16.10.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Gökhan Karakaş - İstanbul
Dünyanın en büyük kargo ve deniz taşımacılığı Danimarka kökenli şirketi Maersk’e ait konteynır gemisi Venta Maersk, geçtiğimiz aylarda deniz ticaretinin güzergâhını değiştirecek bir deneme seferine imza attı. Rusya’nın doğusunda Pasifik Okyanusu kıyısındaki Sibirya’ya bağlı Vladivostok’tan kalkan 200 metre boyundaki C/S Venta Maersk, deniz ticaretinin yüzde 90’ının gerçekleştiği Süveyş Kanalı rotasını kullanmadan batıya yöneldi. Küresel iklim değişikliği ile buzulları eriyen ve gemilere geçiş imkanı veren Kuzey Buz Denizi’nde yol alan konteyner gemisi, 37 günde Rusya’nın Baltık Denizi kıyısındaki St. Petersburg limanına vardı. Arktik Okyanusu’ndan geçen gemi, Süveyş Kanalı rotasına oranla 8 bin kilometre daha az yol yaparken seferi 16 gün önce tamamladı.
‘Deniz buzu azalıyor’
Venta’nın izlediği rotanın, dünya denizcilik rotalarının gözden geçirilmesini sağladığını söyleyen Piri Reis Üniversitesi öğretim görevlisi Barbaros Büyüksağnak, Türkiye’nin Kuzey Kutbu’yla ilgili gelişmeleri çok iyi takip etmesi gerektiğini belirterek, “Kuzey Kutup bölgesi, kuzey kutup dairesinin geçtiği 6633’ kuzey enleminin kuzeyinde; Arktik (Kuzey) Okyanusu ile Alaska (ABD), Kanada, İzlanda, Grönland (Danimarka), Finlandiya, Norveç, İsveç ve Rusya’nın bir kısmından oluşmaktadır. Yılın 8-9 ayı buzlarla kaplı ve 14 milyon kilometrekare yüzölçümüne sahip. Ama küresel ısınmayla deniz buzu azalıyor. Bu durum insanlık adına riskler getirirken fırsatlar da sunuyor. Maersk’in 3 bin 600 TEU kapasiteli Venta Maersk ile yaptığı deneme, bir konteyner gemisi için ilk oldu” dedi.
‘Türkiye rotasını kuzeye çevirmeli’
Bugüne kadar St.Petersburg- Vladivostok hattının güneyden Hint Okyanusu ve Süveyş Kanalı üzerinden yapıldığını
belirten Büyüksağnak, şöyle devam etti:
“Güneyden 11 bin 300 deniz mili süren yolculuk kuzeydeki rota ile 7 bin mile kadar düştü. Kazasız tamamlanan seyirde gemideki sistemlerin zorlu şartlarda çalıştığı gözlendi. Yılın bu zamanlarında kuzey geçidi, gemilerin geçişine engel buzlar barındırmıyor. Sadece Doğu Sibirya Denizi’nde buzkıranlara ihtiyaç duyuldu. Küresel ısınma ile buzulların bu hızla erimeye devam etmesi yeni fırsatlar doğuracak. Yatırımların artırılarak buz sınıfı gemilerin inşa edilmesiyle, okyanus dibindeki büyük miktardaki petrol ve doğal gazın çıkarılmasıyla bölgede sefer yapacak ticaret gemisi sayısı artacak. Kutuplarda yaşanan gelişmelerin sonuçları sadece bölgeyle sınırlı kalmayacak, dünyanın tamamını etkileyecek özellikte. Türkiye, resmi kurumlarının koordinasyonunda küresel ısınma ve iklim değişikliğine yönelik bilimsel mücadelede dünyayla birlikte olduğunu, insanlığı ve dünyayı önemsediğini göstermelidir. Denizcilik şirketlerimizin de bölgeye ilişkin politikalarını gözden geçirmelerinde fayda var.”