02.10.2017 - 15:28 | Son Güncellenme:
DHA
Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay'ın da aralarında bulunduğu 4 şüpheli hakkında yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, gazetede yer alan bazı yayınların FETÖ'nün amacına hizmet ettiği belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suc¸ları Soruşturma Bu¨rosu'nca Sözcü gazetesinin sahibi Burak Akbay ile gazetenin internet sorumlu müdürü Mediha Olgun, muhabir Bekir Gökmen Ulu ve gazetenin muhasebe müdürü Yonca Yücekaleli hakkında hazırlanan iddianamenin detayları belli olmaya başladı.
So¨zcu¨ gazetesi hakkında kısaca bilgi verilen iddianamede, şu¨phelilerin konumu, soruşturmaya gec¸me su¨reci, emniyet go¨revlilerince yapılan araştırmalar ve tespitler, aramalarda ele gec¸irilen materyallerin incelenmesi, buna dair raporlar, şu¨phelilere ait telefon kayıtları, Fetullahc¸ı Tero¨r O¨rgu¨tu¨ / Paralel Devlet Yapılanması (FETO¨ / PDY) o¨rgu¨tu¨nu¨n amacı ve faaliyet yo¨ntemleri, o¨rgu¨tu¨n basın - yayın yapılanması, yayın politikaları, algı yo¨ntemleri, FETÖ medya yapılanması raporu, bilirkişi raporları, tanık beyanları ve beyanlarının degˆerlendirilmesi, şu¨pheliler ve mu¨dafii savunmaları, o¨rgu¨t, tero¨r o¨rgu¨tu¨ u¨yeligˆi - yo¨neticiligˆi, tero¨r o¨rgu¨tu¨ propagandası yapma, basın ve ifade o¨zgu¨rlu¨gˆu¨ kavramları ile buna dair Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi o¨rnek kararları yer aldı.
İddianamede, Sözcü gazetesinin yaptığı yayınlar ve 1 Ocak 2016 tarihinde yer verdiği bulmacaya ilişkin Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatıldığı, bu soruşturmanın dışında farklı yerlerden 12 ayrı vatandaşın da yaptıkları ayrı şikayetlerle Cumhurbaşkanına yapılmaya c¸alışılan suikast girişiminin yerinin belirtilmesiyle yardım ve yataklıkta bulunuldugˆunu, Cumhurbaşkanının hedef go¨sterildigˆini, So¨zcu¨ gazetesinin yayınlarıyla tero¨r yandaşlıgˆı yaptıgˆı, kamuoyunda algı oluşturmaya c¸alıştıgˆını iddia ederek, ihbarda bulundukları kaydedildi.
İhbarlarla birlikte Ku¨c¸u¨kc¸ekmece Cumhuriyet Başsavcılıgˆı'ndan gelen yetkisizlik kararı u¨zerine gec¸ilen soruşturmaların birleştirildiği anlatılan iddianamede, şikayetçilerin ifadelerine yer verildi.
İddianamede, ihbarcı H.K'nın Ankara Cumhuriyet Başsavcılıgˆı'na verdigˆi 26 Eylül 2016 tarihli 24 sayfalık dilekc¸esindeki ''FETO¨'nu¨n en son tarafına yaptıgˆı iftira ve komplo'nun, 2016 yılındaki 2. Sınıf Emniyet Mu¨du¨ru¨ ru¨tbe terfisini engellemek ic¸in So¨zcu¨ gazetesinin internet sitesinde FETÖ'cü yazar Kamil Elibol tarafından 3 Mart 2016 tarihinde 'Sancılı Sınav' başlıklı asılsız haberin yapıldıgˆını, haberde 'Emniyet Genel Mu¨du¨ru¨ Celalettin Lekesiz'in Protokol Mu¨du¨ru¨ 3. Sınıf Emniyet Mu¨du¨ru¨ Hasan Kaya'ya ru¨tbe kıyagˆı yapılıyor.' diye yalan ic¸erikli haber yapıldıgˆını, hedefe konuldugˆunu, bunun FETO¨ saldırısı oldugˆunu, Kamil Elibol'un daha o¨nceden Zaman gazetesinde yazar ve bizzat FETO¨'cu¨ oldugˆunu, haberinde paylaştıgˆı bilgilerin kurum ic¸indeki FETO¨'cu¨ler tarafından servis edildigˆini, bununla algı oluşturuldugˆunu, bu nedenle Kamil Elibol, gazete yetkilileri, gazetenin internet yetkililerinden şikayetc¸i oldugˆu'' beyanları aktarıldı.
