23.03.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Aysel Bozan Yılmaz
Öğretmen performans değerlendirme sistemine tepkiler artıyor. Konuyla ilgili imza kampanyası başlatan Eğitim Sen’in hazırladığı rapora göre, sistem öğretmenleri puan avcısı durumuna düşürecek, itibarsızlaştıracak, öğrenci ve velilerle ilişkisini bozacak.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 25 Şubat’ta “Öğretmen Performans Değerlendirme ve Aday Öğretmenlik İş ve İşlemleri Yönetmelik” taslağını kamuoyu paylaştı. Konuyla ilgili her geçen gün öğretmen ve eğitim sendikalarından gelen tepkiler artıyor. Son olarak Eğitim Sen, “Mesleğime Dokunma” sloganıyla sisteme karşı imza kampanyası başlattı.
Sistemin, öğretmenlik mesleğinin statüsünde ve toplumsal algısında derin ve telafisi mümkün olmayan olumsuz sonuçlar yaratacağını kaydeden sendika, “Bu yönetmeliğin, öğretmenlerin mesleki yeterliliklerinin gelişmesine katkı sunmak yerine, iş barışının bozulması, mesleki dayanışmanın zayıflaması, okul ortamında öğretmenlik mesleğinin toplumsal rolü ve değerinde aşınma yaratması gibi pek çok yeni sorun ve sonuç yaratacağı kesindir” diyor.
Öğretmenlerin ayrımcı, kayırmacı, baskıcı uygulamalara mahkum edildiğini belirten Eğitim Sen, MEB’in performans değerlendirme sisteminde ısrarcı olmasını ise şöyle açıklıyor: “Öğretmenlerin mesleki yeterliliklerini arttırmak için piyasacı yöntemleri hayata geçirmek, onları objektifliği tartışılır sınavlar, değerlendirmeler ve testlere tabi tutmak, ağır performans baskısı altında angarya çalışmaya yönlendirmektir.”
Müdür de not verecek
‘Performans Değerlendirme’ ve ‘Öğretmenlik Mesleği Yeterlilik Sınavı’ olmak üzere öğretmene iki aşamalı not süreci getirmesi öngörülen sistemde, öğretmenlere, okul müdürü, okulun zümre öğretmenleri, aynı okuldaki meslektaşları, öğrenciler ve veliler tarafından not verilecek. Performans puanı yılda bir kez verilecek, sınav ise MEB tarafından her yıl yapılacak. Öğretmenler sınava dört yılda bir katılacak. Performans notunda sınavın etkisi yüzde 30 olacak.
Öğretmenlere verilecek performans puanının, yüzde 25’ini müdür notu, yüzde 15’ini veli notu, yüzde 15’ini öğrenci notu, yüzde 20’sini zümre öğretmenlerinin notu, yüzde 15’ini diğer öğretmenler ve yüzde 10’unu da öz değerlendirme puanı oluşturacak. Öğretmenlerin sınava girdikleri yıl performans puanlarının yüzde 30’unu sınav notu oluşturacak.
Sınava girecekler
Performans değerlendirme sistemi, sözleşmeli öğretmenlerin sözleşmelerinin yenilenmesinde; eğitim yöneticilerinin görevlendirmelerinde, ek hizmet puanı verilmesinde, yurt dışı görevlerde, başarı belgesi alımında ve kariyer basamaklarında yükselmede kullanılacak. Düşük not alan öğretmenlerin hizmet içi eğitimlere katılımı zorunlu olacak ve öğretmenler her eğitim sonunda bitirme sınavlarına katılacaklar.
MEB performans değerlendirme sistemini “Öğretmenlerin niteliğini artırmak” hedefiyle getirdiğini açıklarken, Eğitim Sen, buna itiraz ediyor ve “Eğitim sisteminde yaşanan çok yönlü sorunlar, eğitimin niteliğinin sorgulanır hale gelmesine neden olmuş; eğitimin niteliğinde yaşanan aşınmanın sorumlusu olarak gösterilen öğretmenler hedef haline getirilmiştir” diyor. Sendikanın konuyla ilgili yorumu şöyle:
“Öğretmen yetiştirme ve atama sistemini, performans, rekabet, verimlilik, kariyer, kalite gibi piyasacı kavramlar üzerinden oluşturmak isteyen MEB’in piyasada faaliyet yürüten bir ticari işletme gibi hareket ederek, ‘insan kaynakları yönetimi’ anlayışını referans alan mevcut zihniyetiyle ne öğretmenlerin, ne de eğitimin niteliğini yükseltmesi ve yaşanan sorunlara çözüm üretmesi mümkün değildir.”
‘Yasal dayanağı yok’
MEB’in hayata geçirmeyi planladığı performans değerlendirme sistemi ile öğretmenlerin performansına yönelik düzenleyeceği sınavın herhangi bir yasal dayanağı olmadığını iddia eden Eğitim Sen, “Öne sürülen tek dayanak ‘Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi’dir. Her ne kadar taslak yönetmeliğin 2. maddesi dayanak olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu gösterse de anılan kanunların böylesi bir değerlendirme sistemine zemin hazırlayacak bir yapısı yok” diyor.
Bu sistemle öğretmenlerin yaptıkları işin niteliğinden çok, yüksek performans notu alma hedefiyle bireysel değerlendirmeye tabi tutulmasının, okullarda herkesi birbirinin ‘rakibi’ yapacağına değinen sendika, taslak yönetmelik uygulanırsa aynı işi yapanlar arasında derin eşitsizliklerin oluşacağını, bunun sonucu olarak da okullarda iş barışının bozulacağını vurguluyor. Uygulamanın öğretmenleri, öğrenci ve velilerle karşı karşıya getireceğinin altını çizen Eğitim Sen, MEB’e “Öğretmenleri hedef almaktan vazgeçin” çağrısında bulunuyor ve ekliyor:
“Yönetmelik, hedefleri, kapsamı ve kullanılacak araçlar açısından hiçbir ülkede benzeri olmayan unsurlar içermekte. Tüm öğretmenleri kapsaması, 4 yılda bir yazılı sınavı zorunlu tutması, öğrencilerin ve velilerinin öğretmenleri değerlendirecek olması açısından dünyada benzeri olmayan bir çalışmaya imza atan MEB’in asıl niyetinin öğretmenlerin mesleki yeterliklerinin geliştirilmesi için veri toplamak olmadığı açıktır.”