04.07.2023 - 12:38 | Son Güncellenme:
Oğuzhan SARI/ANKARA (DHA)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ürdün Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Yurtdışında Yaşayan Ürdünlüler Bakanı Ayman Safadi ile görüşmesinin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Bakanlığın Fatin Rüştü Zorlu Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda konuşan Bakan Fidan, Ürdün'le Türkiye'nin köklü ilişkilerinin olduğunu, bölgesel ve uluslararası konularda benzer yaklaşımlara sahip olmaktan dolayı Ürdün'le düzenli istişarelere önem verdiklerini söyledi.
Fidan, toplantıda alınan kararla, iki ülke bakanlıkları arasında düzenli siyasi istişarelerin de başladığını bildirdi. Fidan, görüşmede ikili ilişkilerin ele alındığını aktararak, "Ekonomik ilişkilerimizi nasıl daha da geliştireceğimizi görüştük. Küresel ve bölgesel zorluklara rağmen geçtiğimiz yıl ticaret hacmimiz 1 milyar doları aştı. Bu ivmeyi artırarak sürdürmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönem için planlanan ‘Karma Ekonomik Komisyon Toplantısı’nın faydalı olacağına inanıyoruz. Ayrıca iş heyetlerimiz arasında ziyaretler üzerinde çalışmayı ön görüyoruz" diye konuştu.
'KURAN-I KERİM'E YAPILAN SALDIRIYI KINIYORUZ'
Görüşmede, bölgesel ve uluslararası gelişmeler hakkında önemli görüş alıverişinde bulunduklarını söyleyen Fidan, "Stockholm'de Kur'an-ı Kerim'e yapılan aşağılık saldırıyı ve uyarılarımıza rağmen bu saldırıya göz yumulmasını bir kez daha kuvvetle kınıyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı İcra Komitesi, acil olarak toplandı. Atılacak ortak adımları Sayın Safadi ile ele aldık. Filistin davası ve Mescidi Aksa başta olmak üzere, kutsal mekanların statüsü konusunda tam bir fikir birliğimiz mevcut" ifadelerini kullandı.
'TEK GEÇERLİ ÇÖZÜM BAĞIMSIZ FİLİSTİN DEVLETİ KURULMASI'
İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını da takip ettiklerini belirten Fidan, "Masum Filistinli kardeşlerimize yönelik baskınlar ve yerleşimcilerin saldırıları bir an evvel durmalıdır. Dünkü Bakanlık açıklamamızda da vurguladığımız gibi, İsrail'in saldırısını en güçlü şekilde kınadık. Ayıca, İsrail makamlarını sağduyulu davranmaları ve bu tür eylemlerden kaçınmaları yönündeki çağrılarımızı yineledik. Türkiye ve Ürdün olarak, bölgede sükunetin tesis edilmesi için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Filistin sorununa tek geçerli çözümün, uluslararası parametreler çerçevesinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filisin devleti kurulması olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim. Görüşmede, Suriye meselesinde yaşanan son gelişmeleri de değerlendirdik. Suriyelilerin geri dönüşü için bölgedeki istikrarın bir an evvel tesis edilmesini önemli görüyoruz. Bu konudaki istişarelerimizi sürdüreceğiz" dedi.
İsveç’in NATO’ya üyeliğinin tartışıldığı günlerde İsveç güvenlik sisteminin provokasyonları engellemeye yetmeyen bir yapıda olması ve NATO’ya daha fazla güç değil sorun getirir bir görüntü çizmesi stratejik açıdan bizleri düşündürüyor.
MISIR'A 13 YIL SONRA BÜYÜKELÇİ
Fidan, Mısır ile diplomatik ilişkilerin büyükelçilik seviyesine çıkarılmasının ardından sürecin nasıl işleyeceğine yönelik soruya, "Türkiye ve Mısır, bölgelerinde güçlü iki kardeş ülkedir. Bu iki önemli ülkenin birbirinden ayrı kalma lüksü yoktur. Bu perspektiften hareketle, iki ülke Sayın Cumhurbaşkanlarının iradeleri ile bir süreç başlatıldı. Bugün aldığımız ortak kararla, karşılıklı olarak büyükelçilerimizi atıyoruz. Normalleşme çalışmalarında artık önemli bir aşamayı geride bırakmış olduk. Budan sonra ilişkilerimiz, bütün alanlarda büyük bir hızla ilerlemeye devam edecek. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve devletimizin iradesi bu yönde" diye konuştu.
'İSVEÇ'İN ÜYELİĞİ YÜK MÜ FAYDA MI GETİRECEĞİ TARTIŞMAYA AÇIK'
Bakan Fidan, İsveç’in başkenti Stockholm'de Kur’an-ı Kerim’in yakılmasının, İsveç’in NATO’ya üyeliği sürecini nasıl etkileyeceğiyle ilgili soruya ise, "Özellikle İsveç’te bu tür eylemlerin kamu koruması altında yapılması daha çok düşündürücü bir olay. İsveç’in NATO’ya üyeliğinin tartışıldığı günlerde, İsveç güvenlik sisteminin provokasyonları engellemeye yetmeyen bir yapıda olması ve NATO’ya daha fazla güç değil, sorun getirir bir görüntü çizmesi açıkçası stratejik ve güvenlik açısından da bizi düşündürüyor. İsveç’in NATO’ya üyeliği konusunun bir yük mü yoksa fayda mı getireceği konusu artık daha çok tartışmaya açıktır. Terörle mücadele konusunda İsveç’in aldığı kararların, pratikte uygulamasını göreceğiz. Türkiye olarak, zaman baskısının bu konuda metot olarak kullanılmasını tasvip etmedik. Biz, prensipli olarak konuya yaklaştık. Madrid’de mutabık kalınan anlaşma çerçevesinde, İsveç tarafının da tıpkı Finlandiya’da olduğu gibi terörle mücadele açısından yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyoruz. Terör örgütlerinin Stockholm sokaklarında, rahatlıkla her türlü eylem organize edebildiği, onlara bilerek veya bilmeyerek ev sahipliği yaptığı ortamda, bizim çok olumlu bir tablo çiziyor olmamız mümkün değil. Ama, İsveç gayretlerine devam edip ev ödevlerini yerine getirirse her zaman için başka alternatifler de mevcut" dedi.