GündemVali ve emniyet müdürleri de var

Vali ve emniyet müdürleri de var

04.11.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

Aralarında 3 merkez valisi, Eskişehir Vali Yardımcısı ile bazı emniyet müdürlerinin bulunduğu 50’ye yakın kişi 18 kentte düzenlenen ‘Paralel yapı’ operasyonlarıyla gözaltına alındı.

Vali ve emniyet  müdürleri de var

İzmir merkezli 18 ilde yapılan “Paralel yapı” operasyonunda, aralarında emniyet müdürleri, üç merkez valisi, bir vali yardımcısı, mülkiye başmüfettişi ve çeşitli bürokratların bulunduğu 50’ye yakın kişi gözaltına alındı. Şüpheliler “Askeri Casusluk Davası” olarak bilinen “Gizli Bilgi ve Belge Bulundurma Davası”nda yargılanan sanıklar hakkında sahte delil üretmekle suçlanıyor. Bu davada yargılanan askerlerin avukatlarından Murat Ergün, soruşturma dosyasında itirafçı ifadelerinin bulunduğunu, bu kişilerden birinin askeri lise öğrencisi olduğunu duyduklarını söyledi.

Haberin Devamı

İzmir Cumhuriyet Savcılığı’nın 2013 yılında birçok ilde çoğunluğu muvazzaf askerlere yönelik başlattığı “Gizli Bilgi ve Belge Bulundurma” soruşturması kapsamında 357 kişi hakkında dava açılmış, birçok subay tutuklanmıştı.

3 merkez valisi var

İzmir Emniyet Müdürlüğü’nün yürüttüğü operasyonda gözaltına alınanlar arasında merkez valileri Ahmet Kaya, Mehmet Oduncu, Sadık Altınkaynak, halen görevde olan Eskişehir Vali Yardımcısı Mesut Keser, Mülkiye Başmüfettişi Ferda İleri, İzmir’de 10 Kasım 2011-12 Şubat 2014 tarihleri arasında Emniyet Müdürlüğü yapan Ali Bilkay, Afyon Polis Okulu Müdürü Müjdat Karagöz, Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü’nden sorumlu eski İzmir Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Şevik, Organize Suçlar Müdür eski Yardımcısı Taner Aydın da bulunuyor.

Haberin Devamı

Bir numaralı şüphelinin Fethullah Gülen olduğu soruşturma dosyasında, şüphelilerin sahte deliller üretmelerinin yanı sıra Merkez Valisi Mehmet Oduncu ile halen Eskişehir Vali Yardımcılığı görevini yürüten Mesut Kesen’in ise, o zaman İçişleri Bakanlığı Bilgi İşleri Daire Başkanlığı’nda görev yaptıkları ve gizli kişisel verileri, örgüte aktardıkları ileri sürüldü. Gözaltına alınanlara kelepçe takılmadı. Gözaltı sayısının arananlarla birlikte 57’yi bulacağı belirtildi.

Eskişehir Vali Yardımcısı Kesen, Eskişehir’deki lojmanında gözaltına alındı. İzmir Emniyet Müdürlüğü’nden Eskişehir’e gelen polis ekipleri, Kesen’i sabah erken saatlerde gözaltına aldı. Polisler evde arama yaptıktan sonra Kesen’i İzmir’e götürdü. Kesen’in Eskişehir’de Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, İl AB Daimi Temas Noktası, AB Proje Geliştirme ve Koordinasyon Merkezi, Maliye Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’na bağlı kuruluşlardan sorumlu olduğu belirtildi.

Kesen’in 3 Eylül 2014’te, İçişleri Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı Bilgi İşlem Daire Başkan Vekili iken, Eskişehir’e vali yardımcısı olarak atandığı öğrenildi.

“Gizli Bilgi ve Belge Bulundurma” davasında yargılanan çok sayıda kişi operasyon haberi üzerine İzmir Emniyet Müdürlüğü önüne geldi. Ellerinde Türk bayraklarıyla gelen davanın sanıkları ile yakınları İzmir Marşı ve Harbiye Marşı’nı çalıp, gözaltındakilerden suçlu olanların adil yargılanmasını istedi.

Haberin Devamı

Askeri Casusluk davasında yargılanan emekli albay Coşkun Başbuğ, “Beni sahte delillerle, 19 müebbet, 5 bin yıl hapis cezası istemiyle yargılıyorlardı. ‘Bunların hesabını vereceksiniz’ dediğimizde hem polisler hem de yargı mensupları, yüzümüze bakıp gülüyorlardı. Şimdi yaptıkları usulsüzlüklerini hesabını verecekler” dedi.

Vali Mehmet Oduncu: 1986-2002 yılları arasında çeşitli ilçelerde kaymakamlık yaptı. İçişleri Bakanlığı’nda Hukuk Müşavirliği, Ankara Vali Yardımcılığı görevinde bulundu. 2013’te Osmaniye Valisi olan Oduncu, 2014’te merkeze alındı.

