GündemYeniden Bir Avrupa Fikri: Bauhaus

Yeniden Bir Avrupa Fikri: Bauhaus

28.02.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

.

Yeniden Bir Avrupa Fikri: Bauhaus

Biz Türkiye’de günlük kaygılar, aşı, siyaset ve Gara’da kaybettiğimiz canlarımız için dertlenirken çok eleştirdiğimiz Avrupa salgın sonrasında yeniden tasarlanıyor.

Haberin Devamı

2020 yılının son AB Zirvesi’ni biz Türk-Yunan gerginliğini konuşarak geçirdik. Oysa Komisyon Başkanı Ursula Von der Leyen ve ekibi 2021’e çok iddialı bir fikirle girdiler. İnsan Merkezli tasarım, yenilikçilik ekseninde Yeniden ve Yeni Bir Avrupa Bauhaus fikri.

Bauhaus ekolü 1920’lerde Mimar Walter Gropius öncülüğünde başlayan ve içine Avrupa sanatı ve mimarisinin öncü isimlerinin katıldığı Paul Klee, Wassily Kandinsky, Josef ve Annie Albers gibi öncülerin rehberliğinde genişleyen bir tasarım ekolüydü. Ama etkisi hala süren bu fikrin Avrupa’da İspanyol Gribi salgını sonrasında ekonomide ve sosyal hayatta yaşanan değişimle büyük ilgisi vardı.

Yeniden Bir Avrupa Fikri: Bauhaus

Sanat, tasarım, teknoloji, kültür ve büyük çapta ekonomiyi ve hayatı yeniden tasarlamayı planlayan “Yeni Avrupa Bauhaus’u fikrinin temelleri de işte burada yatıyor. Daha iyi tasarımla, daha güzel ve yaşanabilir şehirler kurabilir, çevreyde dost, daha az tüketen bir hayat yaratabiliriz.

Haberin Devamı

Ama Yeni Avrupa Bauhaus’u sadece bir tasarım kimliği olmanın çok ötesini hedefliyor. Tıpkı 1920’lerdeki gibi zanaatkarlar ve sanatçıların birlikte çalıştığı, öğrenciler ve ustaların beraber ürettiği bir model oluşturuluyor. Dijital dönüşüm, çevreci şehirler, sürdürülebilir tarım, akıllı ve daha dağınık şehirler bunun belki de sonucu olacak.

İyi de Avrupa Birliği bunu neden yapıyor? Ursula von der Leyen’in ortaya koyduğu bu iddia 3 aşamalı bir takvime göre çalışacak. Tasarım, teslim ve dağıtım. Beş yıla yayılan bir perspektifte yaşlandığı, ekonomik olarak gerilediği iddia edilen Avrupa Birliği sınırları, akıllı inşaat ve tarım, teknolojik yatırım ile ABD’yle yarışabilecek bir yenilikçilik merkezi olmayı hedefliyor. Gerçekleşebilirse bu hem Avrupa ekonomisindeki durgunluğu aşar hem de Avrupa’yı İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşadığı düşünsel ve fiziksel değişimden bir sonraki aşamaya sıçratır. (1)

Milliyet okurlarının heyecanla takip ettiği Sevgili Sinan Genim’in yazıları da gösteriyor ki, yenilenmiş bir şehir fikri artık Türkiye’ye de çok uzak değil. Nitekim her sene Münih’te yapılan ama bu sene dijital ortamda biraraya gelen Steffi Czerny’nin organize ettiği DLD All Stars Konferansında konuşan Mimar Rem Koolhaas da artık kırsala dönmenin, şehri yeniden tasarlamanın zamanı geldiğini düşünüyor. Yıllarını şehirlere veren Koolhaas, “Şehirlerin aslında biraz da kısıtlı alanlar olduğunu farketmem zaman aldı” diyor. (2)

Haberin Devamı

Türkiye de aslında bu meseleye uzaya bakar gibi bakmıyor. Başta CHP’li Ankara ve İstanbul Büyükşehir belediyeleri olmak üzere pekçok yerel yönetimin salgın ortamını fırsata dönüştürerek bu fikri geliştirmeye çalıştığını görüyoruz. İKSV’nin yeni yayınladığı “Ekolojik Dönüşüm için Kültür Ve Sanat” raporu da büyük dönüşüm için bir el kitabı niteliğinde. (3)

Kömür ve Çelik birliğinden Yeni Avrupa Bauhaus’una uzanan yolda yaşlı ama yenilenen kıta, göçmenlerine alan açan, yeni fikirleri uygulamaya koyan, katı bürokrasisinin üstüne çıkabilen bir yer olmayı başarabilecek mi? Türk öğrencilerin hala ilk tercihinin Avrupa olması, Türkiye ve Avrupa arasındaki Erasmus programının AB’nin en başarılı işlerinden sayılması da boşuna değil. Genç Türkler artık sadece Türkiye’yi değil Avrupa’yı da şekillendirebileceklerini görüyorlar. Gençler sadece bizim değil Avrupa’nın da şansı olacak ve bu belki de Türkiye’nin en güçlü yumuşak ve akıllı silahı.

Haberin Devamı

 

Yeniden Bir Avrupa Fikri: Bauhaus

Yazıdaki linklere ulaşmak için telefonunuza okutun