"SÖZCÜ ERDOĞAN'I BULDU" HABERİ
İddianamede, FETO¨/PDY tero¨r o¨rgu¨tu¨ mensuplarınca gerc¸ekleştirilen darbe girişimi ile bagˆlantılı olarak saat 16.30 sıralarında henu¨z darbe girişimi kapsamında asker - silahlı birimlerin kışlalarından c¸ıkmadan o¨nce adı gec¸en gazetede Cumhurbaşkanın bulundugˆu yerin haber yapıldıgˆı, bunun darbecilerle birlikte ve darbe girişimini kolaylaştırmaya yo¨nelik lojistik destek kapsamında gerçekleştirildiği, bu amac¸la So¨zcu¨ gazetesinde "Sözcü Erdoğan'ı buldu" haberinin yer aldığı ifade edildi.
Bu kapsamda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca Kara Havacılık Komutanlıgˆı'na ilişkin du¨zenlenen iddianamede, "Darbeciler, Cumhurbaşkanı Erdogˆan'ın yerini tespit edemeseydi Amerikalılardan yardım istenecekti. Karşı operasyon yapılması durumunda rehin alan grubun Erdogˆan'ı o¨ldu¨rebilecegˆi bilgisi yer aldı." şeklinde haberlerin c¸ıkması u¨zerine bu hususun talimat yoluyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılıgˆı'na soruldugˆu bildirilen iddianamede, gelen cevap yazısındaki şu ifadelere yer verildi:
"Cumhurbaşkanının İstanbul ilinde alınması planlanmış ama Cumhurbaşkanı Marmaris'e gidince bu plan bozulmuş. Plana go¨re İstanbul'da Cumhurbaşkanını Sat / Sas komandoları alacakmış ve bu ekip de belliymiş ama Cumhurbaşkanı Marmaris'e gidince plan degˆişmiş fakat Cumhurbaşkanını alacak olan Sat / Sas kadrosu degˆişmemiş, yeni planı ise odada bulunanlar şu şekilde planladılar; Sat / Sas kadroları İstanbul'da bulunan 4. Kara Havacılık Skorsky'leri ile İzmir C¸igˆli'ye gideceklerini so¨ylediler ve 3. Kara Havacılık Alayı'ndan 3 Cougar personel taşıyan helikopterin de bu ekiple C¸igˆli'de buluşacagˆı ve C¸igˆli'deki 3 Cougar'ın da bu ekibe dahil olacagˆı yani 3 Skorsky, 6 Cougar'lık bir filo oluşturacagˆı so¨ylendi. Cumhurbaşkanının yerinin tespit edilmemesi halinde gerekirse Amerikalılardan yer tespiti ve net konum tespiti olarak yardım alabileceklerini ve ayrıca 3-4 kişilik sivil kıyafetli bir grubun Cumhurbaşkanını takip ettiklerini so¨ylediler. Bu hususları 14 Temmuz 2016 tarihinde gec¸ saatlere kadar konuştuk. Yapılan bu plan uygulamaya 16 Temmuz 2016 gu¨nu¨ gece 03.00'te devreye girecekti."
İddianamede, bu beyanlara göre darbeyi planlayan FETO¨ / PDY u¨yelerinin Cumhurbaşkanının bulundugˆu yer ile ilgili arayışlarının oldugˆu, bunun bilinmemesi / tespit edilmemesi halinde, bulmalarına yarayacak başka planlarının oldugˆu kaydedildi.
17 ARALIK DOSYASINDAKİ BİLGİLER SÖZCÜ'YE SERVİS EDİLMİŞ
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından KHK ile açığa alınan polis memurlarınca, takipsizlikle sonuçlanan 17 Aralık 2013'te yapılan soruşturmaya ilişkin fiziki ve teknik takip kayıtlarının Sözcü gazetesine gönderildiği anlatılan iddianamede, gazetenin de kamuoyunda algı oluşturma kapsamında so¨z konusu bilgileri gerc¸ekmiş gibi ve su¨reklilik arz edecek şekilde haberleştirme gayretinde oldugˆu vurgulandı.
