30.06.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Meltem Günay
Finlandiya’daki Tampere Üniversitesi Sağlık Teknolojileri ve Tıp Fakültesi altında faaliyet gösteren Nöro Grup’ta çalışmalarını sürdüren araştırmacı Dr. Emre Kapucu’dan büyük başarı. Kapucu, Parkinson hastalığının sırlarının çözülmesi ve erken evrede teşhis edilmesi için sürdürdüğü “Parkinson’s-on-Chip’ (Çip-üstü-Parkinson modeli), Finlandiya Akademisi tarafından maddi destek almaya hak kazandı. Üç yıl sürecek projenin amacı, Parkinson’un daha önce fark edilmeyen fizyolojik işaretleri varsa bunları laboratuvar ortamında ortaya çıkarıp erken tedavinin yollarını açmak.
O projeye de katıldı
Işık Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Bölümü’nü bitirdikten sonra biyomedikal alanda yoğunlaşan Dr. Emre Kapucu(41), 2008 yılında Tampere ve Tampere Teknik Üniversitesi’nin laboratuvar ortamında insan kök hücreleriyle yapılan mikroelektrot çalışmalarının öncüsü sayılan STEMFUNC Projesi’ne katıldı.
Danimarka Aarhus Üniversitesi’ne bağlı Danimarka Translasyonel Sinir Bilimleri Araştırma Enstitüsü’nde, Parkinson’un erken tespitine yönelik deneysel çalışmalara da katkı sağlayan Dr. Kapucu, laboratuvar ortamında Parkinson hastalığını modelleyip hastalığın elektrofizyolojik işaretlerini toplanabileceği fikrinden yola çıktıklarını belirterek şunları anlattı;
“Parkinson’s-on-Chip (Çip-üstü- Parkinson) modeli, insan kök hücrelerinden türetilmiş sinir hücrelerini ve Tampere Üniversitesi’nde geliştirmekte olduğumuz mikro-akışkan cihazlara entegre edilmiş elektrotları kullanarak hastalığa yeni bir bakış açısı sağlamayı amaçlıyor.
Akademi destekliyor
Parkinson hastalığının temel düzeyde patolojisini taşıyacak beyin bölgelerini mikro-akışkan cihazlarda taklit ederek, hastalığın başlangıcından yayılımına fizyolojik işaretleri toplamaya imkan veriyor. Böylece bu işaretleri hastalıkla ilişkilendirerek, farklı ilaç adaylarının da her seviyede test edilmesine olanak sağlıyor.”
Çalışmanın üniversite dışında Finlandiya Akademisi tarafından desteklendiğini dile getiren Dr. Kapucu, “Çalışmanın hedeflerinden birisi de tabi ki hastalığın ardında yatan mekanizmaları anlayabilmek. Bu yönden bakarsak, eğer hastalığın daha önce fark edemediğimiz fizyolojik bir işareti varsa, Çip-Üstü-Parkinson Projesi’nin en azından laboratuvar ortamında bunu ortaya çıkarma potansiyeli var.
Aynı işaretlerin hastalarda da görülmesi durumunda, hastalığa bağlı erken bir imza tanımlanabilir ve hastalık öncesi değil ama hastalığın erken aşamalarında erken teşhis için kullanılabilir. Elbette bunlar bizim varsayımlarımız ve bu varsayımlardan yola çıkarak projeyi geliştirdik” dedi.
‘Mekanizmasını anlamak istiyoruz’
Hastalığın modellenmesinde Parkinson hastalarından üretilmiş kök hücreleri kullanmayı amaçladıklarını ve bu kök hücrelerden türetilen sinir hücrelerinin hastanın kalıtsal bilgilerini de taşıyacağını dile getiren Dr. Kapucu sözlerini şöyle tamamladı; “Güncel haliyle mikroelektrot dizilimleri de aslında yaklaşık 20 senedir kullanımda. Fakat, her ne kadar son on senedir sinirbilimde yaygın olarak kullanılmaya başlansa da Parkinson çalışmalarında etkin olarak henüz kullanılamadı.
Biz bu projeyle elimizdeki teknolojinin sınırlarını, Parkinson hastalığının mekanizmalarını anlamak için zorlamayı planlıyoruz. Elbette yapboza ekleyebildiğimiz her parça bizi hastalığın tamamını görmeye daha da yaklaştıracak ve umuyoruz ki somut getirilerini hastalığın tedavisinde de göreceğiz.”