20.07.2022 - 12:20 | Son Güncellenme:
Kıbrıs Barış Harekatı'nın üzerinden 48 yıl geçti. O dönemleri CNN Türk canlı yayınında anlatan Tatar, "Ben 14 yaşındaydım. O zaman hatırladığım, "Acaba Türk askeri ne zaman gelecek? Bu Rum-Yunan ikilisinin zaliminde ne zaman Kıbrıs Türkleri kurtulacak? Ve haliyle özgürlüğümüze, bağımsızlığımıza ne zaman kavuşacağız?" şeklinde hep hayallerimiz ve beklentilerimiz o yöndeydi. Rum tarafından da sürekli olarak şarkılar çalıyorlardı bize.
Ama 15 Temmuz 1974'te Rum-Yunan ikilisi büyük bir hata yaptı. Yunanistan'daki cunta rejimi kendi iradelerini sürdürebilmek için oradaki iş birlikçileri, EOKA'cılarla teröristlerle iş birliği halinde o zamanın Cumhurbaşkanı'nı darbeyle indirdiler. Ve o darbeyle indirmeleri Türkiye'ye bir fırsat verdi. O gece Cumhurbaşkanı ilan edilen Sampson "Akdeniz'e ikinci hedef cumhuriyeti kurduk" diye bütün dünyaya böyle bir duyuru yaptı. "İkinci hedef cumhuriyeti" demek Kıbrıslı Türklerin sonu demekti. Kıbrıs Türklere saldırı, Kıbrıs Türklere zaten var olan o siyaset çöktürme ve bir an evvel Ada'yı tamamıyla bir Yunan adası yapmak için atılan son adım, son darbeydi.
Türkiye Cumhuriyeti, bizlerin de tabiki talebi çağrısıyla garantörlük hakkını kullanarak müdahale kararı aldı ve 20 Temmuz 1974 sabahında bir cumartesi sabahıydı, saat 5 sularında Mehmetçik Ada'ya çıkıyordu. Rauf Denktaş hep öyle diyordu; Toroslar'a bakıyorduk. Toroslar'dan gelen o helikopterler, o uçaklardan atlayan paraşütler bizim Beş Parmak Dağları'nın semalarında Lefkoşa Ovası'na inerken Kıbrıs Türk'ü ağlamaya başlamıştı. Herkes gözyaşları içerisinde. Ve genel söylem; "İşte geldiler. Mehmetçik geldi. Türk askeri geldi." 1878'de Osmanlı'nın buradan çekilmesiyle giden Osmanlı askeri Türk askeri 1974'te tekrar Ada'ya çıkıyor. 96 yıl sonra... Tabi Kıbrıs Türk'ü bağımsızlığına, özgürlüğüne, hürriyetine kavuşuyordu ve esaretten de kurtuluyordu.
"HEPSİ EOKA'YDI"
Karşı tarafta Ada'yı bir Yunan adası yapmak için Rum-Yunan ikilisi, Yunanistan'dan getirilen komutanlar onların hepsi EOKA'ydı. EOKA ilk önce İngilizlere karşı daha sonra Kıbrıs Türk halkına yönelik saldırılara başladılar. Kıbrıslı Türkleri katlettiler. Çeşitli köylerde hepimizin de bildiği gibi katliamlar oldu. İnsanlarımız yakılıp yıkıldı. İnsanlarımız EOKA'nın göçmen köyü bölgesinde çadırlarda yıllarca yaşamaya mahkum edildi.
"KURULMASI ZAMAN ALDI, AMA ÇOK BAŞARILIYDI"
İşte o zaman Türk Mukavemet Teşkilatı o zamanın Başbakanı sayın Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile Özel Harp Dairesi'nin tetkikleri ve talimatlarıyla oradaki komutanlarla, buradaki mücahitlerle birlikte oluşturulan bir örgüttü. Bu örgüt ilk önce savunma ve daha sonra Kıbrıs Türklerinin siyasi anlamdan da Ada genelinde örgütlenmesi ve bütün bu Rum zalimine karşı direnebilmesi fevkalade önemli, disiplinli ve devlet ciddiyetinde bir teşkilattı. Bu teşkilatın kurulması elbette zaman almıştı ama çok başarılıydı. Rum-Yunan ikilisine karşı direnebilmiş 1950'lilerden sonra 1960'lı yıllardaki mücadelemizi örgütleyebilen ona göre Rumlara karşı savaşabilen bir duruma gelmemizde Türk Mukavemet Teşkilatı'nın büyük hizmetleri gerçekleşmiştir.
"ÇATIŞMADAN YANA DEĞİLİZ"
Yunanistan'daki askeri hareketliliğe de değinen Tatar 'Gerginlikten, çatışmadan yana değiliz. Biz bir kere kendi pozisyonumuza devam etmek durumundayız. Hakkımızı, hukukumuzu korumak... Biz karşı tarafın hiçbir hakkı, hukuku peşinde değiliz. Biz saygılıyız, onların da bize saygı göstermesi lazım. Mütekabliyet bunu gerektirmektedir. Biz Doğu Akdeniz'deki politikamızı sonuna kadar sürdürmek ama barış, huzur, esenlik, bu bölgede istikrar için ki hem Kıbrıs Türk halkı hem Rum halkı buu gelişmelerden faydalanabilsin. Kazan-kazan formüllerinden yana olarak biz her zmaan barış elimizi uzatmaya devam edeceğiz.' dedi. Tatar, 'Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne baktığımızda onların da tamamıyla turizme dayalı bir ekonomileri vardır. Yılda 5 milyon turist ziyaret etmektedir Güney'de. Yani öyle bir gerginlik elbette bunlara hiçbir fayda sağlamaz. Çünkü bıçak gibi turizm faaliyetleri turist akışı durur ve ekonomileri çok daha berbat bir duruma gider.' dedi.