Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar avukatlarıyla birlikte katıldı. Yapılan yoklama ve gelen evrakların okunmasının ardından intihar eden İlker Gönen’in avukatı söz almak istedi. Ancak mahkeme başkanı müvekkilinin öldüğünü ve dosyanın düştüğünü söyleyerek söz vermeyeceğini söyledi.
Bunun üzerine avukat suçlamaların düşmediğini söyleyerek ısrarla söz almak isteyince mahkeme başkanı, “Siz şu an taraf değilsiniz ve söz hakkınız yok. Devam ettiğiniz halde dışarı çıkaracağım” dedi.
Avukat ise kendisinin artık sanık Fırat Sarı’nın avukatlığını yaptığını dışarı çıkarılamayacağını söyledi. Bu beyan üzerine avukat Fırat Sarı’nın avukatı olarak beyanda bulunmak için söz aldı.
“SANIKLARIN CAN GÜVENLİĞİ İÇİN DURUŞMA KAPALI YAPILSIN”
Çok üzgün olduğunu söyleyen avukat, “Burada biri vefat etti. Siz hala beni toplumun önüne atmaya çalışıyorsunuz. Bu davanın en başından beri insanlara yargılanacaksınız dedik. Ancak ben abime verdiğim sözü tutamadım. Bu vebal sadece benim üzerime değil. Soruşturma aşamasından bu yana servis edilen haberlerle kamuoyunda yargısız infaz algısı oluştu. Adil yargılama hakkını kaybedeli çok oldu. En azından yargılanıyormuş hissi oluşsun istedik. Ancak bunu da başaramadık” dedi.
Duruşmanın kapalı olmasını talep eden avukat, “Müvekkilime katil diyen herkes İlker Gönen’in sandalyesinin şu an boş olduğunu görüyordur. Müvekkil ve tüm sanıkların can güvenliği için duruşmaların kapalı yapılmasını istiyoruz” dedi.
“GECE KİMSEYE ULAŞAMAMIŞLAR”
Talebi değerlendiren mahkeme heyeti duruşmanın kapalı yapılması talebini reddetti. Talebin ardından tanık dinlenmesine geçilen duruşmada ilk olarak Birinci Hastanesi’nde hemşire olan Şenay Çalıkoğlu tanık olarak ifade verdi.
Opara bebeğin ölümü ile ilgili ifade veren tanık, “Bebek devlet hastanesinden gelmişti. Ertesi gün ben gittiğimde herkes bebeğin başında kan almaya çalışıyordu. Nabzını hissedemediğini söylediler. Zaten monitörler hep yanlış gösteriyordu. Gece kimseye ulaşamadıklarını söylediler. Tuğçe hemşire sabaha kadar oradaydı. Kimseye ulaşamadığı için kendisi müdahale etmiş” dedi.
Mahkeme başkanının sorusu üzerine tanık çocuk doktoru Şeyhmus Çelik’in bebek geldiğinde orada olmadığını bebeğe genelde Doğukan hemşirenin müdahale ettiğini söyledi.
“500 GRAM BEBEĞİ YAŞATMAK ÇOK ZOR, BENİM YAŞATTIĞIM BEBEK YOK”
Hemşirenin ardından Güney Hastanesi’nde çocuk doktoru olan Oktay Torun tanık olarak dinlendi. 19 yıldır çalıştığını söyleyen tanık, “Ben Kaya bebeği hiç görmedim. Ben poliklinik yapıyordum. Ben yoğun bakıma yatacak kişileri yoğun bakım hemşiresine teslim ediyordum. Yenidoğanın ilk muayenesini yapıyordum. Gece Yenidoğan bakımda hiç nöbet tutmadım” dedi. Fırat Sarı işi bıraktıktan sonra kendisinden yoğunbakıma bakmasının istendiğini anlatan tanık, “Ancak ben istemedim. Bu yüzden anlaşamayarak hastaneden ayrıldım. 19 sene çalıştığım hastaneden mobbing uygulanarak yarılmak zorunda kaldım. 500 gram bebeği yaşatmak çok zor. Geçmişte 7 yıl yenidoğan yaptım, benim 500 gram yaşattığım bebek yok” dedi.
“GECE DOKTOR YOKTU”
Güney Hastanesi’nde acil tıp teknisyeni olarak çalışan tanık Tarık Furkan Çalışkan, 2 yıl çalıştığını söyleyerek, “Akşam 6’dan sabah 8’e kadar çalışıyordum. Kaya bebeği son gün ben gördüm. Ambulansla Esencan Hastanesinden ben getirdim. Anne karnında 30 haftalık doğmuştu. Bizim hastaneye geldi bilgisini Gıyasettin Mert Özdemir’den aldım. Kaya bebek doğduğu zaman 8 bin lira ödeme alındı. Bebek pramuture bir bebekti ve genel durumu hep kötü ilerledi. Bebeğin eks olduğunu Batuhan söyledi. Gece çocuk doktoru bulunmuyordu. Benim bulunduğum sürede bir doktor vardı yan binada kalıyordu. Başka bir doktor görmedim” dedi.
“TÜRKİYE’NİN EN İYİ ÇOCUK HEKİMİNİ KAYBETTİK”
Alınan tanık beyanlarının ardından duruşma savcısı cezaevinde intihar eden sanık İlker Gönen hakkındaki davanın düşürülmesine ve tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Savcının mütalaasının ardından diyecekleri sanıklara söz verildi. İlk olarak konuşan tutuklu sanık Fırat Sarı, “Biz değerli bir meslektaşımızı, Türkiye’nin en iyi çocuk hekimini kaybettik” dedi.
Savunması sırasında sesi titreyen ve bağırarak konuşan Sarı, “İlker 3 çocuk babasıydı. Böyle bir şey yapacağını düşünmezdik. Bunu medyanın baskısı yüzünden yaptı. Buradaki herkes bundan sorumludur” dedi. 3 kişinin yaptığı hırsızlıktan başka bir suç olmadığını söyleyen Fırat Sarı, “Bu bebek ölümleri çıktı. Savcı takip etti. Biz bebek öldürüyorduk da savcı neden durun demiyordu. Bebeklerin ölümünden savcı sorumlu, vatan emniyet sorumlu, neden otopsi yaptırmadılar” dedi.
"ADİL YARGILAMAK İSTİYORSANIZ MEDYAYA YASAK KOYMANIZ GEREKİYOR"
Savunmasına devam eden Sarı, "Suçlu olsaydık İlker intihar etmezdi. İlker bize burada güç oldu. Bilimsel kanıtlar ile önümüzde durdu. Biz kriminal insanlar değiliz. 20 yaşımdaki olayımdan dolayı yargılandım. Bir arkadaşımız canına kıydı. Gizlilik vardı soruşturmada medyadan öğrendik her şeyi. Bir hayat kuramaz olduk. Ben bu kadar algı varken SGK ne rapor verecek çok merak ediyorum. Biz bir ateşin içerisinde 10 aydır yanıyoruz. Korkunç tutukluluk koşulları yaşıyoruz. Adil yargılamak istiyorsanız medyaya yasak koymanız gerekiyor. Adalet olacaksa herkese olmalı. Geçen duruşma reddi hakim istediler. Adil yargılanmama kaygımız var. Ben ayakta duruyorsam ölmüyorsam gerçekler ortaya çıksın diye" dedi.
YARIN DEVAM EDECEK
İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan yenidoğan çetesi yöneticisi ve üyesi 46 sanığın yargılandığı dava, yarın saat 10.30’a ertelendi. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşma, sanıkların savunmalarının alınmasıyla devam edecek.