05.08.2020 - 10:43 | Son Güncellenme:
AA
İçişleri Bakan Yardımcısı ve Bakanlık Sözcüsü İsmail Çataklı, Kurban Bayramı tatilinde meydana gelen trafik kazalarında 60 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.
Çataklı, Bakanlıkta düzenlediği Aylık Basın Bilgilendirme Toplantısı'nda temmuz ayında yürütülen çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
Konuşmasının başında, Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta meydana gelen patlamada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına da başsağlığı dileyen Çataklı, Türkiye'nin, bütün güvenlik politikaları ve güvenlik stratejilerinin yeniden düzenlendiği, her bir probleme sonuç odaklı, bilimsel ve kalıcı çözümler üretmeye gayret edildiği ve olumlu trendler yakalanan bir dönemde olduğunu söyledi.
Çataklı, güvenlik meselelerinin en önemlilerinden ve en çok can yakanlarından birinin de trafik meselesi olduğuna dikkati çekti.
Son yıllarda bayram dönemlerinde alınan yoğun önlemler ve ortaya koyulan kampanyalarla günlük ortalama can kayıplarında geçmiş yıllara oranla önemli azalış elde edildiğini dile getiren Çataklı, ancak amaçladıkları seviyenin, sıfır kaza ve can kaybı olduğunu anlattı.
KURBAN BAYRAMI TATİLİNİN TRAFİK BİLANÇOSU
Ülke genelinde 29 Temmuz-4 Ağustos tarihlerinde 162 bin 832 trafik personeli ve otobüsleri denetlemek üzere görevlendirilen 718 çalışanın, 7/24 çalışma esasına göre mesai yaptığını belirten Çataklı, şunları kaydetti:
"30 Temmuz-3 Ağustos 2020 tarihlerindeki 5 günlük bayram tatilinde, 29 ilde 44 ölümlü trafik kazasında 60 can kaybı yaşanmıştır. Can kayıpları en fazla Ankara (11), Hakkari (6) ve Niğde (6) illerinde gerçekleşmiştir. Aldığımız ve kararlılıkla uyguladığımız tedbirler sayesinde son 10 yılda motorlu araç sayısındaki yüzde 57'lik artışa rağmen aynı dönemdeki bayram tatillerinde bir güne düşen can kaybı 15'ten 12'ye düşmüştür. 100 binlik araç sayıları esas alındığında yüzde 30'luk bir düşüş sağlandığını bu verilerden görüyoruz. Bu düşüşlerde özellikle denetimlerin artması, yol ve araç standartlarının yükselmesinin etkili olduğunu ifade etmek isteriz. Saha çalışmalarımız sonucu belirlediğimiz ve tedbir aldığımız 17 ildeki 20 kaza kara noktasında ve şehirlerarası yolcu taşımacılığı yapan otobüslerde hiçbir ölümlü trafik kazası meydana gelmemiştir."
Çataklı, bayramda meydana gelen trafik kazalarının nedenleri arasında yasal hız limitlerinin üzerinde araç kullanma, dikkatsizlik, yorgun ve uykusuz şekilde direksiyon başına geçme, trafiğe olan konsantrasyon eksikliği, şerit ve güvenli takip mesafesinin ihlal edilmesinin öne çıktığını söyledi.
TERÖRLE MÜCADELE
Terörle mücadele operasyonlarının temmuzda da hız kesmeden devam ettiğini dile getiren Çataklı, "Terörü bu ülkenin gündeminden çıkarmaya kararlıyız." dedi.
Çataklı, operasyonlara ilişkin şunları söyledi:
"Bu kapsamda Yıldırım-1 Operasyonu, 13 Temmuz'dan itibaren Cudi bölgesi merkez olmak üzere Şırnak kırsalında, Yıldırım-2 Operasyonu 19 Temmuz'dan itibaren Cilo bölgesi merkez olmak üzere Hakkari kırsalında, Yıldırım-3 Operasyonu 26 Temmuz'dan itibaren Ağrı dağı ve Çemçe-Madur bölgeleri merkez olmak üzere Ağrı-Iğdır-Kars kırsalında, Yıldırım-4 Operasyonu 28 Temmuz'dan itibaren Munzur-Kutu bölgesi merkez olmak üzere Tunceli kırsalında başlamıştır.
