26.08.2008 - 11:25 | Son Güncellenme:
JEOLOJİ mühendisleri, yaklaşık 260 bin konut ve turistik tesisin bulunduğu Bodrum’da, 1999 yılından önce yapılan binaların büyük bir bölümünün zemin etüd projesi bulunmadığını açıkladı. Muğla Jeoloji Mühendisleri Odası Başkan Yardımcısı Funda Kara, “500 bin- 2 milyon YTL arasında satılan birçok villanın zemin etüt projesi yok. Sadece 600 YTL'ye hazırlanabilecek projeyle binaların depreme dayanıklılığı arttırılmalı. Milyon dolarlık villalarda oturanlar veya kooperatiflerden yazlık alanlar her an deprem kurbanı olabilir” dedi.
Muğla’nın Bodrum İlçesi'ne bağlı Ortakent-Yahşi Beldesi'ndeki Jeoloji Mühendisleri Bodrum Temsilciliği’nde toplantı düzenleyen jeoloji mühendisleri, 17 Ağustos 1999 günü meydana gelen İzmit depremini değerlendirdi. Toplantıya Jeoloji Mühendisleri Odası Muğla Temsilciliği Başkan Yardımcısı Funda Kara, jeoloji mühendisleri Hüseyin Deniz ve Zeynep Aydın konuşmacı olarak katıldı. Türkiye genelinde son 58 yıl içinde depremlerde 58 bin 202 yurttaşın hayatını yitirdiğini, 122 bin 096 kişinin yaralandığını ve 411 bin 465 binanın yıkıldığını ve hasar gördüğünü belirten Funda Kara, Bodrum ve Muğla bölgesinin 1'nci derece deprem kuşağında olduğunu hatırlattı. Tarihte Bodrum’da 7’nin üzerinde en az 9 deprem meydana geldiğine dikkat çeken Muğla Jeoloji Mühendisleri Odası Başkan Yardımcısı Funda Kara şöyle konuştu:
“İlçe ve belde belediyelerinde yeni yerleşime açılan alanlar hariç, imar planına esas jeolojik- jeoteknik etüdler revize edilmemiş. Mevcut etüdlerin de ilgili genelge hükümlerine uymaması nedeniyle her an bir felaketle karşı karşıya kalınabilir. 500 bin- 2 milyon YTL arasında satılan birçok villanın zemin etüt projesi yok. Sadece 600 YTL'ye hazırlanabilecek projeyle binaların depreme dayanıklılığı arttırılmalı. Tatil yörelerinde her an gelebilecek bir felakete davetiye çıkartılmamalı. Milyon dolarlık villalarda oturanlar veya kooperatiflerden yazlık alanlar her an deprem kurbanı olabilir.”
DERS ALINMADI
Türkiye coğrafyasının büyük bir kesiminin her an yıkıcı bir deprem tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği gerçeğinin açıkça görüldüğünü vurgulayan Funda kara şöyle devam etti:
“1999 depremlerinin neden olduğu acı fatura ilk dönemlerde toplumun tüm kesimlerini ve siyasileri derinden etkilemiş gibiydi. Ancak aradan geçen dokuz yılın sonunda, her şeyin eskisinden çok da farklı olmadığını görüyoruz. Bunun en tipik örneği Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca düzenlenen, odamızın da etkin olarak katıldığı, çeşitli kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla, 29 Eylül- 1 Ekim 2004 tarihleri arasında, İstanbul’da yapılan Deprem Ş?rası kararlarının yaşama ne oranda geçirildiğinin sorgulanmasıdır. Şuranın sonuç bildirgesinde afet, İmar ve yapı kanunlarının yeniden düzenlenmesi önerilmişti. Ancak geçmişten hala bir ders alınmadığı ortadadır.”
RANTA DAYALI KENTLEŞME
Jeoloji Mühendisleri Odası Bodrum Temsilcisi Zeynep Aydın da düşük standartlarda, sağlıksız ve yasadışı bir yapılaşma, ranta dayalı kentleşme gibi faktörlerin afet zararlarının doğrudan belirleyicileri olduğunu belirtirken, depremle ilgili yaşamsal öneme sahip yasa tasarılarının TBMM gündemine getirilemediğini hatırlattı.
Jeoloji mühendisi Hüseyin Deniz ise, oda olarak belediyelerle işbirliği yapıp, zemin etütü olmayan binaları tespit ederek eksikliklerin giderilmesi için çalışmalarını yoğunlaştırdıklarını söyledi.