23.07.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
HABER MERKEZİ / DHA
Muğla’da iktisat öğrencisi Pınar Gültekin (27) 16 Temmuz’da kayboldu. Gözaltına alınan bar işletmecisi Cemal Metin Avcı (32), Pınar Gültekin’i bağ evinde boğarak öldürdüğünü, cesedini çöp varilinde yakıp, üzerine beton döktüğünü itiraf etti. Ormanlık alanda Pınar Gültekin’in varil içinde üzerine beton dökülmüş yanmış cesedine ulaşıldı. Avcı cinayetten tutuklandı.
Kuyu kazar gibi
Jandarma, ailesinin kayıp başvurusunun ardından Pınar’ı bulmak için yoğun çalışma içine girdi. Jandarma Suç Araştırma Timi (JASAT) bünyesinde oluşturulan özel ekip, polisten de yardım alarak cinayeti çözdü. Öncelikle Gültekin’i tanıyanların listesi çıkarıldı. Şüphelileri belirleyen ekipler, bir taraftan da yüzlerce güvenlik kamerası kaydını izledi. Çok sayıda kişiyle yapılan görüşmeler sonrası da tüm şüpheler Gültekin’in eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı üzerinde yoğunlaştı.
Engellemişti
Gültekin’in 16 Temmuz’da sosyal medya hesabında Avcı’yı engellediği ortaya çıktı. Gözaltına alınan Avcı’nın ifadelerinin tutarsız olduğunu belirleyen ekipler, bu kez delillerle zanlının karşısına çıkınca cinayet aydınlatıldı. Avcı’nın Gültekin ile 16 Temmuz’da Muğla Menteşe’de bir alışveriş merkezinde buluştuğu belirlendi. Avcı’nın kaybolduğu güne kadar genç kızla çok sayıda telefon görüşmesi yaptığı da tespit edildi. Ekiplerin, akaryakıt istasyonundan “İki pet şişe benzini neden aldın?” sorusuna şaşıran zanlı, daha fazla cinayeti gizleyemeyeceğini anlayınca olayı anlattı. Genç kızın katili daha sonra ekiplere varilin yerini gösterdi.
Pınar Gültekin ile Muğla Menteşe’de bir AVM önünde buluştuktan sonra bağ evine gitiklerini, kavga çıkınca yumruk attığını söyleyen Avcı, genç kızın yere düşüp kafasını çarptığını, yerde bir kez daha yüzüne yumruk atıp 15-20 saniye boğazını sıktığını anlattı. Cesedi yok etmek için plan yaptığını belirten Avcı, cesedi varile koyup evde yakmaya çalıştığını anlattı. Bu sırada bahçedeki asmanın yanması üzerine komşunun yangın uyarısı yaptığını belirten Avcı, daha sonra iz kaybettirmek için Pınar’ın telefonunu da yanına alarak benzin almaya çıktığını söyledi.
‘Isırıp kırdım’
Avcı şöyle devam etti: “Pınar, Muğla Akyaka’da kaldığı için cep telefonu Akyaka’da sinyal versin diye Akyaka’ya gittim. Sonra SIM kartını telefondan çıkarıp dişimle ısırarak kırdım ve parça parça camdan attım. Daha sonra Muğla’ya döndüm. Eve gidip tişörtümü ve şortumu değiştirdim. Ardından benzinciden 1.5 litrelik iki şişeye benzin aldım ve aracıma mazot koydurdum. Sonra yayladaki evime döndüm. Döndükten sonra varili bahçeye çıkarttım. Orada varile tahta parçası attım ve üzerine benzin döküp yaktım.” Avcı cinayeti tek başına işlediğini iddia etti.
Cenazesini kadınlar taşıdı
Pınar Gültekin’in cenazesi Bitlis Hizan’da toprağa verildi. Cenaze Hizan’a getirildiğinde kadınların omuzlarında taşındı. İlçe sakinleri ile Pınar Gültekin’in yakınları, cenazeyi Gayda köyündeki mezarlıkta toprağa verdi.