Vali Yardımcısı Mesut Kesen: İçişleri Bakanlığı’nın merkez ve taşra teşkilatında çeşitli görevler yapan Kesen, Strateji Geliştirme Başkanlığı Bilgi İşlem Daire Başkan Vekili olarak görev yaptıktan sonra Eskişehir’e Vali Yardımcısı olarak atanmıştı.

‘En ahlâksızı’

Mağdur avukatlarından Murat Ergün de emniyet önünde yaptığı açıklamada “Kumpas davaları içerisinde en ahlaksızı, İzmir davasıdır. İnsanları şeref, namus ve ahlâklarıyla itham ettiler. Çete iddiamızın arkasındayız. İçeride olan ya da ileride içeride olacağı varsayılanlar hakkında yakalama, tutuklama kararı bulunan kişileri peşinen mahkûm etmiyoruz, onların da adil bir yargılamaya tabi tutulmalarını en başta söylüyoruz. Bu davanın özü kumpastır. Yıllar önce ilk başta söylediğimiz buydu ama o günkü koşullarda, savunma olarak sözümüzü dinletemiyorduk. Bu çete çökertilmeden memleketin huzura kavuşması mümkün değildir” diye konuştu.

Haberin Devamı

‘Vahşice, alçakça, yalan’

Sanık avukatlarından Nevzat Güleşen de “askeri gizli bilgi ve belge bulundurma” davasında, TSK’da çalışan çok büyük grubun casus olduğu ve bir örgüt kurduklarının iddia edildiğini anımsattı. “İddialar o kadar saçma ki örneğin amirallerin, üsteğmenlerin altında çalıştığı söyleniyor” diyen Güleşen, dava dosyasında, “subayların fuhuş yaptıkları, gizli bilgi ve belgeleri para karşılığı çaldığı” gibi çok vahşice, alçakça, yalan ve gerçek dışı isnatların bulunduğunu savundu.
Güleşen, “Bu nedenle bu dava, şu ana kadar kurulan diğer kumpas davalarından daha da derin bir kumpas. Bunları yapanların, günün birinde cezalandırılmasını bekliyorduk” diye konuştu.
‘İtirafçı askeri okuldan’
Avukat Murat Ergün, bu yapının yargı ve TSK içinde de bağlantıları olduğunu öne sürdü. Soruşturma kapsamında itirafçıların bulunduğunu ifade eden Ergün, “Bir takım itirafçıların beyanlarından hareketle bu operasyon düzenlenmiş. Ayakları yere basan bir operasyon olduğu söyleniyor. İtirafçılardan bir tanesi bir askeri lise öğrencisi. Askeri lise döneminde sözde terör örgütünün mensubu olarak eğitildiği iddiası var. İtiraflarda bulunduğu duyumu var. Sadece İzmir casusluk değil, bütünün diğer parçaları olan davaların çete ayaklarının tek tek çözüleceği kaanatindeyim” dedi.
On iki sayfalık raporla başladı
Operasyonun en önemli dayanaklarından birisinin İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin, hazırladığı 12 sayfalık rapor olduğu belirlendi. Rapora göre gizli bilgi ve belge bulundurma soruşturmasıyla, 13 bakanlık ve kamu kurumu hedef olarak seçildi. Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın da bulunduğu bu kurumlardaki yaklaşık 3 bin kişinin tasfiye edilip yerlerine cemaate yakın kişilerin kadrolaşmasının planlandığı ileri sürüldü.
Rapora göre, telefon dinlemelerinde de usulsüzlükler yapıldı ve 10 farklı ilden dinleme kararı alındı. Soruşturmanın esasını teşkil eden belgelerin, casusluk niteliği taşıyacak nitelikte gizli belgeler olmadığı raporda yer aldı. Ayrıca, bu belgelerin de yine uzmanlarını incelediği hard disklere önceden konulduğu saptandı.
Sızıntıya karşı tedbir
Bir yıldır devam eden soruşturmanın sızmaması ve sosyal medyada deşifre edilmemesi için büyük çaba gösterildi. Gizlilik içinde alınan gözaltı kararları, özel ekiplerini kuryeliğinde, adliyeden ilgili emniyet birimlerine ulaştırıldı.
‘Soruları fantezi gibi’
İzmir merkezli olarak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü FETÖ (Fethullahçı Terör Örgütü) soruşturmasında gözaltı alınan 46 kişi arasında yer alan Erkan Değer’in avukatı İsmail Hakkı Küçük, “Dosya, polislerin arama yapmadan önce, belgeleri ilgili sanıkların evlerine yerleştirildiği onların asılsız, kumpas delillerle yargılatıldığı iddialarına dayanıyor. Hukuki açıdan değerlendirmede bulunamayacak kadar basit fantezi gibi sorular yöneltiliyor” dedi. Öte yandan Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne getirilen İzmir eski Emniyet Müdürü Ali Bilkay ile 7 polisin daha önce uzun yıllar bu binada görev yaptığı öğrenildi.