21.02.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Nil Kural - Berlinale'yi izliyor
Önceki gün gösterilen film, 2011’de sağ radikal Anders Behring Breivik’in yaz kampındaki 69 öğrenciyi katlettiği saldırıyı Kaja adlı karakter üzerinden anlatıyor. Onun kardeşini arama sürecine odaklanan ve iddialı 72 dakikalık tek plana sahip film, anlattığı konunun sorumluluğunu etik açıdan almayan ve katliamı gerilim filmi kalıplarıyla anlatmayı seçen bir yapım. Nitekim filmin önceki günkü basın gösteriminin ardından salonda yuhalandı ve yarışmanın en tartışmalı yapımına dönüştü.
Aynı yargıyı 2015 yapımı ‘The Sea of Trees’le büyük bir düşüş yaşayan Gus Van Sant’ın yeni filmi için söylemek ise mümkün değil. Yeni filmi ‘Don’t Worry He Won’t Get Far On Foot’u önce Sundance Film Festivali’nde ardından Berlin’in yarışmasında sunan ABD’li bağımsız yönetmen Van Sant, kariyerinin zirvesindeki halinden bir hayli uzak. Joaquin Phoenix’in canlandırdığı, geçirdiği kazanın ardından tekerlekli sandalyeye mahkum kalan bir alkoliğin iyileşme ve karikatürist olma hikâyesini konu alan film, dram ve komedi arasında gidip geliyor. Ana karakterinin mesleği kadar karikatür kişilikleri resmedip onlarla bağ kurulmasını da talep eden film, yarışmanın hayal kırıklıklarından biri olarak değerlendirilebilir.