16.09.2023 - 06:57 | Son Güncellenme:
ALEYNA SEVİM-İSTANBUL
ALEYNA SEVİM-İSTANBUL- Geçen günlerde Diyarbakır’da kendini “Şeyh” olarak tanıtan kişinin randevulu sistem ile günde 300 kişiye muska yaptığının ve aylık kazancının 1 milyon TL’nin üzerinde olduğunun ortaya çıkması, gözleri yeniden inanç istismarı yapan üfürükçülere çevirdi. Özellikle sosyal medya adeta şifacı ve büyücü pazarına dönmüş durumda. Açtıkları hesaplarla kendilerini büyücü ve medyum olarak tanıtan kişiler, birçok dünyevi derde çare olduklarını öne sürerek ücret karşılığında işlem yapıyor.
GİZEMLİ PROFİLLER
Dijital üfürükçülerin açtığı hesaplar, ayinlere ait görsel ve videolarla süslenip üzerine yazılar yazılmış oyuncak bebekler, kaşıklar ve yumurtalar ile kullanıcıları kendilerine çekiyor.
Hatta “Diyanet ve Ticaret Bakanlığı onaylı 20 yıllık tecrübe ile 320’den fazla rahmani ve şeytani işlem” yaptığını profil bilgisine dönüştürenler bile var. Fotoğrafların altındaki memnuniyet mesajları da güven veren bir profil oluşturmalarına olanak sağlıyor. Bazıları istedikleri ücretin yalnızca “malzeme ücreti” olduğunu ileri sürüyor. Büyü veya muska arayışındaki kişilerle önce sosyal medya üzerinden temas kuran istismarcılar, WhatsApp’tan yazışarak, işleme göre ücreti belirtiyor. Ücretin havale veya EFT ile ödenmesinin ardından sözde büyü ve muska işlemlerine başlanıyor.
1299 LİRA İSTEDİLER
O kişilerden birkaçıyla sosyal medya üzerinden yazıştık. Muskanın ücreti 700 lira ile 1500 lira arasında değişirken 1000 lira ile 2500 lira arasındaki ücret tarifeleriyle “eşin evine bağlanması, yapılan büyüyü bozma, bağlama büyüsü, eski sevgiliyi geri döndürme” gibi vaatlerle işlemler yapılıyor.
Bu hizmeti veren onlarca kişi yaptıklarının günah olmadığını iddia ederek, işlemlerinin 48 saat ve en az 15 gün içerisinde tesir edeceğini ileri sürüyor. Bazıları “hüddam” olduğunu, işlemleri “rahmani” ve “vefk” olarak yaptıklarını söyleyerek isim, anne ismi, baba ismi, eş ismiyle, fotoğraf talep ediyor. Eski sevgiliyi geri döndürmek ve bunun için muska yaptırmak istediğimizi söylediğimiz sözde hoca, işlem ücretinin 1200 TL olduğunu belirterek, istediğimiz sonucu alacağımızı söyleyerek, garanti bile verdi: “Geri döndürme ve bağlama işlemi 48 saat sürüyor. İlk gün Kuran’dan okuma, ikinci gün yazım işlemi oluyor. İşlem en geç 5 gün içinde kesin sonuç verir. Ücret, işlem öncesi alınır. Ücret 1200 liradır.”
