16.07.2020 - 15:51 | Son Güncellenme:
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’nun Türkiye’nin haberleşme uydularının uzaya gönderileceği tarihlerle ilgili yaptığı açıklama gözleri bir kez daha bu alana çevirdi.
Karaismailoğlu, TÜRKSAT 5A uydusunun 2020’nin son çeyreğinde, TÜRKSAT 5B uydusunun 2021 ikinci çeyreğinde uzaya gönderilmesinin planlandığını, ilk yerli ve milli haberleşme uydumuz olan TÜRKSAT 6A’nın ise 2022'de uzaya gönderileceğini söyledi.
Savunma Politikaları Uzmanı Arda Mevlütoğlu, söz konusu haberleşme uydularının gelişim süreçlerini anlattı, yerli ve milli iletişim uydusunun ülkemize neler kazandırabileceği konusunu değerlendirdi.
TÜRKİYE’NİN UZAY YOLCULUĞU 1994’TE BAŞLADI
Mevlütoğlu, TÜRKSAT 1B ile 1994 yılında uzaya adım atan Türkiye’nin o tarihten bu yana da her bir TÜRKSAT uydusu ile bu alandaki kabiliyet ve altyapısını bir aşama daha ilerlettiğini söyledi.
5A ve 5B uydularının geliştirilmesine Airbus firması tarafından 2017 yılı sonunda başlandığını hatırlatan Mevlütoğlu, “5A / 5B projesi kapsamında ana yüklenici Airbus ile bir Teknoloji Transfer Eğitim Programı başlatılmıştı. Bu program ile Türk mühendislerden oluşan bir ekip, uyduların üretildiği tesislerde teorik ve pratik eğitim aldı. Bu eğitim, tamamen milli ilk iletişim uydumuz olan TÜRKSAT 6A’nın tasarım, geliştirme ve üretim sürecinde büyük katkı sağladı” dedi.
Tüm bu projeler içerisinde TÜRKSAT 6A’nın daha farklı bir yerde konumlandığını söyleyen Mevlütoğlu, “Türkiye’nin uzay teknolojileri tarihçesinde önemli bir dönüm noktasını teşkil ediyor. Tamamen yerli imkanlarla tasarlanıp üretilen ilk iletişim uydusu olmasından dolayı, Türkiye’yi bu alanda kritik bir eşiği aşmış ülkeler arasına sokacak bir proje” dedi.
YALNIZCA ASKERİ İŞLERE YÖNELİK UYDULAR DA GÜNDEME GELECEK
Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayiinde attığı adımlar neticesinde ‘uydu kontrollü’ çok farklı sistemler kullandığını hatırlan Savunma Politikaları Uzmanı Arda Mevlütoğlu, “Söz konusu uydular askeri unsurlar için de kullanılacak mı?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Silahlı kuvvetlerin erinden savaş gemisine, uçaktan zırhlı aracına kadar neredeyse her unsuru, aynı sivil hayatta olduğu gibi birbirine bağlanmış bir durumda…
Gerçek zamanlı, çevresel koşullara ve elektronik harbe dayanımı yüksek ses ve veri iletişimi, silahlı kuvvetler için vazgeçilmez, hayati bir yetenek. Bu bağlamda iletişim uydularının önemi her zamankinden çok daha yüksek, zira İHA örneğinde gördüğümüz üzere birim zamanda toplanan, paylaşılan ve değerlendirilen verinin miktar ve hacmi hızla artıyor. İleri teknolojiye sahip, yüksek performanslı iletişi altyapısı sağlayan uyduların da bu bağlamda kritik önemi var.
Halen hizmetteki iletişim uydularının önemli kısmında, askeri kullanım için de hizmet sunuluyor. Ancak gelişmiş ülkeler, yalnızca askeri iletişime yönelik olarak da uydu üretip hizmete almaktalar. Ağ merkezli muharebe ve veri alışveriş ihtiyaçları hızla artan, geniş bir coğrafyada askeri harekât ve faaliyetler yürütmek durumunda olan Türkiye’nin de gündemine askeri iletişim uydularının yakın zamanda girmesi olasıdır.”
TÜRKSAT 6A İLE RÜŞTÜMÜZÜ İSPAT EDEBİLİRİZ
Arda Mevlütoğlu, Türkiye’nin yerli ve milli ilk haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’nın önemi hakkında şunları söyledi:
“Uydu tasarım ve geliştirmesinde en önemli bileşen, çok sayıda kritik alt sistem, teknoloji alanı ve disiplinde insan kaynaklarının geliştirilmesi ve korunmasıdır. Bu evrenin ardından ürün, bileşen ve cihazların üretimi, testi, entegrasyonu için tesis ve altyapıların kurulması ve işletilmesi gibi süreçler gelir.
Bunların yanı sıra yüksek maliyetli bir sektör olan uzay alanında, askeri, ticari ve bilimsel her türlü faaliyetin kaçınılmaz olarak uluslararası iş birliği boyutu olduğunu da göz önünde bulundurmak gerek. Bu durum da doğal olarak söz konusu alanlara yönelik teknik diplomasi yeteneğinin kurulması sürecini beraberinde getiriyor.
Tüm bunları alt alta koyduğunuzda TÜRKSAT projelerinin Türkiye’ye son derece kıymetli deneyimler kazandıracak. Başarıyla kullanıma alınması ile TÜRKSAT 6A’nın, askeri, ticari ve bilimsel açıdan Türkiye’nin rüştünü ispat projelerinden biri olacağını söylemek mümkün.”
KRİTİK KONU: SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
Savunma Politikaları Uzmanı Arda Mevlütoğlu, uzay alanında başarılı ürün ortaya koymak ve bu ürün için gerekli teknolojileri geliştirmenin ‘ilk adım’ olarak değerlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, “Bu alanda başarılı olabilmenin şartı, sürdürülebilirliği sağlamaktır. Bunun için de uzun vadeli bir bilim ve teknoloji politikası kurgulanması, asker, sivil, akademi tüm paydaşların uyumlu bir şekilde çalışması ve başta insan kaynakları olmak üzere bu alandaki yeteneklerin geliştirilip korunması hususlarına milli bir dava olarak yaklaşılması şart. Zira gündelik rutinlerimizden ulusal güvenliğe hayatın tüm katman ve kademelerinde vazgeçilmez bir bileşen haline gelen uzay alanında varlık ve geleceğimizi ancak milli yeteneklerimizi geliştirerek koruyabiliriz” şeklinde konuştu.
TRT HABER / Sertaç Aksan