GündemSon dakika... Burası İstanbul'un göbeği: Dere değil bina yatağı! Risk yüksek

Son dakika... Burası İstanbul'un göbeği: Dere değil bina yatağı! Risk yüksek

27.03.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:

Son depremlerde dere yataklarına kurulan binaların yerle bir olduğunu bir kez daha gördük. İstanbul’da da eski dere yataklarına kurulan semtler var. Ayamama, Kurbağalıdere, Ortaköy, Dolapdere... Olası Marmara depremi bu bölgeler için büyük risk oluşturuyor.

Son dakika... Burası İstanbulun göbeği: Dere değil bina yatağı Risk yüksek

Mert İnan / İSTANBUL - Son büyük depremlerde en büyük yıkım eski dere yatakları olarak bilinen semtlerdeki eski binalarda gerçekleşti. Hatay başta olmak üzere Kahramanmaraş ve Adıyaman’da göçen yapıların birçoğunun sıvılaşma özelliği gösteren zemin üzerinde yapıldığı ortaya çıkarken, gözler olası Marmara depreminden etkilenecek İstanbul’a çevrildi. İstanbul’da bir zamanlar derelerin aktığı bölgelerin üzerinde yıllardır süregelen ihmal ve çarpık yapılaşma nedeniyle konutlar yükselirken, uzmanlar olası büyük depremde bu yapıların ciddi risk altında olduğu uyarısında bulundu. İstanbul derelerinin yüzde 85’i son 100 yıllık süreçte doğal yapısını kaybederken atık su kanalına dönüşen dereleri çevreleyen araziler de işgaller ve yanlış arazi kullanım kararlarıyla betona boğuldu. Ayamama, Cendere, Ayazmadere, Kurbağalıdere, Ihlamurdere, Kuşdili, Kağıthane Deresi, Ortaköy, Dolapdere, İdealtepe gibi onlarca su kaynağının yerinde binalar yükselirken, yapı stoğunun riskli olduğu bölgeleri yerinde inceleyip olası riskleri uzmanlara sorduk.

Haberin Devamı

ORTAKÖY, FENERYOLU...

İlk durağımız olan Ortaköy Dereboyu Caddesi’nde çoğu 35, 40 yıllık binalar eski dere yatağı boyunca bitişik nizam olarak yükseliyor. Benzer tablo Beşiktaş Ihlamurdere için de geçerli. Fulya Mahallesi’nden Beşiktaş Meydanı’na kadar uzanan eski dere yatağının üzerindeki 40, 50 yıllık yapıların varlığı dikkatlerden kaçmazken, Anadolu Yakası’nda da benzer tablo söz konusu. Fikirtepe, Kızıltoprak, Feneryolu ve Bahariye semtlerinin arasında yer alan bölgeye adını veren Kurbalığıdere’nin güzergahı boyunca sıralanmış konutlar yıllar içinde dere yatağı bölgelerindeki yapılaşmanın çarpıcı örnekleri arasında.

Kadıköy’e bağlı Kurbağalıdere ve çevresi kil ve çamurdan oluşan riskli zemine sahip yerler. Uzmanlar, bu bölgedeki yumuşak tabakanın büyük risk taşıdığını söylüyor.

AYAMAMA İLK SIRADA

Kağıthane Cendere ile Başakşehir’den doğup Marmara’ya dökülen Ayamama ise yapılaşma ve deprem riski açısından en vahim durumdaki gürzeghalar. İstanbul’un Avrupa Yakası’nda yer alan Ayamama Deresi, en çok yapılaşmanın olduğu kaynakların başında geliyor. Başakşehir ilçesinin doğu kesimlerinde bir kaynaktan doğan ve Bağcılar, Küçükçekmece, Bahçelievler ilçelerinden akarak, sıvılaşma riski olan Ayamama Deresi boyunca manzara İstanbul’daki çarpık yapılaşmanın en somut örneği olarak gözlerden kaçmıyor. Benzer tablolar, Haramidere, Dolapdere ve onlarca mahalledeki eski derelerin olduğu alanlar için de geçerli.

Haberin Devamı

SIVILAŞMA RİSKİ YÜKSEK

Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan, dere yatakları üzerindeki yapılaşmanın büyük bir hata olduğunu belirterek şu bilgileri verdi:

“Gaziantep zemini sağlam oluğu için az hasarla depremi atlattı. İstanbul’un avantajlı olduğu konu da kentin yüzde 80’lik kısmının kaya ve kaya türü zemin üzerinde olması. Ancak yüzde 20’lik konut kesimi gevşek zemin dere yatakları üzerine oturan alanlar. Örneğin Zeytinburnu Veliefendi Hipodromu’nun çevresi, Çırpıcı veya Ataköy Ayamama Deresi’nin olduğu yerler sıvılaşma riski olan zeminler. Sahil bölgeleri imara açıldı ve binalar sağlam deniyor ancak oralarda açık söylüyorum sıkıntılar yaşanacak. Kıyı bandında heyelan riskli alanlar Avcılar, Ambarlı bölgeleri.”

Son dakika... Burası İstanbulun göbeği: Dere değil bina yatağı Risk yüksek

HALİÇ SAHİLLERİ İÇİN RİSKLİ ZEMİN UYARISI

Haberin Devamı

İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, aralarında Ayamama, Cendere, Ayazmadere, Kurbağalıdere, Kuşdili, Kağıthane, Göksu, Küçüksu ve her iki Çekmece Gölleri’nin olduğu kısımların taşıma gücünün düşük, deprem yükleri altında sıvılaşma eğiliminde olan zemin yapısına sahip alanlar olduğuna dikkat çekiyor:

“Silivri’den eski İstanbul’a uzanan sahil kesimdeki formasyonlar, gevşek ve heyelanlı alanlar olarak tanımladığımız, deprem dalgalarının büyütmesine yol açacak özellikte. Bölgenin zemini, kil, silt, kum ve çakıldan oluşuyor. Marmara kıyılarını oluşturan sahil bandı da alüvyonlardan oluşan bir bölge olduğundan zemin riskli yerlerden. Çok dile getirilmeyen riskli zeminler arasında Haliç sahilleri, Kağıthane, Kasımpaşa, Beşiktaş, Göktürk, Vatan Caddesi de yer alıyor. İstanbul’da insan eliyle yapılan dolgu alanlar da çok riskli.”