14.11.2011 - 13:20 | Son Güncellenme:
Bahattin Albayrak / AA
Atça Belediye Başkanı Mustafa Çınar, Romalılar döneminde kurulan beldelerinin tarihteki en eski yerleşim yerlerinden birisi olarak kabul edildiğini ifade etti.
Çınar, Yunan işgalinden 5 Eylül 1922’de kurtulduğunda, yakılmış ve yıkılmış halde olan Atça’nın yeniden imarı gündeme geldiğinde farklı bir yol izlendiğini belirterek, şu bilgileri verdi: "Belde yaşanılmayacak hale gelmişti, yeniden imarı gerekiyordu. O dönemin ileri gelenleri Atça’yı tekrar nasıl canlandıracaklarını ve eski haline getireceklerini tartıştıkları sırada uzun zaman Avrupa’da kalan ve Fransa’da şehir planlamacılığı konusunda eğitim alan Abdi Bey, belediyede fen memuru olarak çalışan Hafız Bey’in yardımlarıyla, hayran olduğu Fransa’nın başkenti Paris’in ünlü caddelerinin birleştiği Şanzelize Meydanı’nı örnek alarak Atça’yı yeniden imar etmeye karar verdi."
8 cadde aynı yerde birleşiyor
Çınar, böylece Paris’teki imar planının Atça’da uygulandığını kaydederek, "Paris’te Şanzelize Meydanı’na bağlanan 12 caddeye karşılık Atça’da da Karakol Caddesi, Kurtuluş Caddesi, Abdi Bey Caddesi, Nazilli Caddesi, Kavaklar Caddesi, Jurnalı Caddesi, Batı Caddesi ve Atatürk Caddesi olmak üzere 8 ana cadde beldenin ortasında bulunan Atça Parkı’na çıkacak şekilde planladı. Atça beldesi yeniden bu şekilde imar edildi. Şimdi yukarıdan baktığınızda bunu çok net şekilde görebilirsiniz. İmar planından dolayı Türkiye’nin Paris’i olan beldemizle gurur duyuyoruz" dedi.
Atça Belediye Meclisi’nde alınan kararla beldede yüksek yapılaşmanın önüne geçildiğini söyleyen Çınar, "Bu konudaki kararlılık bizim dönemimizde de devam ediyor. Atça’nın dokusunu, şirinliğini, yeşil görüntüsünü bozmuyoruz.
Beldemiz, belediye meclisinin kararıyla yüksek yapılaşmaya izin verilmeyen Türkiye’nin örnek beldesidir" diye konuştu.
Çilek ve kestanesiyle de biliniyor
Atça’nın imarının dışında ürün zenginliğiyle tanındığını belirten Çınar, şunları söyledi: "Atça çileği, karpuzu, kestanesi ve suyuyla da ünlü. Bölgemizde dünyanın en kaliteli çilekleri yetiştiriliyor ve ihraç ediliyor. Entegre kestane işleme tesisleri olmadığı için bölgemizin kestanelerini Bursalı işletmeciler kendi bölgelerinde işleyip kestane şekeri üretiyor. Bölgemizde sadece 2 tane kestane şekeri üretim tesisi var."