18.06.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Paşa Alyurt / Ayşegül Kahvecioğlu
İstinaf Mahkemesi, Ankara’da üniversite öğrencisi 22 yaşındaki Şule Çet’in bir plazanın 20. katından atılarak öldürülmesine ilişkin sanık Çağatay Aksu’ya “kasten öldürmek”, “nitelikli cinsel saldırı” ve “kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından müebbet ve 12 yıl 6 ay, sanık Berk Akand’a ise, tüm suçlarda Aksu’ya yardım ettiği gerekçesiyle 18 yıl 9 ay verilen hapis cezasını onadı. İstinaf Mahkemesi’ne taşınan dosyada, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nce yapılan incelemeler sonucu, ilk derece mahkemesinin kararı hukuka uygun bulundu.
Cinsel saldırı ve cinayet
Sanıklara verilen hapis cezalarında hiçbir isabetsizlik görülmediğine vurgu yapılan değerlendirmede, Şule Çet’in zor durumda olduğunu bilen sanık Aksu’nun iş bulma vaadiyle Çet’i olay gecesi içkili mekana çağırdığı ve psikolojik baskı uygulayarak plazaya gelmesini sağladığı belirtildi. Aksu’nun genç kıza karşı cinsel saldırıda bulunduğu kaydedilen değerlendirmede, Çet’in bu durumu kabullenmemesi üzerine, yüksek düzeyde alkollü olan sanığın şikayet edileceğini düşünerek, işlediği cinsel saldırı suçunun ortaya çıkmasını engellemek amacıyla harekete geçtiği ifade edildi. Aksu’nun Çet’i darp ettiği, boğazını sıktığı, bu aşamada öldürdüğü veya intihar görüntüsü vererek plazadan aşağıya attığı kaydedildi. Sanık Akand’ın, Aksu’nun işlediği tüm suçlara yardım ederek suça ortak olduğu ifade edildi.
‘Gülüşü aklımdan çıkmıyor’
Şule Çet’in babası İsmail Çet: “Karardan memnunum. Kızımla arkadaş gibiydik. Annesini 2009’da 12 yaşındayken kaybetmişti. Bir yıl kalmıştı menzun olmasına. Sanıklar gerekli cezayı aldılar, yanlarına kâr kalmadı. Kadın cinayetleriyle mücadelede en ön saflarda olacağım. Cinayete kurban giden her kadın benim kızım, kardeşimdir. 30 Mayıs kızımın yaş günüydü. Aklımdan çıkmıyor gülüşü. Mahkemelerimize teşekkür ediyorum. Tüm toplumun kadın cinayetlerine karşı tek yürek olmasını diliyorum.”
‘Çok özlüyoruz’
Şule Çet’in ağabeyi Şenol Çet: “Olayın başından beri intihar olmadığını söylemiştik. Beklentimiz 2 sanığın da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almasıydı. Keşke Şule yanımızda olsaydı. Hep beraber mutlu aile ortamında olsaydık. Kendisini ailece çok özlüyoruz. Geçen 30 Mayıs doğum günüydü.”
‘Çelişkiler yer almış’
Çet ailesinin avukatlarından Ferhat Gebeş: “Kararda güvenlikçilerin ifadelerine ve şüphelilerin çelişkilerine yer verilmiş. Sanık Akand’ın durumun ortaya çıkması üzerine yardım istediği belirtilmiş. Akand’ın eski kız arkadaşına attığı ‘çok kötü şeyler oldu’ mesajına değinilmiş. Tüm net şeffaf olan hususları kararlarına eklemişler.”
‘Kadını suçlayan algı yıkıldı’
Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkanı Avukat Aslı Arıhan: “İstinaf Mahkemesi’nin kararı onamasıyla kadın cinayetlerinde sanığı değil, kadını suçlayabilen algı da yıkılmıştır. Bir genç kız o saatte de oraya gidebilir; bu dava bunu kanıtlamıştır. Şule Çet dosyasının başından beri içindeydik. Sanıklar, ‘intihar’ denilerek dosyanın çok rahat kapatılacağını sandılar. Deliller karartılmıştı. Beraat edeceklerini düşünüyorlardı. Ancak mahkeme çok titiz araştırma yaptı. Böylece gerçek ortaya çıktı ve bu noktaya geldik. Bu sonuca ulaşılması tarihi bir olay. Bu tip cinayetlerden kurtulmanın o kadar kolay olamayacağını herkes gördü. Bu çok büyük bir başarıdır. Şiddet gören birçok kadının hayatının kurtulmasına vesile olabilecek bir karardır. Birçok kadın cinayetinin aydınlatılması için de örnek olacaktır. Bu sonuç kadın dayanışmasının sonucudur ama aynı zamanda toplumsaldır, insan hayatının bu kadar ucuz olamayacağını herkes görmüştür.”
‘Huzurla uyu’
Şule Çet Dayanışma Platformu: “Sonunda bitti. Huzurla uyu. Seni çok seviyoruz. Adın yaşayacak, adalet arayanların sesi olmaya devam edeceğiz. 2 yıldır verdiğimiz mücadelede adaleti söke söke aldık. Bu başarı hepimizindir. Şule’nin adaleti için katkısı bulunan herkese bir kez daha teşekkür ederiz. ‘O saatte orada ne işi vardı?’, ‘Şule gezip tozan bir tipti’, ‘Kızınıza sahip çıksaydınız’, ‘Bakire değildi’, ‘İçki içiyordu’, ‘İki erkekle lüks plazada’, ‘Sosyal medyada cadı avcıları’ diyenler kaybetti. Dayanışma ve mücadele kazandı.”