03.09.2021 - 12:00 | Son Güncellenme:
Burhan CEYHAN/AYDIN (DHA)
Aydın Didim'de lokmacılık yapan Mehmet Tayhan (41), 25 Temmuz'da, eşi Ayşe ve 2 kızıyla yakınlarının Cumhuriyet Mahallesi'ndeki düğününe gitti. Barbaros Hayrettin Paşa Anadolu Lisesi 11'inci sınıf öğrencisi Yağmur Tayhan (16) , aynı gün saat 14.00 sıralarında, eve dönerken, bir yere uğrayacağını söyleyip ailesinden ayrıldı. Uzun süre eve dönmeyen, telefonlarına da cevap vermeyen Yağmur'u ailesi, merak edip gideceği yerlere baktı, ancak kızlarına ulaşamadı.
Ailenin başvurusu üzerine İlçe Emniyet Müdürlüğü, Yağmur Tayhan'ın bulunması için çalışma başlattı. 27 Temmuz günü saat 07.30 sıralarında devriye görevi yapan polis ekiplerince, Cumhuriyet Mahallesi'ndeki boş arazide Yağmur Tayhan'ın cansız bedeni bulundu. Evlerine bir kilometre, babasının lokmacı dükkanına ise 70 metre mesafedeki arazide cesedi bulunan Tayhan'ın vücudunda 27 bıçak darbesi olduğu belirlendi.
'YERİNİZ VARSA SİZDE UYUYAYIM'
Tayhan, "Katil, kızım kaçırılmadan bir gün önce yanımıza geldi. Annesinin eşiyle anlaşamadığını söyledi. Bu nedenle eşi evdeyken annesinin gelmediğini, eşi yurt dışına çıktığında gelmeyi tercih ettiğini anlattı. Annesiyle kardeşinin olduğu zamanlarda evinde uyuyamadığını ve rahatsız olduğunu belirtip, 'Bir yeriniz varsa sizde uyuyayım' dedi. Kabul etmedik. Sürekli evde birisinin olduğu ve rahatsız olduğu izlenimi veriyordu. Bir gün sonra da gündüz kızımı alıyor. 'Biz düğünden dönüyorduk' deyince, herkes gece sanıyor. Gece değil gündüzdü. Kızımın o kişinin sevgilisi olduğu söylendi. Benim kızım 53 yaşındaki bir adamla asla sevgili olacak bir kız değil. Mini etek giydiği için eleştirenler oluyor. Gündüz dükkanın önünden geçemeyecekse, yolda yürüyemeyecekse o zaman adalet neden var? Biz o zaman sokağa çıkmayalım ve çocuklarımızı da sokağa çıkarmayalım" diye konuştu.
BAYRAMDA ELİNİ ÖPTÜRMÜŞ
Baba Mehmet Tayhan ise, "Yaklaşık bir yıldan beri bu kişiyi tanıyoruz. Evi dükkanımıza komşuydu. Bu nedenle haftada bir gün de olsa görüşüyorduk. Çok aşırı samimiyetimiz yoktu. Çay, kahve içer giderdi. Çocuklar da ona 'amca' veya 'dayı' diyorlardı. Kızım kaçırılmadan bir gün önce Kurban Bayramı diye, 'amca' deyip, elini öpmüştü. Sözde 'hediye aldım' diyordu. Daha sonra da aşağıdaki dükkanlardan koli bandı almış. Olayı tasarlayarak yapmış. Ondan böyle bir şey beklemiyorduk. Kızımın cesedi bulunduktan sonra emniyete, olay yerine evi yakın diye belki görmüş ve duymuştur diye onun ismini verdik ama katili o çıktı. Kendisine en ağır cezanın verilmesini istiyoruz" diye konuştu.