16.06.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Gülden Öktem
Gazetecilik hayatı boyunca çeşitli gazete ve dergilerde önemli görevlerde bulunan, Google hayatımıza girmemişken Meydan Larousse’ları kitaplığımıza kazandıran, Türkçenin saygınlığı için hayatı boyunca titizlikle çalışan, (kendi deyişiyle) ‘Köşe kadısı’ Hakkı Devrim dün 87 yaşında hayata veda etti. Devrim’in cenazesi bugün Levent Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Kilyos Mezarlığı’nda toprağa verilecek.
Kantinde tanışma
1929’da Eskişehir’de dünyaya gelen Hakkı Devrim’in babası Ruhi Devrim tapu müdürüydü. Memuriyet hayatı boyunca Ruhi Devrim’in tayinleri çıktığından Hakkı Devrim, ilk ve ortaokulu Denizli, Bursa, Ankara, Samsun ve İstanbul’da okudu. Daha sonra Kabataş Lisesi’ne girdi ve ardından da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. 60 yıl boyunca sevdiği ve ‘Lülüş’üm’ dediği eşi Gülseren Hanım’la 1948’de Hukuk Fakültesi’nin kantininde tanışmışlardı. Öğrencilik yıllarında İstanbul Radyosu’nun yayınlarında reji asistanı olarak çalışmaya başladı.
1952’de Son Saat gazetesine röportaj yazarı olarak girdi. Bir yıl sonra Gülseren Hanım ile evlendi. 1954’te Tercüman gazetesine geçti. Daha sonra Havadis, Yeni Sabah, Ege Ekspres ve Tasvir gazetelerinde çeşitli görevlerde bulundu. Yeni Sabah’ta genel yayın yönetmenliği yaptı ve ‘Fısıltı’ adında bir köşe yazmaya başladı. 1960’larda Sabiha Deren mahlasıyla bu köşede dedikodu ve magazin üzerine yazılar kaleme aldı. 1965’te Meydan dergisinin kurucuları arasında yer aldı.
Ansiklopedilere adım
Dergiyi birlikte çıkardığı Safa Kılıçoğlu ile birlikte Büyük Larousse’u hazırlamaya başladılar. Dokuz yıl süren bu işin artık sonuna gelindiğini Milliyet’teki yazısında şu cümlelerle anlatıyordu: “Sık sık olduğu gibi Safa Bey’le kavga ettik. Bıkmıştım artık bu işten. Çatalca’da bir yer aldım, çiftçilik yaptım. 10 küsur sene dayandık. Safa Bey ölünce çocukları çağırdı beni, işi satmak istiyorlardı.”
Bu sürede gazeteciliğe ara verdi. Daha sonra ‘90’lı yıllarda Doğan Grubu’na girdi. Fakat, kurtulmak istediği ansiklopedi işine burada tekrar dönecekti. 1995’te Posta gazetesinde ‘Telaynak’ adlı bir köşe yazmaya başladı ve CNN Türk’te ‘Hakkıyla Sohbet’ ve ‘Günbegün’ programlarını sundu. 1996’dan sonra Radikal gazetesine geçti ve 2011’e dek ‘Cihannüma’ ismini verdiği köşesinde, Türkçenin kullanımı üzerine yaptığı değerlendirmelerle gündem oluşturdu. Ancak yazılı basından onu takip etmeyenler Okan Bayülgen’in yaptığı ‘Medya Kralı’ programında tanıdı. Devrim bu konuyla ilgili, “Gazeteci olarak anılmayı tercih ederdim” sözleriyle serzenişte bulunacaktı.
‘İşimin testeresi dil’
Türkçe ve Türkçenin kullanımı üzerine 50 yıldan fazla çalışan, “Yaptığım işin testeresi, çekici, keseri dildir” diyen Hakkı Devrim, 2007’de Aslı Uluşahin’e verdiği röportajda ölümle ilgili şöyle diyordu: “Mutlaka ölüm diye bir şey var. Seni demiryoluna bağlamışlar, tren mutlaka gelip üzerinden geçecek. Senin için tren Erzurum’da henüz, boş ver diyorsun. Ne zaman korkmaya başlarsın? Tren Adapazarı’na geldiği zaman. Şaşılacak bir şey var, ben 78 yaşındayım, 18 yaşında olduğumdan daha çok ölüm korkusu yok içimde. Bu benim marifetim değil, beynin aldığı bir tedbir.” Devrim, gazeteci kimliğiyle ve hâlâ çoğu kitaplığın baş köşesinde duran ansiklopedileriyle okurlarının gözünde o treni sonsuza dek erteledi...
‘Her alanda başarılı oldu’
- Doğan Heper: “Hakkı Devrim gerçek bir gazeteciydi. Yaşı ne olursa olsun bu mesleğe emek vermek için adeta koşardı; oturmazdı. Yaratıcı idi. Haber toplantılarına katılmak ister ve fikir yarışına girmeyi arzu ederdi, girerdi... Bu mesleğin her alanında başarılı oldu. Rahat uyu Hakkı Devrim... Seni unutmayacağız...”
- Doğan Hızlan: “Türk basın tarihinin önemli adlarından biriydi. Yazılarıyla, yaptıklarıyla, yayıncılığıyla... Siyasal tarihimizde yer bırakacak çok önemli işler yaptı. Bunun dışında, ayrıca, daha önemlisi de bence yönettiği Meydan Larousse Ansiklopedisi’ydi. O ansiklopedi, o yıllarda birçok kişinin kültür kaynağı oldu. Ve ayrıca da güvenilir bir dosttu.”
- Okan Bayülgen: “’Aklımı’, ‘hafızamı’, ‘gençliğimi’ yitirdim. O bana gidenleri anlattı, ben de yeni gelenlere onu anlatacağım.