan 5 ile 9'ar yıl arasında ağır hapis cezası istemiyle dava açıldı. 11 Mart 1997'de teslim oldu ve yargılandı. 12 Eylül 1997' de tahliye edildi. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, Şahin'in göreve iadesini isterken, onu "şehit olmaktan dönmüş değerli bir polis şefi" olarak nitelendirdi ve Şahin'den özür dilenmesi gerektiğini ifade etti. Mart 1999'da Emniyet Genel Müdürlüğü'ne hibe edilen ve kaybolduğu öne sürülen silahlarla ilgili olarak İbrahim Şahin'in de aralarında bulunduğu özel harekatçılara "görevi ihmal" suçundan birer yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle dava açıldı. 28 Mart 2000'de trafik kazası geçirerek ağır yaralandı. Sağlık durumunda düzelmenin sürdüğünü açıklayan doktorları, beyinde su toplandığını ve tedaviyi uzatmak zorunda kaldıklarını söylediler. 14 Nisan 2000'de hastanede bilincini kaybetmiş halde yattığı sırada 'görevi ihmal'den bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. 13 Mayıs 2000'de Mehmet Ağar, hakkında çete kurduğu iddiasıyla oluşturulan TBMM Soruşturma Komisyonu üyelerine ifade verdi. Komisyon başkanı Mehmet Pak "Şahin'in ifadesini bu şartlar altında alamadık. Doktorlar 6 ay ile 2 yıl arasında hastanın tekrar hatırlamaya başlayacağını söylediler" dedi. Susurluk davası dördüncü yılın sonunda karara bağlandı. Özel Harekat Dairesi eski Başkan Vekili Şahin, MİT eski görevlisi Korkut Eken'le birlikte 'Cürüm işlemek için çete oluşturmak ve bu çeteyi yönetmek' suçundan 6'şar yıl ağır hapis cezasına mahkûm oldu. Şahin'in kısa süreli fenalık geçirdiği duruşmada, diğer 12 sanık da yine 'Cürüm işlemek için çete oluşturmak' tan 4'er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanıkların tümüne yurtdışına çıkma yasağı konuldu. İbrahim Şahin 2001 yılında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından affedildi. İnterpol tarafından kırmızı bültenle aranan Abdullah Çatlı'nın, Özel Tim'de görevli polis memurunun oğlunun sünnet düğününde dönemin Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin ve polis memuru Ayhan Çarkın'la oynarken çekilmiş fotoğrafları da basında yer aldı. İbrahim Şahin susurluk davasından mahkumiyet almıştır. Cezaevinde iken kalıcı olarak hafızasını kaybettiği gerekçesiyle kendi el yazısıyla cumhurbaşkanına affedilmesi için dilekçe vermiştir. Bunun için adli Tıp Kurumuna gitmiştir. Kurum ise Şahin'i ceza ehliyetinden kurtaran bir rapor düzenlemiştir. Raporu düzenleyen adli tıp uzmanı Prof. Dr. Erbil Gözükırmızıdır. Ülkücü birini İşçi Partili bir adli tıp uzmanın kurtarması kamuoyunca algılanamamıştır. İbrahim Şahin'i cezaevine girmekten kurtaran Adli Tıp Raporu'nun altında diğer ilginç bir ismin imzası daha vardır. O kişide Nur Birgen'dir. Raporun altında imzası bulunan Nur Birgin'i Adli Tıp Kurumu'na atayan kişi ise dönemin Adalet Bakanı olan ve geçtiğimiz aylarda Yargıtay tarafından Susurluk davasıyla ilgili yargılanmasına karar verilen Mehmet Ağar'dı. İşkence gören sanıklara 'sağlam' raporu vererek işkenceyi gizlediği iddiasıyla 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan, Tabipler Birliği tarafından 6 ay meslekten men cezası verilen Birgen, buna rağmen hiçbir ceza almadığı gibi terfi ettirilmişti. Ergenekon8 Ocak 2009 tarihinde Ergenekon soruşturması kapsamında evlerinde arama yapıldıktan sonra tutuklandı. İstanbul'daki evinde bulunduğu iddia edilen krokiler kullanılarak yapılan kazılarda Ankara Gölbaşı'nda yerin altında bol miktarda bomba ve cephanelik ortaya çıkartıldı: 2 adet lav silahı10 adet el bombası fünye grubu820 gram plastik patlayıcı,210 cm saniyeli fitil,8 metre infilaklı fitil,1 adet dolu el bombası gövdesi,4 adet hakem bombası,1 adet antipersonel tüfek bombası,21 adet sis bombası ve kutusu2 adet gösteri el bombasıEvinde yapılan aramalarda Ermeni Patriği II. Mesrob, Sivas Ermenilerinin ruhani lideri konumundaki Minas Durmazgüler, Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız, Genel Sekreteri Kazım Genç'e yönelik suikast planları ve Ankara'daki Optimum Alışveriş Merkezi'ne bombalı saldırı planı bulunduğu iddia edilmiştir. 5 Ağustos 2013'te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında 49 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.