Temmuz ayı içinde 8'i büyük, 19'u orta çaplı olmak üzere toplam 11 bin 57 kırsal, 1509 şehir terör operasyonu yapılmıştır. Bu operasyonlarda, 48 mağara, sığınak veya barınak kullanılamaz hale getirilmiş, 40 mayın veya el yapımı patlayıcı, 610 kilogram patlayıcı madde, 60 silah, 9 bin 264 adet muhtelif mühimmat ele geçirilmiştir. Operasyonlarda, 5'i gri kategoride Arananlar Listesi'nden olmak üzere 105 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Bunların 80'i PKK/KCK, 23'ü DEAŞ, 2'si ise sol terör örgütü mensubu kişilerdir. Yine temmuz ayı içindeki terör operasyonları kapsamında 2 bin 108 gözaltı, 325 tutuklama işlemi gerçekleştirilmiş, tutuklamalardan 105'i PKK/KCK, 188'i ise FETÖ/PDY, gözaltıların da 1393'ü FETÖ/PDY, 441'i PKK/KCK kapsamında yapılmıştır."
"BU YIL KÖK KENEVİR EKİMİNDE HAREKETLENME GÖZLENİYOR"
Bir diğer önemli güvenlik başlığının da uyuşturucuyla mücadele olduğunu ifade eden Çataklı, uyuşturucu meselesinde kararlılık ve mücadele azimlerinin her geçen gün daha da arttığını bildirdi.
Bu yıl özellikle kök kenevir ekiminde yine bir hareketlenme gözlendiğini ve ekiplerin sahayı bu anlamda baskıladıklarını anlatan Çataklı, "Temmuz ayında ekiplerimiz, 43 milyon 746 bin 580 kök kenevir ele geçirdiler ki geçen aya göre yüzde 156'lık bir artış söz konusudur. Yine temmuzda 7 ton 746 kilogram esrar, 442 kilogram skunk, 1 ton 493 kilogram eroin (geçen aya göre yüzde 305 arttı), 2 kilogram kokain, 371 kilogram metamfetamin (geçen aya göre yüzde 97 arttı), 634 bin 890 adet ecstasy (geçen aya göre yüzde 246 arttı), 93 bin 626 captagon ve 209 bin 255 adet sentetik ecza maddesi ele geçirilmiştir." diye konuştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun ifade ettiği gibi "uyuşturucu satıcısıyla teröriste aynı muameleyi gösterme" noktasındaki tavırlarında en ufak bir sapma olmadığını vurgulayan Çataklı, "Gençlerimizi bu dertten kurtarmak, bölücü terör örgütlerinin gelir kaynaklarını yok etmek ve bu bataklığı tam anlamıyla kurutmak için her türlü tedbiri almaktan çekinmeyeceğimizi, tüm imkan ve kaynakları kullanmaya devam edeceğimizi ama mutlaka anne babaların, tüm vatandaşlarımızın desteğini, teyakkuzunu ve dikkatini rica ettiğimizi buradan bir kere daha ifade etmek istiyorum." dedi.
KAÇAKÇILIKLA MÜCADELE
Çataklı, temmuzda düzenlenen 1335 kaçakçılık operasyonunda, 2 bin 76 kişinin gözaltına alındığını, kaçak olduğu belirlenen 452 bin 801 paket sigara ve 2 milyon 864 bin 632 litre akaryakıt ele geçirildiğini kaydetti.
Kadına yönelik şiddetin vicdanları yaralayan bir konu olduğuna dikkati çeken Çataklı, Bakanlık olarak bu sorunla mücadele için sürekli yeni çözümler üretmeye gayret ettiklerini, görevli personel sayısı ve eğitimlerin yanı sıra dijital uygulamalarla acil müdahale kabiliyetini artırdıklarını dile getirdi.
