30.08.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Aydın Hasan - Bugün 30 Ağustos, 1922 yılında kazanılan Büyük Zafer’in yani Dumlupınar Meydan Muharebesi’nin 99. yıldönümü. Afyon Ovası’nda kazanılan savaş, sıradan bir zafer değildi. Anadolu’dan Türk varlığını söküp atma planının sıradan bir kağıt hükmüne indirgenip yırtılıp atılmasıydı. Büyük Zafer, Mustafa Kemal Atatürk’ün dehası ve milletin bağımsız yaşama imanı sayesinde topyekûn mücadele ve kanla kazanıldı.
***
Birinci Dünya Savaşı yılları, Osmanlı topraklarında da büyük acılar içinde geçti. 1918 yılının sonbaharı geldiğinde Osmanlı İmparatorluğu’nun savaşı sürdürecek gücü kalmadığı anlaşıldı. Birinci Dünya Savaşı içinde ağır yenilgiler alan imparatorluk çöküşe sürükleniyordu. Mondros Mütarekesi Limni Adası’nda demirli İngiliz savaş gemisinde imzalandığında, tarih 30 Ekim 1918; İtilaf Güçleri donanmasının savaş gemileri İstanbul’da varlığını gösterdiğinde tarih 18 Kasım 1918 idi. Büyük trajedinin sembolü haline gelecek İzmir’in işgali ise 15 Mayıs 1919’da başladı. İzmir’in işgal edildiği gün, Atatürk’ün İstanbul’daki son günüydü. Mustafa Kemal Paşa, 16 Mayıs’ta 9. Ordu Müfettişi sıfatıyla Bandırma Vapuru ile Samsun’a hareket etti. Mustafa Kemal Paşa, Samsun’a 19 Mayıs 1919’da çıktı. Kurtuluş Savaşı’nın ilk genel mahiyetteki kıvılcımı ve ilanı olan Amasya Genelgesi, 22 Haziran 1919 tarihinde yayımlandı. Erzurum Kongresi 23 Temmuz’da, Sivas Kongresi ise 4 Eylül’de toplandı. Mustafa Kemal, 27 Aralık 1919’da Ankara’ya geldi. 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi Ankara’da açıldı.
Ağustosta Büyük Taarruz
Meclis ordusu kuruldu. Yeni ordu, Yunan işgaline karşı direnişe geçti. Yunan Büyük Taarruzu, 23 Ağustos 1921’de başlatıldı. Sakarya’nın gerisinde tertiplenen Türk ordusu, düşman güçlerine karşı efsanevi bir direniş gösterdi. Sakarya Savaşı ile Yunan kuvvetleri geri püskürtüldü. 1922 yılına gelindiğinde artık seçenek kalmamıştı: Ya büyük bir taarruz ile Yunan ordusu imha edilecek ya da vatan kaybedilecekti. Büyük Taarruz, 26 Ağustos 1922 sabahı, Gemlik ile Söke arasındaki 650 kilometrelik cephenin tümünde başladı. Cephe genişti ancak savaşın odak noktası, Afyon ovası oldu. Atatürk, 1 Eylül 1922’de yayımladığı bildiride, savaşın geçtiği alanı, “Afyonkarahisar, Altıntaş ve Dumlupınar arasındaki meydan savaşı” olarak belirtecekti.
İşgal ordusuna yıldırım baskın
Savaşa katılan Türk birliklerinin sayısı 207 bin 942; Yunan birliklerinin ise 224 bin 992 idi. Türk ordusunda 8 bin 659, Yunan ordusunda ise 6 bin 565 subay yer alıyordu. Türk ordusunda; 92 bin 792 tüfek, 2 bin 25 hafif mitralyöz, 839 ağır mitralyöz, 323 top, 10 uçak, 298 kamyon ve 33 otomobil vardı. Yunan ordusunda ise 90 bin tüfek, 3 bin 139 hafif mitralyöz, bin 280 ağır mitralyöz, 418 top, 50 uçak, 4 bin 36 kamyon, bin 776 otomobil - ambulans vardı.