İddianamede, FETÖ'nün algı amacıyla sosyal medyada kullandığı ''Fuatavni'' ve ''JeansBiri'' adlı hesaplarda yapılan manipu¨latif paylaşımların o¨rgu¨te mu¨zahir basın yayın kuruluşları ve internet sitelerince haberleştirilerek geniş kitlelere ulaştırıldıgˆının go¨ru¨ldu¨gˆu¨ne dikkat çekildi.
Maliye Bakanlıgˆı Mali Suc¸ları Araştırma Kurulu Başkanlıgˆı'ndan (MASAK) gelen rapor, İstanbul Emniyet Mu¨du¨rlu¨gˆu¨ go¨revlilerince yapılan araştırmalar sonucunda du¨zenlenen rapor - tutanaklar ile soruşturma dosyasının bilirkişilere teslim edildigˆi, adı gec¸en gerc¸ek ve tu¨zel kişilerin finansal işlemleri u¨zerinde tero¨r o¨rgu¨tleriyle irtibatlı veya iltisaklı kişi - kurumlarla ilişkilerine dair raporun düzenlendiği belirtilen iddianamede, raporlara da yer verildi.
AKBAY'IN HESAP HAREKETLERİ
Şüpheli Burak Akbay'ın Sosyal Gu¨venlik Kurumu kayıtlarında sigortalı olarak go¨ru¨ndu¨gˆu¨ İlbas İleri Basın ve Yayın Endu¨strisi A.Ş'nin 4 Haziran 2012 tarihinden itibaren Yo¨netim Kurulu Başkanı ve 28 Mart 2016 tarihinden itibaren de tek pay sahibi oldugˆu, Estetik Yayıncılık A.Ş'nin ise yüzde 95 ortagˆı oldugˆu, yine C¸agˆdaş Yayıncılık ve Ticaret A.Ş'nin 6 Haziran 2012 tarihi itibarı ile Yo¨netim Kurulu Başkanı oldugˆu bilgisi verilen iddianamede, Estetik Yayıncılık A.Ş'nin yüzde 5 ortagˆı olan Metin Sarıkınacı'nın So¨zcu¨ gazetesi edito¨ru¨ olarak go¨ru¨ndu¨gˆu¨ belirtilerek, şüpheli Akbay'ın banka hesaplarındaki hareketlerine şu şekilde yer verildi:
''Burak Akbay'ın banka hesaplarına 2011-2016 yılları arasında havale olarak gelen tutar toplam 58 milyon 35 bin 436 lira, EFT olarak gelen tutar toplam 65 milyon 420 bin 606 lira olmak u¨zere toplamda 123 milyon 456 bin 42 lira para girişi olmuş, adı gec¸enin banka hesaplarından 48 milyon 757 bin 213 lirası havale, 615 bin 886 lirası EFT olmak u¨zere toplam 49 milyon 373 bin 99 lira para c¸ıkışı olmuştur. Şahsın hesaplarının (gelen para) bakiyesinin 74 milyon 82 bin 942 lira oldugˆu so¨z konusu paraların bankacılık sistemi u¨zerinden havale - EFT yoluyla go¨nderildigˆi, şirketin, 2015 yılında şirket ortagˆı Burak Akbay'a 34 milyon 761 bin 127 lira para aktardıgˆı, ancak 31 Aralık 2015 tarihli do¨nem sonu bilanc¸osunda bu hesap bakiyesinin başka hesaplara aktarılarak sıfırlandıgˆı, buna go¨re Estetik AŞ. u¨nvanlı şirketin esas faaliyet konusu olan basın ve yayın faaliyetleriyle ilgili işlemleri dışındaki faaliyetleri nedeniyle şirket ortagˆı Burak Akbay'a 2015 yılı ic¸inde (30 Eylül 2015 tarihine kadar) 34 milyon 761 bin 127 lira para aktardıgˆı, bu şekilde, şirketin, şirket ortagˆı Burak Akbay'dan alacagˆı go¨ru¨nen 11 milyon 954 bin 69 liralık tutarın sıfırlandıgˆı, bu tutarın, 31 Aralık 2015 tarihli şirket bilanc¸osunda iştirakler hesabına aktarılarak sıfırlandıgˆı, 2015 yılı 25-28-29-30 ve 31 Aralık tarihlerindeki 5 gu¨n ic¸erisinde 9 milyon 562 bin 388 lira tutarındaki paranın Burak Akbay ile Estetik Yayıncılık AŞ arasında karşılıklı olarak gidip geldiği tespit edilmiştir.