Çataklı, "Bu yıl 6284 sayılı Kanun kapsamına giren kadın cinayetlerinde hayatını kaybeden kadın sayısı 142'dir. Geçen yılın aynı döneminde bu sayı 193'tü, yani yüzde 26'lık bir azalış söz konusudur. Elbette ki bu mesele de tıpkı trafik ve diğer hadiselerde olduğu gibi 1 rakamının bile bize büyük geldiğini, sıfırı hedeflediğimizi hatırlatmak isteriz." ifadelerini kullandı.
Akıllı telefonlara indirilen KADES uygulamasına değinen Çataklı, programın bugüne kadar 494 bin 982 kişi tarafından indirildiğini, uygulamayla 36 bin 535 ihbar yapıldığını ve bunların hepsine müdahale edildiğini bildirdi.
Çataklı, aile içi şiddetle mücadele konusunda yürütülen çalışmaları anlatırken, daha önce sadece 81 il emniyet müdürlüğünde olan Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Büro Amirliklerinin ilçe düzeyinde de kurulduğunu ve şu an 1005 noktada faaliyet yürüttüklerini söyledi.
ASAYİŞ UYGULAMALARI
"Türkiye'nin şehirlerini dünyanın en güvenli şehirleri yapma" hedefiyle yürüttüklerin asayiş çalışmalarına değinen Çataklı, temmuzda ülke genelinde 3 güven/huzur uygulaması yapıldığını, 1 milyon 49 bin 177 kişinin kimlik bilgilerinin sorgulandığını, aranan 4 bin 793 zanlının yakalandığını, 376 bin 416 aracın kontrol edildiğini, 49 bin 517 umuma açık yerin denetlendiğini kaydetti.
Ülke genelinde ilk 7 ayda günlük evden hırsızlık ortalamasının 138 olarak kayıtlara geçtiğini belirten Çataklı, bu sayıda geçen yıla göre yüzde 22 düşüş olduğunu bildirdi.
Çataklı, günlük evden hırsızlık ortalamasında geçen yıla göre Ankara'da yüzde 50, İstanbul'da yüzde 31 ve İzmir'de yüzde 14 azalma kaydedildiğini vurguladı.
SİBER SUÇLARLA MÜCADELE
Siber suçlarla mücadele alanında ciddi yatırımlar gerçekleştirdiklerini ve Türkiye'nin, siber suçların takibinde uluslararası ortalamanın üzerinde bir kapasiteye sahip olduğuna dikkati çeken Çataklı, sanal bahis ve kumardan çocukları hedef alan siber suçlara kadar pek çok konuyu ciddi şekilde takip ettiklerini kaydetti.
Çataklı, "Bu kapsamda temmuz ayında 5 bin 412 sosyal medya hesabı üzerinde çalışma yapılmış, 2 bin 246 kişi hakkında yasal işlem yapılmıştır." dedi.
DÜZENSİZ GÖÇLE MÜCADELE
Türkiye'nin Orta Doğu ve Afrika'dan gelen düzensiz göç rotaları üzerinde bulunduğuna işaret eden Çataklı, bu konuda ciddi bir mesai harcadıklarını dile getirdi.
Temmuz da 1493'ü denizlerde olmak üzere 7 bin 726 düzensiz göçmenin yakalandığını, 412 organizatörün gözaltına alındığını bildiren Çataklı, Zeytin Dalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı harekatlarının sağladığı huzur ortamı sayesinde ülkesine gönüllü olarak geri dönen Suriyeli sayısının bugün itibarıyla 407 bin 520 olduğunu söyledi.
Çataklı, hayvanları ve çevreyi korumak noktasında insanların farkındalığını artırmak, vatandaşlarla el ele vererek yaşanması istenmeyen olaylara engel olmak için çalıştıklarını, bu kapsamda ilk etapta 260 personelin katılımıyla çevre, doğa ve hayvanları koruma polislerinin eğitimlerine başlandığını bildirdi.
Çevre, doğa ve hayvanları koruma konusunda Hayvan Durum İzleme (HAYDİ) uygulamasını hayata geçirdiklerini anımsatan Çataklı, uygulamaya dair bilgi verdi.
