GündemTeşkilât...

Teşkilât...

04.02.2024 - 07:00 | Son Güncellenme:

Devletler arasında geçici çıkar ilişkileri bulunuyor. Türkiye’nin günümüzde olduğu gibi geçmişinde de bu ilişkilerin derinliğini devlet için araştıran saklı kahramanları vardı.

Teşkilât...

HASAN MERT KAYA / KAYIP İZLER ATLASI - Devletlerin kamuoyu önündeki ilişkileri hemen her zaman yanıltıcı, kibarlık ve nezaketle yapılan birer halkla ilişkiler ya da reklam çalışması gibidir. Asıl ilişkiler ve gerçek çoğu zaman perde arkasında yaşananlar, diğer bir ifadeyle madalyonun arka yüzünde olanlardır. Öte yandan Churchill’in veciz ifadesiyle; Devletler arasında dostluk değil, geçici çıkar ilişkileri bulunur.

Haberin Devamı

Bu ilişkilerin düzenlenmesinde de istihbarat faaliyetleri hayati önem taşır. Yaşanan bu istihbarat mücadelesi hızını hiç kesmeden devam eder. Büyük bir imparatorluğun yaşadığımız bu zorlu coğrafyadaki vârisi olan Türkiye Cumhuriyeti’nin günümüzde olduğu gibi geçmişinde de perde arkasında bu ilişkilerin derinliklerini devlet için araştırıp, gerekli makamlara sunan isimleri, saklı kahramanları vardı.

Teşkilât-ı Mahsusa

Osmanlı Devleti’nin belirli bir düzen ve sistem dahilinde yapılanmış bir istihbarat kuruluşu oluşturması oldukça geç, hatta devletin son zamanlarına doğru gerçekleşti. Devletin Balkanların ardından Ortadoğu’da da hemen her yerden kuşatılıp, yıkıcı faaliyetlerin zirveye çıkması devletin bu durumlarda nitelikli haberler alıp, ona göre tedbirler geliştirmesini zorunlu kıldı ve nihayet 17 Kasım 1913 tarihinde Enver Paşa tarafından Teşkilât-ı Mahsusa isimli istihbarat örgütü kuruldu. Ancak Teşkilât-ı Mahsusa uzun ömürlü olmadı ve 1918 yılında imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması uyarınca feshedilip dağıtıldı. Kuruluşundan itibaren faal olduğu altı yıl boyunca yaşanan 1. Dünya Savaşı esnasında birçok askeri ve paramiliter çalışmalarda bulunan Teşkilât-ı Mahsusa savaşta önemli görevler yerine getirmişti.

Haberin Devamı

Teşkilât...

Karakol

Milli Mücadele ve Türk Kurtuluş Savaşı’na giden yolda İstanbul’un işgali kuşkusuz ciddi bir travma oluşturdu. Hem 1. Dünya Savaşı’nda yenik düşmenin hem de payitahtın İngiliz ve Fransız askerlerinin kontrolüne geçmesinin gerçekten de vatanseverler üzerinde önemli tesirleri olmuştu. Bu dönemde çeşitli gizli istihbarat yapıları oluştu. Özellikle İstanbul’daki işgalcilerin müdahalesinden kaçınmak için bu gizlilik esastı. Bu doğrultuda ilk kurulan gizli direniş ve istihbarat yapısı İstanbul merkezli kurulan Karakol Cemiyeti oldu. Karakol Cemiyeti İstanbul’daki işgalcilerin faaliyetlerini yakından izliyor ve Anadolu’daki direniş hareketini örgütleyen Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarına haber veriyordu. Öte yandan İstanbul’dan Anadolu’ya silah, mühimmat sevk edilmesiyle Osmanlı subaylarının şehirden dışarı çıkarılması yine Karakol Cemiyeti’nin verdiği önemli hizmetlerdendi. Ancak İstanbul’un çok daha sıkı bir kontrolle ikinci defa işgal edildiği 1920 yılında Karakol Cemiyeti’nin üst düzey yöneticilerinin tespit edilerek tutuklanması cemiyete vurulan büyük bir darbe oldu. Öte yandan cemiyetin Rusya’daki Bolşevikler ile yakın ilişkiler geliştirmesi ve Milli Mücadele hareketini tek başına sahiplenen bir tavır takınması, Anadolu’daki liderlik kadrosunu rahatsız etmiş ve ağırlıklı olarak İttihat ve Terakki mensubu isimlerin bulunduğu bu cemiyetin hareketin dışında bırakılmalarına neden olmuştu.