Burak Akbay'ın Estetik Yayıncılık AŞ kayıtlarında go¨ru¨nen 11 milyon 954 bin 69 liralık borcunun bu işlemlerle sıfırlandıgˆı, Estetik Yayıncılık AŞ ile Burak Akbay tarafından karşılıklı yapılan bu işlemlerle, C¸agˆdaş Yayıncılık AŞ'deki Burak Akbay hisselerinin Estetik Yayıncılık AŞ'ye devredildigˆinin go¨zu¨ktu¨gˆu¨, ancak, banka ic¸erisinde aynı gu¨nlerde karşılıklı yapılan para transferlerinin gerc¸egˆi yansıtmadıgˆı ve şirketten Burak Akbay'a aktarılan paraların izini kaybettirmek ve yapılan işlemlere yasal kılıf uydurmak maksadıyla yapıldıgˆına dair degˆerlendirme yapıldıgˆı, şirketin 30 Eylül 2015 tarihli mizanında yer alan işlemlerden anlaşılacagˆı gibi, 31 Aralık 2015 tarihli bilanc¸oda (yılın ilk 9 ayında şirket ortagˆına aktarılan) 34 milyon 761 bin 127 lira paranın şirket ortagˆına aktarıldıgˆının gizlenmeye c¸alışıldığı, Estetik Yayıncılık AŞ'nin kasasında yu¨ksek miktarda atıl olarak para bırakıldıgˆı, bu paranın ortaklara ya da u¨c¸u¨ncu¨ şahıslara kullandırıldığı belirlenmiştir.''
İddianamede, bilirkişilerin incelemesinde ayrıca dosyada mevcut belge ve bilgilere go¨re, Burak Akbay'ın iş ilişkisi ic¸inde bulundugˆu ticari şirket / şahıslar hakkında yogˆun olarak FETO¨/PDY kapsamında soruşturma yapıldıgˆının belirtildigˆi anlatılarak, bilirkişi raporunda adı gec¸en ticari kurum / kişilerle ilişkilerin ticari faaliyetler ve uygulamalar kapsamında oldugˆunun belirtildigˆi ancak So¨zcu¨ Gazetesi İmtiyaz Sahibi Burak Akbay'ın hesap hareketlerinde belirtilen yu¨klu¨ para yatırma - havale go¨nderme - bakiyenin, gazetecilik faaliyeti / So¨zcu¨ gazetesini c¸ıkaran ticari şirket geliri kapsamında olup olmadıgˆı hususunda belgeleri itibarıyla aleyhe bir tespit yapılamadıgˆı, (Burak Akbay lehine havale bazında 401 milyon 737 bin 771 lira, mal ve hizmet alımı satımı bazında 2011-2016 yılları arasında 351 milyon 488 bin 537 lira karlılık go¨zu¨kmesi) şeklindeki ve digˆer bir kısım havalelerin yu¨ksekligˆinin dikkat c¸ekici oldugˆu, gazetecilik faaliyeti dışında gelirinin olmaması halinde so¨z konusu parasal durumun FETO¨ / PDY kapsamında gelip gelmedigˆinin o¨zellikle savunması alınmadıgˆından bu yo¨nden bir sonuca ulaşılamadıgˆı, araştırmanın kısmen devam ettigˆi vurgulandı.
"GAZETECİLİK FAALİYETİ KAPSAMI DIŞINA ÇIKTI"
"Basın-ifade özgürlüğü", "Basın-ifade özgürlüğü hakkındaki mevzuat/düzenlemeler" ve "Basın-ifade özgürlüğü sınırlandırılması" hakkında bazı karar örneklerine de atıfta bulunulan iddianamede, Sözcü gazetesinin soruşturmaya konu edilen eylemlerinin, gazetecilik faaliyeti kapsamı dışına çıktığı, Yargıtay kararları, Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre gazete yayınlarının ifade özgürlüğü kapsamını aştığı belirtildi.
