01.11.2012 - 15:31 | Son Güncellenme:
Ümit TÜRK İSTANBUL / DHA
Eyleme aralarında Şebnem Sönmez, Mustafa Alabora, İlkay Akkaya, Filiz Türkali, Fırat Tanış, Orhan Alkaya, Eşber Yağmurdereli, Celal Başlangıç, Ferhat Tunç, Orhan Aydın, Bilgisu Erenus Nur Süer ve Reis Çelik'in bulunduğu sanatçıların yer aldığı yaklaşık 200 kişi katıldı.
Eylemde açlık grevindeki 6 mahkumun mektubu sanatçılar tarafından okundu. Topluluk, “İçeride dışarıda hücreleri parçala", “Eşitlik, kardeşlik Kürt ulusuna özgürlük", “Tecridi kaldırın ölümleri durdurun" sloganları attı. Sağlık sorunları nedeniyle eyleme katılamayan yazar Vedat Türkali'nin kaleme aldığı bildiri, önce kendi sesinden yayınlandı. Ancak çıkan teknik arızadan dolayı tiyatro oyuncusu Orhan Alkaya tarafından okundu.
"DEVLET VATANDAŞINA ZULÜM DE ETMEZ"
Bildiride şu ifadelere yer verildi; “İnsanı canından bezdirici baskılar sonucu, 51 gündür açlık grevine yatan Kürt yurttaşlarımızın sayısı 685 kişi. 60'ı aşan kişi için ölüm günleri başlıyor. Siyasal egemenliği tekelinde tutan iktidarı, muhalefetiyle Türkiye devlet partileri her tarihsel dönemdeki olay gibi bugünde çözümsüzlük tutumunda yarışıyorlar. İnatla savundukları bu çözümsüzlük yolu akıllarınca korudukları devletin de kanlar içinde kalmasına neden oluyor. Tüm insanlarımıza acılar yaşatmaktan başka bir şey kazandırmıyor. Bu açlık grevleri sizden acımanızı, göz yaşı dökmenizi değil, en yasal en doğal haklarını engelsiz duyurmak için destek vermenizi bekliyor. Böyle bir yasal girişimdeki insana destek vermeniz için düşüncesini değil, insanlığıyla ortak yanınızı anımsamanız yeter. Bir yaratıcı kişi, bir sanatçı olabilirsiniz. Sıradan biri, işçi, memur, iş insanı, ev kadını, öğretmen, bir öğrenci olabilirsiniz. Dindar olabilirsiniz yada herhangi bir dinsel inanca bağlı olmayabiliriniz. Hangi türden olursanız olun sonunda insanısınız. Şu yada bu biçimde vicdan sahibisinizdir. 'devlet pazarlık etmez' diyor sayın başbakan. Devlet vatandaşına zulüm de etmez sayın başbakan. Olayı lütfen tersine yansıtmayın. Kimsenin sizden pazarlık beklediği yok. İnsanların kafatasları içinde beyinleri vardır. O beyinlerinin yerine, kullanım süresi çoktan çağ aşımına uğramış teneke konserve kutuların içindekilerle beslenen kişilerle aklı başında kimse pazarlığa kalkışmaz sayın başbakan. Kafanızla işimiz yok bizim. Ama insan olarak herhalde bir kalp taşıyorsunuzdur. Vicdanınız olmak gerekir. Temel insanlık hakları için ölüme yatmış bu kişiler sizin kafanıza değil, bu olması gereken vicdanınıza sesleniyor sayın başbakan. Şuanda bu koca alanı dolduran her dilde, her dinde, her inançta, her yaşta, her işteki binlerce, onbinlerce tüm ülkemizdeki milyonlarca insanımız gibi sayın başbakan, vicdanın sesini bekliyor sizden. Evet çözüm yolunu açmanızı, kanı durdurmanızı, ölümlere son vermenizi bekliyor. Koca bir ülkenin sorumlu yöneticisi olarak temel görevinizdir. Bağışlayın, sonunda sormak zorunda kalırsak, vicdanım da yok mu diyeceksiniz sayın başbakan" Eylem daha sonra müzik gruplarının dinletisiyle son buldu.