Haberin Devamı

Yavuz, Hamza, Felah ve Zabitan Grupları

Karakol Cemiyeti’nin dağılması bu alanda oluşan bir boşluğu da beraberinde getirdi. Oluşan boşluğu gidermek ve Milli Mücadele kadrosuna destek olmak amacıyla Zâbitân Grubu ve Yavuz Grubu gibi daha küçük ölçekli istihbarat grupları oluşturuldu. Bu gruplardan birisi de 1920 yılında faal olan Hamza Grubu adlı yapıydı. Hamza Grubu’nun adı 1921 yılında Felâh Grubu olarak değiştirildi ve bu istihbarat kuruluşları Türk Kurtuluş Savaşı sonuna kadar faaliyetlerini sürdürüp, bağımsızlığa giden yolda değerli katkılar sağladı. Felah grubu kuruluşunda Moltke adıyla ortaya çıkmıştı. Grup idarecilerinden Neşet beyin yaptırdığı mühürde grubun adı Moltke grubu olarak belirlenmişti. Eminönü’nde balık pazarının köşesindeki Hüseyin Hüsnü Eczanesi’nin tavan arası, grubun ilk gizli çalışma mekanıydı. Grup kimi zaman ise İstanbul’un Anadolu yakasında, mühendis İhsan beyin Üsküdar Selimiye’deki evi ve Neşet beyin Beylerbeyi’ndeki Hazım Paşa yalısını çalışmalarında kullanıyordu.

Haberin Devamı

Mim Mim Grubu

Enver Paşa tarafından kurulan ve kısa adı Mim Mim olan istihbarat yapısına 3 Mart 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından resmi bir yapı kazandırıldı. Mim Mim öncesinde 1921’e kadar aktif olan ve dönemin Genelkurmay Başkanlığı tarafından oluşturulmuş Askeri Polis Teşkilatı vardı ki bu teşkilat bugünkü Jandarma teşkilatımızın da benzeri bir görev yürütüyordu. Ek olarak yine Genelkurmay tarafından özellikle Anadolu’da 1921-1922 arasında faaliyet gösteren Tedkik Heyeti Amirlikleri mevcuttu. MM örgütünün kadroları asker ve sivil kişilerden oluşuyordu. Örgüt özellikle İstanbul’da büyük bir ajan ve haber alma ağı kurdu ve Anadolu’ya silah ve cephane kaçırılması faaliyetlerini başarılı bir biçimde planlayıp yönetti. Düşman karargâhlarına, düşmanla iş birliği yapan gruplara ve çeşitli diğer yabancı yapılara sızarak çok değerli belge ve bilgiler sağladı. Kurtuluş Savaşı sırasında diğer istihbarat gruplarıyla da iş birliği yapan örgütün faaliyetleri, İstanbul’un Kurtuluşu’ndan sonra 1923 yılında son buldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan 1925 yılı sonuna kadar geçen zaman aralığında istihbarat çalışmaları Ordu Müfettişlikleri İstihbarat Şubeleri tarafından sürdürüldü.

Haberin Devamı

Temas Sergisi

İstanbul Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’nde geçtiğimiz ocak ayında Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından açılan Temas adlı sergi Osmanlı’dan Cumhuriyet dönemine istihbaratın tarihine ilişkin önemli belgeler içeriyor. 11 Şubat tarihine kadar açık olan ve ücretsiz düzenlenen sergide istihbaratta kullanılan materyal örneklerinin yanı sıra, Mah, Yavuz ve Felah gruplarına ait belgeler, ünlü İngiliz casusu Arabistanlı Lawrence’ın Türk istihbaratınca gerçekleştirilen takibine dair raporlar gibi çok sayıda ilgi çekici ve tarihi öneme sahip belge teşhir ediliyor.

Teşkilât...

Milli Emniyet Hizmeti

1926 yılı başında dönemin Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın emriyle kısa adı MAH olan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk istihbarat kurumu olan Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti kuruldu ve çalışmalarına başladı. Hazırlık ve yapılanma çalışmalarının ardından 6 Ocak 1927 tarihi kurumun resmi kuruluş tarihi oldu. Başkanlığına Şükrü Ali Ögel’in atandığı kurum, çalışmalarını 1965 yılına kadar sürdürdü ve bu tarihten itibaren yerini Milli İstihbarat Teşkilâtı’na bıraktı.