Bidonla benzin almak yasak
Zorunlu haller dışında akaryakıt istasyonlarından bidon, şişe ve benzeri kaplarla ya da açıktan yakıt alımı ve satışı valilik kararıyla yasaklanabiliyor. Karara uymayan akaryakıt istasyonu sorumluları hakkında fiil ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde Kabahatler Kanunu gereği yasal işlem yapılıyor.
Çirkin paylaşım için işten çıkarıldı
Pınar Gültekin hakkında sosyal medyada çirkin paylaşımlar yapan halk otobüsü şoförünün sertifikası iptal edildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden (İBB) yapılan açıklamada, “Söz konusu şoförün, Pınar Gültekin ve genel olarak kadınlar hakkında sosyal medyada kullandığı ifadeleri kabul edemeyiz” denildi.
Özgecan’a ağlamıştı
Pınar Gültekin’in 2015’te kendisi gibi vahşi bir cinayete kurban giden üniversite öğrencisi Özgecan Aslan ile ilgili tweetler attığı da ortaya çıktı. Gültekin’in Özgecan için “Bir türlü geçmiyor, sanki kız kardeşimin başına gelmişçesine canım acıyor, içim parçalanıyor. Nice Özgecanlar gitti, artık yeter” tweeti attığı görüldü. Pınar Gültekin’in başka bir tweetinde ise “Adi köpekler, böyle şerefsizler asılmalı” dediği belirlendi.
Ağırlaştırılmış müebbet talebi
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’nca sanık hakkında “Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiyi canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürmek” suçlamasıyla hazırlanan iddianame, Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. İddianamede, sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları da ilk duruşma için 8 Ekim’e gün verilen davaya müdahil olmak için başvuru yaptı.
Bağ evinde vahşetin izleri
Pınar Gültekin’in katledildiği bağ evi de görüntülendi. Muğla Menteşe’nin Karabağlar Yaylası’nda geniş bir arazi üzerine kurulu olan tek katlı bağ evinde, salonun dağınık olduğu görüldü. Evde, Pınar’ın cesedinin konulduğu varilin bir benzerinde de yakılan kağıt parçaları bulundu.
Acılı baba: Artık yeter!
Öldürülen Pınar Gültekin’in babası Sıddık Gültekin, Kanal D’de Hakan Ural ile Nur Tuğba Namlı’nın sunduğu “Neler Oluyor Hayatta” programına telefonla bağlanarak şunları söyledi:
“Acım çok büyük, artık yeter! Benim ocağım yandı, ben öldüm, bittim. Bütün ailem bitti, 27 yıllık emeğim bitti. Bundan sonra hiçbir kadın, hiçbir evlat ölmesin, hiçbir kız çocuğu ölmesin. Öyle bir duruma geldik ki, Türkiye’de her kız çocuğunun başına bir nöbetçi mi dikmemiz gerekiyor? Bunu bütün Türkiye’ye soruyorum. Pınar bu saatten sonra benim değil, bütün Türkiye’nin kızıdır. Türkiye’nin başı sağ olsun. Annesi tarif edilmez bir acı yaşıyor, doktorların müdahalesiyle ayakta. Pınar’ın dışındaki diğer 4 çocuğum perişan halde. Ne olursa olsun, bir insan ne kadar kötü olursa olsun, hiçbir varlık öldürülmeyi hak etmiyor. Gerçekten yeter diyoruz. Bu adam kızımı takıntı haline getirmiş, kızımın yakasını bir türlü bırakmamış. Kızım defalarca bu adama evli olduğunu ve bu durumu eşine anlatacağını söylemiş. Kızım şerefli olmasaydı bugün hayatta olurdu. Kızım, ‘Eşine söyleyeceğim’ dediği için bu cinayet işlendi. Yapılan vahşetten öte bir şey. Bir insan bu şekilde birini öldürür mü, ben kızımı teşhis edemedim. Ben bu acıyla yaşayamam. Sadece kızımı öldürmedi, hepimizi öldürdü. Kız kardeşi teşhis etmeye gittiğinde Pınar’ı tanıyamadı.”