İddianamede, FETÖ'nün bilinen, aşama itibariyle anlaşılan bazı uygulamaları ile Sözcü gazetesi arasında bir organik bağ/bağlantı olup olmadığı ya da sonradan, hedeflere birlikte yönelip yönelmedikleri hususunun esaslı unsur olduğuna vurgu yapılarak, Burak Akbay dışındaki şüphelilere atfedilen somut eylemler dışında, gazetenin veya Akbay'ın, örgütün önem arz eden, gizli yapılanması içerisinde olup olmadığı, bu amaçla hareket edip etmediğinin tespitinin gerektiği kaydedildi.
"KURGULANMIŞ HABERLER SORUŞTURMAYA KONU EDİLDİ"
Örgütün medya yapılanması ve hareket tarzları ile Sözcü gazetesinin, ulusal - uluslararası yankı uyandırabilecek derecede önemli ve özellikle kurgulanmış haberlerin veriliş şekli ve kamuoyunda doğurabileceği sonucun amaçlanması açısından neredeyse birebir örtüştüğüne dikkat çekilen iddianamede, "Şekil anlamda gazete yönetimi ya da yazarlar ve çalışanlarının çoğu ve genel anlamda, 5187 Sayılı Basın Kanunu çerçevesinde yapılan haberlerin, paylaşımların ele alınmadığı, soruşturmaya konu edilmediği, esasında genel olarak haberlerin ya da yapılan eleştiri, ifade özgürlüğü kapsamındaki değerlendirmelerin farklı, soruşturmaya dayanak oluşturulan ve FETÖ/PDY'nin amaçları doğrultusunda yapılan, ülke yönetimini esaslı yönlerden etkileyen kurgulanmış haberlerin, paylaşımların ise farklı hususlar olduğu ve bunların soruşturmaya konu edildiği" belirtildi.
İddianamede, örgütün, toplum nazarında FETÖ/PDY'ye karşı, "Ulusalcı - Atatürkçü - Sosyal Demokrat" gibi düşünce ve kavramlarla bilinen kişilerin bu niyetlerini kullanarak sınırlı ve gizlilik derecesinde, yeri geldiğinde kullanılacak örgüt elemanına gerekli şartları sunduğuna yer verilerek, "İşin doğası gereği, ülke yönetimini ya da kamuoyunu yönlendirme noktasında fazla önem arz etmeyen gündelik hususlarda muhaliflik / habercilik faaliyetlerinin yapıldığı, gazetenin, çalışanlarının, yazarlarının FETÖ'yü ağır derecede eleştirmeleri, hatta karşılıklı olarak birbirlerine hukuk davası açmaları ya da yeri geldiğinde şikayet mekanizmasını devreye sokmaları aralarında anlaşma - bağlantı olmadığı anlamına gelmemektedir." değerlendirmesinde bulunuldu.
Bu konuda çeşitli örneklere yer verilen iddianamede, kapatılan Taraf gazetesinin kuruluş aşamasında ve ilk yayınlarında, gündelik konularda Türk Solu Dergisi, Sözcü gazetesi gibi yayınların özelliğinde olduğu, önem arz eden, ülke yönetiminin gidişatını etkileyebilecek derecedeki faaliyetlerinde ise FETÖ/PDY'nin amaçları doğrultusunda hareket ettiğine vurgu yapıldı.
"ÖRGÜTÜN YAYIN ORGANLARINDAN BİR FARKI YOK"
İddianamede, şekil olarak FETÖ'ye karşı olmanın, esasta da karşı olunduğu sonucunu doğurmayacağını belirterek, şu ifadelere yer verildi.
"Uygulamadaki somut eylemler ele alınarak kanaate ulaşılması gerekir. Örgütün stratejisi - yapısı ve yapılan tespitlerle belirtilen örneklerin / somut başka soruşturmaların bunu gösterdiği, örgütün yapısını ziyadesiyle bilen tanıkların beyanlarında geçen ve kamuoyuna da yansıdığı şekilde, amacına ulaşmak için her yolu deneyen, adamlarını farklı alanlarda mevzilendiren, gerektiğinde elemanlarının deşifre olmaması için örgüt lideri Fetullah Gülen'in 'Bana açıkça galiz bir şekilde küfür edin / edebilirsiniz' yaklaşımları birlikte dikkate alındığında, şekil olarak FETÖ/PDY'ye karşı olmak, onu ağır bir şekilde eleştirmek, onunla davacı/davalı olmak, hatta ona açıkça hakaret etmenin başlı başına FETÖ'yü desteklememek ya da esasta FETÖ'cü olmamak sonucunu doğurmayacağı, Sözcü gazetesinin örgütün yayın organlarından bir farkının olmadığı, aynı amaca yönelik kamuoyu oluşturmaya çalıştığı anlaşılmıştır."
