04.01.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
GÖKHAN KARAKAŞ İstanbul - Marmara Denizi ve Çanakkale boğazı 2021 yazını deniz salyası yani müsilaj sorunuyla boğuşarak geçirdi. Balıkçıların av sezonunun 21 gün önce bitirmesine neden olan müsilaj turizm sektörünü derinden yaraladı. Milliyet müsilajla mücadelede önemli çalışmalar yapan bilim insanlarına 2022’de Marmara Denizi için yapılabilecekleri sordu.
Bandırma 17 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın dağılmasında Karadeniz’den gelen soğuk ve temiz suyun çok etkili olduğunu belirtti.
Yanlış ilişki sonucu
Marmara Denizi’nde iklim değişikliğiyle sıcaklıklarının ve durağan yapısına bağlı kirlilik yükünün arttığını vurgulayan Prof. Dr. Sarı, “Tek yapmamız gereken kirlilik yükünün azaltmak. Koy ve körfezleri kaplayan müsilaj yerli turiste hitap eden otelleri, yazlıkları boş bıraktı. Unutulmamalı ki müsilaj, Marmara Denizi ile kurduğumuz yanlış ilişkini sonucu. Marmara Denizi ile ilişkimizi ekolojik temelli eksene oturtmalıyız. Yanlış atık yönetim politikası, iklim değişikliği ve Marmara Denizi’nin orijinal yapısıyla birleşince çıkan ekolojik felaketleri yaşamak istemiyorsak yepyeni atık yönetim politikası benimsemeliyiz” dedi.
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neslihan Özdelice ise, Marmara Denizi’ne verilen derin deşarjı sonlandırmanın yeterli olmayacağını belirterek, “Tüm deşarjlarda sağlıklı ve tam randımanlı çalışan arıtma sistemleri uygulanmalı. Müsilaj, tek nedene bağlı gelişmez. İklimsel değişiklikler, kirlilik, aşırı avcılık ve kıyısal alanların bozulmasıyla ilgilidir. Kirliliği önlemezsek başka olaylarla karşılaşabiliriz” ifadelerini kullandı.
‘Yorgan gibi örttü’
Prof. Dr. Mustafa Sarı, müsilajın en çok deniz dibine bağlı yaşamını sürdüren hareketsiz organizmalara zarar verdiğini belirtti. Sarı, “Kalın müsilaj kümeleri yorgan gibi örttü. Dipte yaşayan süngerler, sert ve yumuşak mercanlar gibi organizmalar müsilaj örtüsünün altında kaldı. Beslenemeyip oksijen alamadıkları için toplu ölümler oldu. Ölen bir mercan dalının o büyüklüğe ulaşması için 100 yıldan fazla beklemek gerek. Marmara’da ekolojik hasar çok büyük, ancak henüz bilim insanları dışında kimse bunun farkında değil” dedi.