Asayiş uygulamasında polislere kimliğini göstermemesi üzerine kimlik tespiti için emniyete götürülmek istenen Hatay Baro Başkanı Ekrem Dönmez ile polisler arasında yaşanan tartışmaya değinen Çataklı, 29 Temmuz'da meydana gelen olayda polisler ile Dönmez arasında geçen diyaloğu anlattı.
Çataklı, olaya ilişkin şu bilgileri verdi:
"Hadisenin yaşandığı günden itibaren kamuoyunda süregelen tartışmalarda, Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanunu'nun 4/A maddesinin 3. fıkrasına atıf yapılmaktadır. Kolluk, bir kişiye kimliğini, durdurma yetkisinin doğduğu hallerde (m. 4/A-3) ya da genel olarak kolluk görevini yerine getirirken (m. 4/A-8) sorabilir. Zikredilen Kanun'un 4/A maddesi, 'Durdurma ve Kimlik Sorma' başlığını taşımakta olup ilk 7 fıkrası 'durdurma' halini, 8. fıkrası ise 'kimlik sorma' halini düzenler. 3. fıkradaki 'Polis, durdurduğu kişiye durdurma sebebini bildirir ve durdurma sebebine ilişkin sorular sorabilir, kimliğini veya bulundurulması gerekli diğer belgelerin ibraz edilmesini isteyebilir.' hükmü, durdurma yetkisi çerçevesinde kimlik sormayı düzenlemektedir. Kanunun TBMM'de kabul edilen madde gerekçesi durdurma yetkisini açıklayan fıkradan sonra 'Maddenin devamında polisin kimlik sorma yetkisi düzenlenmektedir' denilmektedir. Aynı maddenin 8. fıkrasında ise 'Polis, görevini yerine getirirken, kendisinin polis olduğunu belirleyen belgeyi gösterdikten sonra kişilere kimliğini sorabilir. Bu kişilere kimliğini ispatlamaları hususunda gerekli kolaylık gösterilir.' hükmüyle genel olarak görevini yerine getirirken kimlik sorma yetkisini düzenlemiştir.
Söz konusu olayda bir durdurma fiili söz konusu değildir, polislerin kimliğiyle ilgili de bir sorun ve şüphe bulunmamaktadır. Baro Başkanı'nın talebi ise doğrudan doğruya yazılı kararın kendisidir. Polisin rutin denetlemesi sırasında kimlik sorma eyleminde böyle bir yükümlülüğünün olmadığı, bahsi geçen fıkralardan açıkça anlaşılmaktadır. Anılan maddenin 9. fıkrasında da 'Belgesinin bulunmaması, açıklamada bulunmaktan kaçınması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunması dolayısıyla ya da sair surette kimliği belirlenemeyen kişi tutularak durumdan derhal Cumhuriyet savcısı haberdar edilir. Bu kişi, kimliği açık bir şekilde anlaşılıncaya kadar gözaltına alınır ve gerekirse tutuklanır.' denilmektedir. Hadisenin sonrasında yaşananlar da bu yasal çerçeveye uygun olarak cereyan etmiştir."
"GÖZALTI İŞLEMİ UYGULANMADI"
Hatay Baro Başkanı Dönmez'in, "Savcı kararı olmadan karakolda 4 saat süreyle gözaltında tutulduğu" iddiasının ise açık bir yanıltma olduğunu belirten Çataklı, Dönmez'in, görevli polislerden şikayetçi olması üzerine polislerin de görev yapmalarını engellediği gerekçesiyle kendisinden şikayetçi olduğunu ve ifadelerinin alındığını söyledi.
