13.04.2023 - 19:51 | Son Güncellenme:
ANKARA (DHA)
Meclis Başkanı Şentop, AKPM Seçim Gözlem Heyeti'ni TBMM Başkanlık Divanı salonunda kabul etti. Şentop görüşmede, Avrupa'daki PKK gösterilerine katılan Alman Üye Andrej Hunko ile İsviçreli Üye Sibel Arslan'ın AKPM Seçim Gözlem Heyeti içerisinde yer almaması konusunda Türkiye'nin tavrını net bir şekilde dile getirdi. Şentop, "AKPM, heyet belirleyebilir ama Türkiye'ye düşmanca tutum içinde olan kimselere müsaade etmeyiz" dedi.
TBMM Başkanı Şentop, heyet kabulünde yaptığı konuşmada; Türkiye'de ilgili kurumların 14 Mayıs'ta gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı ve 28'inci Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nin yurt içinde ve yurt dışında uluslararası standartlarda huzur ve güven içerisinde düzenlenmesine yönelik hazırlıkları tamamlanmış durumda olduğunu söyledi. Şentop, "Seçimlerin demokratik, adil ve özgür bir ortamda gerçekleştirilmesi için, başta Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanlığı olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımız da gerekli düzenlemeleri yapmaktadır" ifadelerini kullandı.
ŞENTOP'TAN ŞEFFAFLIK ÇAĞRISI
Türkiye'nin, hem kurumlar hem de seçmenler itibarıyla seçimlerin demokratik ilkelere uygun ve güven içinde düzenlenmesi konusunda ciddi deneyime sahip olunduğunu kaydeden Şentop, aynı zamanda seçim gözlemine de büyük önem verildiğini ifade etti. Şentop, seçimlerin izlenmesi konusunda her zaman şeffaflık ve uluslararası iş birliği ilkelerine de önem atfedildiğini belirtti. Yapıcı iş birliğine verilen önem çerçevesinde hem AKPM hem de Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) davette bulunulduğunu ifade eden Şentop, Türkiye'ye davet edilen gözlemcilerin faaliyetlerini sürdürürken yasalara ve kendi görev yönergelerine bağlı kalmalarının beklendiğini de vurguladı. Şentop, "Gözlem faaliyetlerinizle ilgili açıklamalarınızın ve hazırlayacağınız raporun objektif ve yapıcı bir anlayışı yansıtması bizim için önemlidir. Ancak bu takdirde bu raporun etkisi olabilir. Türkiye yapıcı eleştirileri ve tavsiyeleri her zaman dikkate almıştır" değerlendirmesinde bulundu.
'SEÇİMLERİN ADİL BİR ORTAMDA GERÇEKLEŞEMEYECEĞİNE YÖNELİK AÇIKLAMALARI TALİHSİZLİK OLARAK GÖRÜYORUM'
Şentop, Heyet Başkanı Frank Schwabe'ye, Türkiye'deki seçim ortamına ilişkin eleştirel açıklamalarını hatırlatarak, "Ülkemizde gerçekleştirilecek seçimler bağlamında geçtiğimiz günlerde basına verdiğiniz bir demeçte, Türkiye'deki seçimlerin demokratik, adil ve özgür bir ortamda gerçekleşemeyeceği hakkında endişeleriniz bulunduğuna yönelik açıklamalarınızı talihsizlik olarak görüyorum. Bu tür peşin hükümlü açıklamalar, Türkiye'ye yönelik çifte standart içeren anlayışın bir örneği olarak görülebilir. Geçici Komisyonun Başkanı olarak seçim gözlem misyonu gerçekleşmeden önce benzer açıklamalardan kaçınılması gerektiğini ifade etmek isterim. Heyetinizden temel beklentimiz, seçim gözlemciliği kurallarının titizlikle objektif şekilde uygulanması ve hazırlayacağınız raporun objektif ve yapıcı bir anlayışta olmasıdır. Türkiye’ye özel, Şark'a mahsus bir rapor olmaması gerektiğini ifade ediyoruz" diye konuştu.
Şentop görüşmede ayrıca, terör örgütü PKK'nın gösterilerine katılan Alman Üye Andrej Hunko ile İsviçreli Üye Sibel Arslan'ın AKPM Seçim Gözlem Heyeti içerisinde yer almaması konusunda Türkiye'nin tavrını net bir şekilde dile getirdi. Şentop Türkiye'nin, terör örgütlerini destekleyen herhangi bir parlamenterin Seçim Gözlem Komisyonu'nda yer almaması konusundaki beklentisinin, yazılı olarak da AKPM Türk Grubu tarafından iletildiğini, ancak Türkiye'nin bu tavrına rağmen isimler konusunda bir adım atılmadığını belirterek, "AKPM, heyet belirleyebilir ama Türkiye'ye düşmanca tutum içinde olan kimselere müsaade etmeyiz. Bilmenizi isterim ki özellikle de siyasetçilere yönelik şiddete çağrı içeren ve demokratik hoşgörünün sınırlarının bir hayli ötesine geçen bu tarz eylemlere izin verilmesi ve hatta desteklenmesi, terör örgütlerini ve yandaşlarını teşvik etmektedir" diye konuştu.
Meclis Başkanı Şentop Türkiye'nin, Avrupa Konseyi ve AKPM ile ilişkilerinin son zamanlarda giderek olumsuz bir atmosferde geliştiğini de vurguladığı konuşmasında, "Üzülerek müşahede ediyorum ki, bilhassa son yıllarda, ülkemize ilişkin hazırlanan raporlar ve yapılan açıklamalar eleştiri sınırlarının ötesine geçmektedir. AKPM Denetim süreci de adeta bir 'cezalandırma' aracı olarak kullanılmaya başlanmış ve yapıcı bir araç olmaktan uzaklaşmıştır" dedi.