‘UMUT TACİRLİĞİ YAPIYORLAR’
Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmaya göre büyüyle ilgili şu ifadelere yer veriliyor:
“Bilindiği gibi, yaşadığı deneyimleri ve gözlemlediği olayları anlama ve açıklama ihtiyacıyla güdülenen kişi büyük ölçüde kendisini rahatlatacak birtakım açıklamaları arama, bulma ve bunları deneme ile meşguldür. Çünkü o gerek fiziksel gerekse toplumsal çevresinde olup biten olaylara anlam vermek zorundadır. Aksi takdirde kendisini psikolojik ve bilişsel bir boşlukta hissedecektir. Kuşkusuz bu durum, insanın fiziksel ve sosyal çevresiyle iyi giden ilişkilerini alt-üst eden bir durumdur. Bundan dolayı bireyler hem fiziksel dünyada cereyan eden olayları hem de kişileri, grupları ve toplumsal yaşamda meydana gelen olayları kendileri için anlamlı kılacak açıklamalara ihtiyaç duyarlar. Bu ihtiyaç ise onları zaman zaman büyü ve tabiatüstü güçlere başvurma yoluna götürmektedir. Nedenler çeşitli olsa da tüm arayışlar özünde umudu barındırmaktadır”
KANSERE ‘ŞİFA’, KAYNANAYA ‘BÜYÜ’
Kanser hastalığına çare için temasa geçtiğimiz bir başka istismarcı ise şifa için muska yazabileceğini ve bunun için 5000 lira ücret istediğini belirtti. Başka bir sözde hoca da aynı işleme 1000-1700 lira fiyat biçerek, işlemin 7 günlük bir çalışma olduğunu ve 3 ile 7 gün arasında muradımıza ereceğimizi öne sürdü. Hoşlanmadığımız kaynanamıza karşı nasıl bir büyü yapılabileceğimizi sorduğumuz bir başka istismarcı ise, kaynana dilini bağlamak için muska yazabileceğini belirterek, bunun için 4500 lira ücret talep etti. Bu kişi ayrıca muskanın kalıcı etki sağlayacağını da öne sürdü.
MUSKA YAPMAK VE TAKMAK CAİZ DEĞİL’
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayati Yılmaz, ayet ve hadislerdeki dualarla şifa beklemenin dinen yanlış bir durum olmadığını dile getirerek, şunları söyledi:
“Prensip, her bir Müslüman’ın kendisiyle ilgili hastalık durumunda şifa amaçlı ayet ve hadisleri/duaları kendisinin okumasıdır. Buna rukye denir ve caizdir. Rukyenin bir başkasına okunması da caiz ancak istisnaî hallerde olur. Kendisi okuyamayacak durumda olan çocuk veya okumasını henüz bilmeyen yeni Müslüman olmuş bir hastaya, bilen birinin okumasında sakınca görülmemiş. Muska, okunması gereken duaların yazılarak hastanın üzerine takılan malzemedir. Muska yapmak ve takmak caiz değildir. Her ne kadar bazı alimlerce okuyamayacak haldeki bebeklere takılması istisna edilse de bu yola başvurmamak gerekir. Muska haramdır diyebiliriz. İstismara açık olan bu konuda, bunları yapanlara gitmek, para karşılığı yaptırmak bir Müslüman için asla kabul edilemez. Bunları yapanların kendilerini hoca olarak tanıtmaları tamamen sahteciliktir. Okuyup yazdıkları birkaç duadan başka bildikleri hiçbir dini bilgi de yoktur. Gerçekten hoca olanlar bunları yapmaz. Bu bilince sahip bir Müslüman zaten bunlara asla gitmez. Dinimizi yeterince bilmeyen okumamış Müslümanlar, birkaç dua bilen şarlatanları maalesef hoca zannetme gafletine düşmekte. Dinimizi doğru düzgün öğrenirsek bunların tuzağına düşmekten kurtuluruz.”
‘BİLİNÇLİ MÜSLÜMAN TUZAĞA DÜŞMEZ’
İslam’da büyü yapmanın ve yaptırmanın haram olduğunun altını çizen Prof. Dr. Hayati Yılmaz, şöyle devam etti: “Büyü vardır ve etkisi olur. Büyünün dinle, inançla bir ilgisi yoktur. Büyü yapmak ve yaptırmak kesinlikle haramdır ve dinen hiçbir meşru gerekçesi yoktur. Bilinçli bir Müslüman’ın büyüyle, büyücüyle, medyumla, cinciyle, falcıyla işi olmaz, olamaz. Bunları yapanların tamamı hoca falan da değildir. Hoca olduğu halde yapıyorsa onun hocalığı kabul edilmez. Dinimiz İslam bunu da yasaklamış ve cinlerle irtibat kurma çabalarını caiz görmemiştir. Bazı işleri cinleri aracılığıyla hallettiğini iddia edenler dini istismar eden hoca kılıklı şarlatanlardır. Aklı başında bir Müslüman’ın bunlara itibar etmesi düşünülemez.”