"AKBAY, FETÖ/PDY'NİN YÖNETİCİSİ KONUMUNDA"
İddianamenin sonuç kısmında da şekil olarak FETÖ/ PDY'nin karşısında bir düşünce ve yayın politikasına sahip görünen gazetenin yönetici, yazar kadrosu ve çalışanlarının önemli ölçüde örgütün karşısında olduğu yönündeki savunmaların yerinde olabileceğinin Cumhuriyet Başsavcılığınca da değerlendirildiğine vurgu yapılarak, ancak örgütün son derece sınırlı kişi veya kişilerin bileceği bir gizlilik içerisinde ve ileride kullanılma ihtimaline binaen şüpheli Burak Akbay aracılığıyla gazeteyi kurdurduğu anlatıldı.
Örgütün, düşünce yapısını benimsemeyen ve karşısında olan yazar kadrosuna imkan tanıyarak gazetede bir araya getirdiğine dikkat çekilen iddianamede, fiili durumda gazetenin genel anlamdaki haberlerinde bu özelliğini de büyük ölçüde koruduğu, ancak özellikle FETÖ/PDY'nin silahlı terör örgütü olduğunun anlaşılması ve buna yönelik soruşturmaların yapılmasını gerektirir dereceye ulaşılmasından sonra ve bugüne kadarki süreçte gazetenin örgüt amaçları, stratejisi ve yöntemi çerçevesinde faaliyete giriştiği anlatıldı.
İddianamede, esasta birbirine aykırı farklı oluşumların aynı kaynakları kullanmadan bu denli ve ülkenin iç ve dış itibarı bakımından önem arz eden, milli güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, toprak bütünlüğünün korunması, devlet sırlarının açıklanması gibi konularda birbirlerine yakın tarzda hareket etmelerinin mümkün olmayacağı vurgulanarak, bu nedenle şüpheli Burak Akbay'ın silahlı terör örgütü FETÖ/PDY'nin yöneticisi konumunda olduğu belirtildi.
SORUŞTURMA DEVAM EDİYOR
Sözcü gazetesinin yazarlarından Emin Çölaşan'ın ''Şimdi cemaati destekleme zamanı'', yine yazar Necati Doğru'nun ''Nylon Darbe'' yazısına yer verilen iddianamede, gazetede bazı köşe yazılarının FETÖ'nün amacına hizmet ettiği belirtildi.
İddianamede, Cem Küçük, Fehmi Koru, Ersoy Dede, Hüseyin Gülerce, Fuat Uğur'un tanık sıfatıyla ifadesine başvurulduğu ve beyanlarına yer verildiği aktarıldı. Tanıkların beyanlarında, gazetenin özellikle 17/25 Aralık'tan sonra FETÖ'nün amacına hizmet eden yayınlar yaptığı ve gazetenin sahibi Akbay'ı suçladıkları belirtilen iddianamede, tanıkların ifadelerinde geçen konuya ilişkin Sözcü agzetesinde çıkan haberlere yer verildi.
Gazetenin başyazarı Rahmi Turan, şüpheli Akbay'ın babası Ertuğrul Akbay ile CHP Milletvekili olan bir dönem gazetede yazarlık da yapan Aytun Çıray'ın da tanık olarak ifadesine başvurulan iddianamede, söz konusu bu tanıkların Sözcü gazetesinin demokrasi ve hukuk adına muhalefet yaptıgˆını başka bir amacı bulunmadıgˆını ve Atatürk'ün ilkelerine bağlı bir yayın yaptığını so¨yledikleri kaydedildi.
İddianamede, 4 şüpehli hakkında soruşturmanın tamamlandığı, dosyada tutuklu şüphelinin de bulunması nedeniyle bu dosya üzerinden ayırma kararı verildiği ancak söz konusu soruşturmanın sürdürüldüğü de vurgulandı.