26 Ağustos 1922’de sabahın erken saatlerinde Kocatepe’de Mustafa Kemal’in yanında Hoca Paşa dediği Fevzi Paşa ile İsmet Paşa vardı. Kocatepe’nin tam karşısında Yunan ordusunun merkez kuvvetleri bulunuyordu. Yunan ordusuna merkezinden güçlü bir saldırı ile yarma harekâtı yapılacaktı. Yani kuvvetin merkezine yıldırım baskın. Saat sabahın 05.30’unu gösterdiğinde Afyon ovası, Türk topçusunun seri atışlarıyla sarsıldı. Savaş 4 gün boyunca çok çetin geçti. Anadolu’yu işgale gelen güçler, ‘vatan sevdasının çelikten perdesine çarpmış’ ve bir çemberin içinde sıkışmıştı. Çemberden çıkan Yunan kuvvetleri ise İzmir’e çekilmenin yollarını arıyordu. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın askeri dehası ve Mehmetçik’in ölümüne mücadelesiyle savaş 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlandı. İzmir; 3 yıl, 3 ay, 24 günün ardından 9 Eylül 1922 günü işgalden kurtuldu. Büyük Zafer ile sağlanan askeri başarı Lozan’da diplomatik zafer ile taçlanınca 29 Ekim 1923’de Cumhuriyet ilan edildi.
Trikopis esir alındı
Zaferden sonra 2 Eylül 1922’de Yunan Ordusu’nun Başkomutanı Nikolaos Trikopis, esir alındı.
MİLLİ MÜCADELENİN KISA TAKVİMİ
Olağanüstü beş yıl
30 Ekim 1918: Mondros Mütarekesi imzalandı.
13 Kasım 1918: İtilaf devletleri donanması İstanbul Boğazı’na girdi.
15 Mayıs 1919: Yunan askeri; İngiliz Fransız ve Amerikan savaş gemilerinin korumasında İzmir’e çıktı.
16 Mayıs 1919: Mustafa Kemal Paşa, Bandırma Vapuru ile İstanbul’dan Samsun’a hareket etti.
19 Mayıs 1919: Atatürk Samsun’a çıkarak milli mücadeleyi başlattı.
22 Haziran 1919: Amasya Genelgesi yayımlandı.
23 Temmuz 1919: Erzurum Kongresi toplandı.
4 Eylül 1919: Sivas Kongresi yapıldı.
12 Şubat 1920: Kahramanmaraş kurtuldu.
11 Nisan 1920: Şanlıurfa kurtuldu.
23 Nisan 1920: Meclis Ankara’da toplandı.
30 Ekim 1920: Kars kurtuldu.
3 Aralık 1920: Gümrü Antlaşmasıyla doğu sınırında güvenlik sağlandı.
13 Eylül 1921: Sakarya Zaferi ile Yunan Büyük Taarruzu püskürtüldü.
20 Ekim 1921 : Fransa ile Ankara anlaşması imzalandı.
25 Aralık 1921: Gaziantep kurtuldu.
5 Ocak 1922: Adana kurtuldu.
30 Ağustos 1922: Büyük Zafer kazanıldı.
9 Eylül 1922: İzmir kurtuldu.
10 Eylül 1922: Bursa kurtuldu.
11 Ekim 1922: Mudanya Mütarekesi imzalandı.
1 Kasım 1922: Saltanat kaldırıldı.
24 Temmuz 1923: Lozan Antlaşması imzalandı.
2 Ekim 1923: İşgal güçleri İstanbul’dan ayrıldı.
29 Ekim 1923: Cumhuriyet ilan edildi.
Trikopis, Atatürk’ün asil tavrına hayranlık duyar
Türkiye’nin Atina Büyükelçiliği, 1952 yılında Yunanistan’a ziyaret eden Türk gazeteciler onuruna bir davet verir. Davetin Yunan konukları arasında Trikopis de vardır. Trikopis, o davette Hıfzı Topuz’a şunları anlatır:
“2 Eylül 1922 gecesi, Türk askerlerine esir düştüm. Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa beni Mustafa Kemal Paşa’nın huzuruna çıkardı. Mustafa Kemal Paşa, beni mert bir askere yakışır şekilde kabul etti. Kendisinin şu sözlerini unutmadım: ‘Üzülmeyin general; siz, görevinizi sonuna kadar yaptınız. Askerlikte mağlup olmak da vardır. Napolyon da vaktiyle esir olmuştu. Misafirimizsiniz. Yakında her şey düzelecektir. İstirahat ediniz.’ Mustafa Kemal Paşa’nın bu ince ve nazik davranışı üzerine, bu büyük komutana karşı içimde hayranlık duymaya başladım. Aslında Anadolu’da ne işimiz vardı? Sizden de, bizden de bunca insan öldü. Sonunda ne oldu? İşte, bugün kardeşiz. Anadolu harekâtı muazzam bir hataydı.” Trikopis, sözlerinin devamında Topuz’a her 29 Ekim’de Atina’daki Türk Büyükelçiliği’ne gidip, Atatürk’ün fotoğrafı önünde saygı duruşunda bulunduğunu söyler.