Gündem‘Teknoloji bağımlılığı pandemide 2 kat arttı’

‘Teknoloji bağımlılığı pandemide 2 kat arttı’

03.06.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Pandemiyle artan dijitalleşme teknoloji bağımlılığını da artırdı. Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Öztürk, “Pandemi döneminde ikiye katlanan teknoloji bağımlılığı önümüzdeki dönemin en büyük sorunlarından biri” dedi

‘Teknoloji bağımlılığı pandemide 2 kat arttı’

Mert İnan / İstanbul - Pandemi döneminde çocuk ve ergenler arasında artan teknoloji bağımlılığı ebeveynleri endişelendirirken, bu soruna yönelik Yeşilay öncülüğünde önemli bir buluşma düzenlendi. Dünyanın önde gelen araştırmacılarının bir araya geldiği 5. Uluslararası Teknoloji Bağımlılığı Kongresi’nde, teknoloji bağımlılığına ilişkin çözüm önerileri masaya yatırıldı.

Haberin Devamı

İki gün boyunca çevrim içi olarak gerçekleştirilen ve vatandaşların katılımına açık olan kongrenin son gününde Milliyet’e konuşan Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, “Yalnızca alkol, madde ve tütün gibi kimyasal bağımlılık alanlarında değil teknoloji ve kumar gibi davranışsal bağımlılık alanlarıyla da mücadeleye devam ediyoruz. Pandemi döneminde ikiye katlanan teknoloji bağımlılığı önümüzdeki dönemin en büyük sorunlarından biri olacak” dedi. 

Bırakamaz hale geldiler

Sosyal yaşamdaki kısıtlamalarla birlikte teknoloji bağımlılığının neden olduğu sorunların da arttığını dile getiren Prof. Dr. Öztürk, şu bilgileri paylaştı: “Özellikle çocukların mecburen çevrimiçi eğitime yönelmeleri teknoloji ile çok daha fazla iç içe olmalarına neden oldu. Ancak zaman içinde teknolojinin eğlence amaçlı kullanımında ciddi artış olduğu ortaya çıktı. Çocuklar adeta bilgisayar ve tableti ellerinden bırakamaz duruma geldiler. Erişkinler için de yüz yüze iletişim ortadan kalkınca, evlerde dijital bir ortam oluştu. Ekranın başında kalma süresi çok arttı. Bu durum artık aile işi şiddet, uyumsuzluk ve huzursuzluk gibi durumlara neden oluyor. Saatler boyu ekrandan kalkmayan çocuk, ebeveynleri tarafından uyarıldığında büyük krizler yaşayıp, öfke nöbetleri geçirebiliyor. Daha da vahimini normalleşme ile beraber yaşayacağız. Kapalı ortamda farkedilmeyen sorunlar normalleşmede gün yüzüne çıkacak. Sosyalleşmeye temkinle yaklaşan çocukların, normalleşmede bu davranışlarını sürdüreceğini öngörüyoruz. Ekrana yönelen çocuğun sosyal becerileri gelişmiyor. Çevrimiçi eğitimde verim çok düşük. Öğrenme kalitesinin çok düşük olmasının gelecekte sıkıntı yaratacağına dikkat çekmek istiyorum.”

Haberin Devamı

Kazanma hazzıyla bağımlılık

Aile içi çatışmalara da vurgu yapan Prof. Dr. Öztürk, “Aile içinde çatışmalar artıyor. Oyun endüstrisi masum değil ve çocukları oyunda tutmak, duygu dünyaları kontrol etmek için özel pedagoglar bile istihdam ediyorlar. Burada temel mekanizma haz merkezininin uyarılması. Kazanma duygusu ve kazanmanın verdiği haz çocuğu bağımlı yapabiliyor. Sosyal aktiviteler, yüz yüze eğitim, spor ve aile içi sevgiye dayalı iletişim çok önemli. Pandemide gençler arasında tütün kullanımında artış olduğnu da görüyoruz” diye konuştu.

Haberin Devamı

 Ailelere ücretsiz destek

Yeşilay olarak risk alma davranışının en yüksek olduğu 12-15 yaş dönemine çok önem verdiklerini belirten Prof.Dr.Öztürk, ebeveynler için yol haritasını ise şöyle açıkladı:

“Bu kapsamda hazırladığımız Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı ile ortaokuldan itibaren hem kumar bağımlılığı, hem de internet, kumar ilişkisini ortaya koymaya ve gençleri bu konuda bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Öte yandan Yaşam Becerileri Eğitim Programı ile gençlerimizi bu risklere karşı bilinçlendirmenin ötesinde, onların bu risklere karşı kendini koruyabilecekleri becerileri kazanmaları için çabalıyoruz. Bağımlılık biyolojik, psikolojik ve sosyal boyutları olan bir hastalık. Bu yüzden bu üç alanı da aynı anda kapsamayan önleme çalışmaları bağımlılıkları tedavi etme noktasında yetersiz. Sosyal destek, yaşamı düzenleme, ilişkileri düzenleme ve gerekirse çevreyi değiştirmek gibi farklı alanlarda eğitimler veriyoruz. YEDAM bünyesinde danışanlara ücretsiz psikososyal destek verirken, merkezlerde bulunan klinik psikologlar ve sosyal hizmet uzmanları, danışanların psikososyal süreçlerine destek oluyor.“