10.05.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Meriç Tafolar
Manisa’nın Soma ilçesindeki Eynez Kömür Ocağı’nda geçen yıl 13 Mayıs’ta yaşanan 301 madencinin yaşamını yitirdiği facianın ardından geride onlarca kadın ve 442 yetim çocuk kaldı. Madende hayat arkadaşlarını şehit veren kadınlar en acı aneler gününü yaşıyor. 11 madenciyi şehit veren ve geride 30 yetim bırakan Kınık’a bağlı Elmadere köyündeki anneler de acılarını sarmaya çalışıyor. Köylülerden Esma Uysal, 28 yaşında yaşamını yitiren oğlu Erol’un fotoğrafı başında, “Fotoğrafı çerçevelettik ama üzüntüden duvara asamıyoruz” derken, 3 yaşındaki torunu Volkan Uysal, hikayelerden duyduğu babasının fotoğrafının çerçevesindeki tozları silmeye çalışıyor.
Kazanın üzerinden 1 yıl geçse bile Soma’nın yanı sıra, komşu ilçeler Kırkağaç, Kınık ve Savaştepe’de yaralar halen sarılamadı. 11 madencinin yaşamını yitirdiği, arkasında 30 yetim bırakan Kınık merkeze 12 kilometre mesafedeki Elmadere köyü, sanki facianın duyulduğu andaki gibi sessizliğini koruyor. 100 haneli köyün neredeyse her evinde 13 Mayıs’ın acı hatıralarına rastlanırken köylüler normal hayatlarına devam etmek için olağanüstü çaba harcıyor.
Evlat acısı çok kötü
Oğlu Erol Uysal’ın yaşamını yitirmesinin ardından geride kalan gelini ve iki torunu ile yaşamını sürdürmeye çalışan Esma Uysal, “Fotoğrafı çerçevelettirdik ama üzüntüden duvara asamıyoruz” derken, Soma’da bugün yapılacak yürüyüşe katılacağını belirten anne Uysal, “Hakkımızı arayacağız, sorumlulardan hesap soracağız” diye isyan ediyor.
Sadece fotoğraflarda
Erol Uysal yaşamını yitirdiğinde 3 aylık olan küçük oğlu Burak Uysal ile 3 yaşındaki büyük oğlu Volkan, babaları hakkında dinledikleri hikayelerle büyüyor. Volkan, artık sadece fotoğraflarından görebildiği babasının fotoğrafının bulunduğu çerçeveyi, daha iyi gözükmesi için tozlarını siliyor.
Baba Uysal, “Verilen sözlerin arkasında durulmadı. İçimiz yanıyor. Mahkemeye de gidiyoruz ama orada da iç açıcı bir durum yok. Evlat acısı çok kötü birşey” diyor.
Ayrımcılık yaşadık
Köylüler, Elmadere’nin Alevi köyü olduğu için ayrımcılığa uğradığını da anlatırken sıklıkla “Ölümde bile ayrımcılık yapıldı. Ölümün dini, ırkı, rengi olur mu?” diyor. Köy sakinlerinden Kazım Güven, “Buradan birkaç kilometre uzaklıktaki Köseler köyüne bakan gelir de bu köye gelmez mi? Biz ayrımcılık yaşadık. 12 ayda buraya bir tek kişi gelmedi” diye sitem ediyor.
Oğlu Ahmet Güven’i madende kaybeden baba Kamber Güven, “Devlet para vermedi. Verilen sözler tutulmadı. Başbakan ile görüştük, çocukların tazminatları hala ödenmedi” diyor.
‘Mezarına sarılıyorum’
Bir diğer şehit madenci İbrahim Duman’ın babası İsmail Duman da eşi Seher Duman ile birlikte evladının kabrini ziyaret etti. Çift gözyaşını tutamazken anne Duman, “Benim çocuğum her Anneler Günü’nde eve gelirken eli boş gelmiyordu. Boynuma sarılıp ’benim canım annem beni büyüttün. Ben var isem senin sayende varım. Seni ve babamı canımdan çok seviyorum’ diyerek beni duygulandırıyordu. Artık boynuma kim sarılacak? Ne acı ki onsuz ilk Anneler Günü’nde ben onun mezarına sarılıyorum” dedi.
DHA
Kabristana akın ettiler
301 madenciden 39’unun toprağa verildiği ilçe mezarlığında dün gözyaşı hakimdi. Maden şehidi Uğur Çolak’ın annesi Gülsüm Çolak, gelini Duygu Çolak, torunları 1 yaşındaki Ulaş ve 2 yaşındaki İsmail ile mezarlığa geldi. Biri oğlu, diğeri kocası için gözyaşı döken iki kadın, yürek burkarken anne Çolak, “Oğlum tam bir aile reisiydi. Anneler Günü’nde bana çeşitli hediyelerle gelirdi. Anneler Günü akşamı ocuklarımı yemeğe davet ediyordum. Maalesef bu Anneler Günü’nde bu güzel tabloyu yaşayamadım ” dedi.
