04.10.2023 - 12:13 | Son Güncellenme:
Mustafa KIRLAK/DHA
İlçeye bağlı Kurtuluş Mahallesi’ndeki 3’üncü derece doğal sit alanında 2021 yılı Eylül ayında yapılan yol yapım çalışmaları sırasında Fatsa Belediyesi çalışanı kepçe operatörü harçlı bir tabaka olduğunu fark etti. Çalışmayı durduran operatör durumu, belediyeye haber verdi.
Ordu İl Kültür Müdürlüğü ve Müze Müdürlüğü'ne bildirilen olayla ilgili arkeologların alanda yaptığı ilk incelemede, yaklaşık 2 bin yıl öncesine dayanan, Roma dönemine ait lahit mezarlar olduğu tespit edildi. İlk mezarı açıldığında, içerisinde insan kemik kalıntılarının yanı sıra sikkeler, cam bilezik, altın yüzük, kemer tokaları, tüm olarak cam gözyaşı şişesi, pişmiş topraktan yapılmış testi ve dağınık şekilde formu belli olmayan cam şişeler çıkarıldı.
KURTARMA ÇALIŞMALARINDA DA ESERLER BULUNDU
Tarihi bulgulara rastlanılan alan, güvenlik şeridiyle kontrol altına alınırken, bölgede yine Ordu Müze Müdürlüğü tarafından kurtarma çalışması yapıldı. Yapılan çalışmalarda, 8 mezarlık ve dağınık halde çok sayıda insan ve hayvan kemiklerine rastlanıldı. Kazı sırasında ‘2 numaralı’ olarak belirlenen mezarda; sol el parmak kısmında 1 altın ve üzerinde tanrı 'Hermes' figürü yer alan, kırmızı akik taşlı 1 gümüş yüzük ile cam bilezik, cam şişe parçası, boyun kısmında kolye boncukları ve bronz kolye ucu, karın kısmında bronz madeninden kemer tokası bulundu.
'VATANDAŞLARIN BU YAPIDAN MANASTIR OLARAK BAHSETTİĞİNİ ÖĞRENDİK'
Ordu Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nden Doç. Dr. Seçkin Evcim’in bilimsel danışmanlığında bölgede arkeolojik kazı başlatıldı. Çalışmalar ile ilgili Demirören Haber Ajansı’na açıklamada bulunan Evcim, alanda yapılan çalışmalarda sadece lahit mezarlarının olmadığını, bazı duvar kalıntılarının da tespit edildiğini söyledi. Evcim, "Mezarlarda kurtarma kazıları yapıldığı sırada yapı kalıntısı fark etmiştik. Yapı kalıntılarının üzerinde incelemelerde bulunurken önce vatandaşların bu yapıdan manastır olarak bahsettiğini öğrendik ve bunun manastırın Bizans döneminden kalma kilise olduğunu yerinde belirleyebildik. Daha sonra tarihi vesikalar ve belgeler aracılığı ile hem de çeşitli seyyahların ve gezginlerin yaptıkları incelemelerde bahsettikleri detaylardan yola çıkarak buranın Aziz Konstantin ve Helena’ya adanmış manastır kilisesi olduğunu belirledik. Kilisenin de mezarlar ile birlikte aslında Antik Polemonion Kenti'nin önemli bir parçası olduğu da anlaşılmış oldu. Polemonion bugün günümüzde Fatsa’nın Bolaman kasabası (mahallesi) olarak ismini en azından hala yaşatmaya devam eden Karadeniz’in önemli bir antik kentiydi. Biz sadece bu manastıra yönelik değil, aynı zamanda Fatsa’nın tarihi arka planını oluşturan Polemonion Antik Kenti'ne yönelik arkeolojik çalışmaları da başlatmış olduk" diye konuştu.
'MOZAİKLERİ KORUNMUŞ OLARAK KISMEN BULABİLECEĞİMİZE İNANIYORUZ'
Alanda şu anda temizlik çalışması yapıldığını belirten Evcim, "Şu anda yüzey temizliği, bitki temizliği, duvarların temizlenmesi ve moloz temizliği çalışmaları yaptık. Çok fazla bir buluntumuz yok. Ama şu an ulaştığımız buluntular dahi antik metinlerdeki bu yapının çok güzel resimlere ve mozaiklere sahip olduğuna dair bilgileri doğrulamış oldu. Önümüzdeki kazı çalışmalarında da bu duvar resmi parçalarını ve mozaikleri korunmuş olarak kısmen bulabileceğimize inanıyoruz. Amacımız sadece bunları ortaya çıkartmak değil, aynı zamanda korumak ve gelecek nesillere aktarabilmek" ifadelerini kullandı.
'İLK KURULUŞU 1500 YIL ÖNCE GERÇEKLEŞMİŞ'
Kilisenin temellerinin 5’inci, 6’ncı yüzyıllara dayandığının tahmin edildiğini kaydeden Evcim, "Kilisenin ilk inşasının Milattan Sonra 5’inci, 6’ncı yüzyıllara ait olabileceğini düşünüyoruz. Bu bizim erken Bizans dönemi, ya da geç antikçağ dediğimiz döneme tekabül ediyor. Fakat daha sonra yaptığımız incelemelerde geç Bizans dönemi dediğimiz Orta Çağ’ın sonlarına doğru bu yapının tekrar ele alınmış ve eklemeler ile birlikte bir manastır kompleksi içerisinde kullanılmış olabileceği düşüncesi ortaya çıktı. Aslında neredeyse bin yıllık sürece yayılan bir mazisi var bu yapının. Fakat ilk kuruluşu günümüzden yaklaşık bin 500 yıl kadar önce gerçekleşmiş" dedi.
'KAZI 7 DÖNÜMLÜK ALANI KAPSIYOR'
Kazı çalışmalarının 7 dönümlük alanda yürütüleceğini kaydeden Evcim, şöyle konuştu:
"1’inci derece SİT alanının içerisinde yapılaşma olmaması bizim için bir şans. Bugüne kadar 1980 ve 1990’larda Kurtuluş Mahallesi’nin temelleri atılırken Polemonion Antik Kenti'ne dair pek çok yapı kalıntısı maalesef günümüz yapılarının altında kalmış veya tahrip edilmiş. Fakat en azından manastır alanı ve çevresindeki 7 dönümlük alan 1’inci derece SİT alanı olarak ilan edilmiş durumda ve arkeolojik çalışmalar bu alanda gerçekleştirilecek." Evcim, kazı çalışmalarının aralık ayının sonuna kadar devam edeceğini de sözlerine ekledi.