Çataklı, açıklamasına şöyle devam etti:
"Hatay Baro Başkanı, karakola saat 21.45'te getirilmiş ve 00.50'de karakoldan ayrılmıştır. Yani içeride tam 3 saat 5 dakika kalmıştır. Ancak buradaki tutarsızlık, sadece süreyle ilgili de değildir. Şahsın beyanında eksik olan kısım şudur ki kendisi karakola 3 avukatla birlikte gelmiştir ve karakol amirinin odasında bu kişilerle birlikte ifade öncesinde hazırlık yapmıştır, 23.12'de ifade vermeye başlamış ve tam 5 sayfa yazılı ifade vermiştir. Karakolda kendisine herhangi bir gözaltı işlemi uygulanmamıştır."
"KURUMLARIMIZ ELBETTE Kİ YASAL HAKLARINI KULLANACAK"
Polisin kimlik sormasına ilişkin yasal mevzuatın açık olduğunu ifade eden Çataklı, 175 yıllık mazisiyle dünyadaki emsalleri arasında yüksek bir noktada bulunan Türk Polis Teşkilatına, kimlik sormanın usul ve esasları hakkında had bildirmeye çalışmanın, hakkaniyetli bir yaklaşım olmadığını bildirdi.
Çataklı, şunları söyledi:
"Hatay Baro Başkanı'nın, hem salgın ile mücadele hem de genel güvenliğin temini için kanunun verdiği yetki ve sorumluluk çerçevesinde görevini yapmak isteyen polisimize karşı tavrını ve sonrasında hiçbiri gerçeğe uymayan açıklamalarını kınıyoruz. Mer'i hukuku tanımayarak kendisi için imtiyaz arayan, hukuka ve kanunun gereklerine, yaptığı işin önemi ve sorumluluğuna uygun davranmayan ilgili baro başkanına yaptıkları açıklama ve attıkları imza ile desteklerini ortaya koyan baro başkanlarına da kanunlardaki en büyük imtiyazın, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Türk polisini zan altında bırakmaya çalışan ilgili baro başkanı hakkında kurumlarımız elbette ki yasal haklarını kullanacaktır."
Polislere, görevlerini yerine getirirken kendilerini aşağılayan, görevlerini yapmalarını engelleyen ilgili baro başkanına karşı vazgeçmedikleri nezaket, sabır ve görevlerini hukuk çerçevesinde yapma anlayışlarından dolayı teşekkür eden Çataklı, ülkenin huzuru, refahı, asayişi, güvenliği ve kamu düzeninin tesisi için fedakarca çalışan Türk polisinin hukuk ve demokrasiye sadakatle bağlılığını, bu ilkeler çerçevesinde daima milletin ve ülkenin hizmetinde olacağını ifade etti.
"MANGAL KONUSUNA İLİŞKİN ÇALIŞMA YÜRÜTÜLÜYOR"
Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çataklı, orman yangınlarının nedenleri arasında gösterilen mangal yakma konusuna ilişkin bir çalışmanın yürütüldüğünü, çalışmanın tamamlanmasının ardından açıklanacağını söyledi.
Çataklı, Sakarya'daki havai fişek fabrikasındaki patlamaya ilişkin adli ve idari soruşturmaların devam ettiğini, Van'daki çığ olayı hakkında ise ön incelemenin tamamlandığını ve başlatılan soruşturmanın devam ettiğini bildirdi.
KOVİD-19 HASTALARI SIKI TAKİP EDİLECEK
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) testleri pozitif çıkan kişilerin takibine yönelik soruya Çataklı, "Testi pozitif çıkanların adresleri alınıyor zaten. Bu adresleri değişik kanallarla, zaman zaman telefonla arayarak zaman zaman bizzat gidip kontrol ederek yoğun bir denetim yapmak suretiyle bulundukları ikametten ayrılmamalarının temini için yoğun bir çaba sarf edilecek. Günlük yapılacak toplantılarla da her birinin durumu değerlendirilecek. Sıkı bir takip sistemi kuracak arkadaşlarımız bununla ilgili." yanıtını verdi.
Çataklı, İzmir'in Çeşme ilçesinde Ukraynalı model Daria Kyryliuk'un darbedildiği iddiasına ilişkin soruşturma hakkındaki soru üzerine, soruşturmanın devam ettiğini ve soruşturmanın selameti için detay verilmemesinin uygun olacağını söyledi.