DHA
‘Bir yılda bir ömrü tükettim’
Eynez’deki felaket, geride 250’ye yakın acılı kadın ve 442 yetim çocuk bıraktı. Faciada hayat arkadaşlarını kaybeden kadınlar için son bir yıl, katlanması güç acılarla geçti. Ailelerini ayakta tutmak için mücadele veren Somalı anneler, bir yanda çocuklarının hayalleri için savaş veriyor. Faciada eşlerini kaybeden Serpil Aldemir ve Gülcan Eser kardeşler aynı kaderi paylaştı. Gülcan’ın çocukları olumsuz etkilendiği için psikologların tavsiyesiyle açıklama yapmaktan kaçınması nedeniyle Serpil Aldemir, anlatıyor.
Maden şehidi Süleyman Aldemir’in eşi Serpil, “Eşimle severek evledik. Soma’ya da yeni bir hayat kurmak için geldi. Ama 23 yaşında çok büyük bir acı yüklendim. Kendimi bir ömür tüketmiş gibi hissediyorum. Bir yılda bir ömür tükettim. Çektiğim acıyı anlatacak kelime yok. Çocuğum çok küçüktü, ayakta kalmaya çabaladım. Eşimin ölümünü kabullenemedim. 2 ay kapıda eşimi bekledim. Ölüsünü gördüğüm halde kabullenemedim” diyor.
Mezarından çıkaralım
Yaşı büyük çocukların faciadan daha çok etkilendiğini, kardeşinin çok daha zor günler geçirdiğini söyleyen Aldemir, “Onun çocuklarından biri 5, diğeri 9 yaşındaydı. Halen psikiyatrist yardımıyla ayakta duruyorlar. Büyük kızı Ayşe babasının ölümünü kabullenemedi. Annesine ‘sen de mi bizi bırakıp gideceksin’ diye sormaya başladılar. Hatta ‘babamın mezarını kazıp çıkaralım’ demeye başladılar. Babalarının mezarına içsin diye sigara, okusun diye mektup bırakıyorlar” ifadelerini kullandı.
Kaza sonrası kendisine 810 lira, çocuğuna 340 lira maaş bağlandığını, AFAD kanalıyla 156 bin lira aldıklarını, futbol kulüplerinden gelen yardımın da 20 bin lira civarında olduğunu kaydeden Aldemir, yardımların dedikodu malzemesi yapılmasına da çok üzüldüklerini ifade ediyor.
AA
Kızı babasının öldüğüne inanmıyor
Babasına çok düşkün olan kızının küçük olmasına rağmen babasının yokluğunu fark ettiğini anlatan Aldemir, “Babasına sarılan bir çocuk gördüğünde bana babasının nerede olduğunu soruyor. ‘Gelecek kızım’ diyordum ama artık inanmaz hale geldi. Bize ‘yalan söylüyorsunuz’ diyor. Kendi üzüntümüz bir yana çocukların bu durumunu görmek bizi yıkıyor” diye konuştu.
Oğlum yaşasa bana her gün Anneler Günü’ydü
‘Oğlum yüzme bilmezdi’ diyerek bütün Türkiye’yi ağlatan Ayşe Gökçe, Anneler Günü’nde oğlu Tezcan’ı kaybetmenin acısını bir kez daha yaşadı
Karaman’ın Ermenek İlçesi’nde 6.5 ay önce yaşamını yitiren 18 madenciden Tezcan Gökçe’nin annesi 74 yaşındaki Ayşe Gökçe, Anneler Günü’nü buruk kutluyor. Kurtarma çalışmaları sırasında ’Oğlum yüzme bilmez ki suyun içinde ne yaptı’ sözleriyle Türkiye’yi ağlatan Ayşe Gökçe, ”Oğlumun her şeyini özlüyorum. Çocuğum özlenmez mi?” dedi. Zaman zaman oğlunun mezarını ziyaret ettiğini hatırlatan Ayşe Gökçe, ”İki ağlarız, iki söyleriz. Allah bize bu acıyı yaşattı, başka kişilere bu acıyı göstermesin” diye konuştu.
‘Hayatım karardı’
Faciada eşi Tezcan Gökçe ile kardeşi Uğur İlhan’ı yitiren 39 yaşındaki Ayşe Gökçe de, eşi öldüktün sonra hayatlarının karardığını eşi ve kardeşinin ölüm nedenlerini de yeni öğrendiğini belirterek, ”Eşimin sudan boğulduğunu öğrendim. Kardeşimin de cesedi parçalanmış. Bunları öğrenince ağladım. Çocuklarım küçük yaşta babasız kaldı” dedi.
Faciada oğulları 32 yaşındaki Kerim Haznedar ve 34 yaşındaki Ali Haznedar’ı kaybeden 64 yaşındaki Saadet Haznedar da 2 oğlunun acısının hala yüreğinde olduğunu belirtti. 2 oğlunun mezarını ziyaret eden ve fotoğraflarını yanından ayırmayan Saadet Haznedar, ”Oğullarım şimdi yaşıyor olsaydı, gelip elimi öper ve Anneler Günü’mü kutlarlardı” dedi.
Ali Rıza ETCİ ERMENEK DHA