20.07.2012 - 10:03 | Son Güncellenme:
MUSA KESLER
İstanbul 3. Yargı Paketi kapsamındaki düzenlemelerde 1978 yılında Ankara'da 7 öğrencinin öldürülmesi olayının faillerinin de tahliye edilmesiyle ilgili tartışmalar devam ederken, Yılmaz Güney ile bu cinayetin failleri arasında ilginç bir bağlantı ortaya çıktı. Gazeteci Necdet Pekmezci'nin yazdığı Kripto Yayınları'ndan çıkan ve Bahçelievler'de 7 öğrencinin öldürülmesi olayını anlatan "5-6-2 Tamam Değil Reis" adlı kitabta anlatıldığına göre cinayette kullanılan silahları temin ettiği ve cinayete katıldığı iddiasıyla 11 yıl hapis yatan Ercüment Gedikli'nin babası Albay Nuri Gedikli, Yılmaz Güney asker iken komutanıydı. Güney, Gedikli ile ilişkisini uzun yıllar devam ettirdi.
Yılmaz Güney'i tokatlayan komutan Kitapta anlatıldığına göre 1968 yılında Sivas'ta askerliğini yapan Yılmaz Güney'in komutanı Nuri Gedikli idi. O dönem de Ünlü bir isim olmasından dolayı nispeten "toleranslı" bir askerlik yapan Güney, İstanbul'dan gelen misafirlerini askeri birliğin içinde istediği gibi ağırlayabiliyordu. Ancak, birgün misafirlerini Gedikli'nin odasında ağırlayınca, bunu gören Gedikli Yılmaz Güney'in misafirlerini kovdu, Güney'i de tokatladı. Başka bir olayda ise Güney'in askerlik yaptığı birliğin en üst düzey komutanı olan General Güney'e ağır bir ceza vermek istedi. Ancak Gedikli, "O benim askerim, gereken cezayı ben veririm" diyerek, Güney'i korudu ve hafif bir ceza ile kurtardı. İkilinin dostluğu bu olaydan sonra daha da pekişti. Güney, Kars'a sürgüne gönderildikten sonra da komutanına mektup yazmayı ihmal etmedi. Terhis olduktan sonra da Gedikli ile görüşmeye devam etti. Hatta Yılmaz Güney, Yumurtalık hakimi Sefa Mutlu'yu öldürdüğü için 18 yıl ceza alıp Ankara Ulucanlar Cezaevine girdiğinde, "ülkücülerden bir zarar görmemesi" için annesi Fatoş Güney, Nuri Gedikli ile konuştu ve yardım sözü aldı. Bahçelievler cinayetlerinde kilit sanığın babası 12 Eylül'e giden süreçte işlenen en kanlı cinayetlerden biri olan Bahçelievler'de 7 öğrencinin öldürülmesi olayını soruşturan ve sanıkları yakalayan polis şefi Tahsin Gürdal yıllar sonra yaptığı açıklamada, olayın sanıklarından Ercüment Gedikli'nin polis tarafından sorgulanamadığını, bu nedenle olayın tam olarak çözülemediğini, olayın arkasındaki önemli isimlere ulaşılamadığını anlatmıştı. Kitapta Ercüment Gedikli'nin neden "sorgulanamadığına" ilişkin önemli detaylar da anlatılıyor.
Kitaba göre, Gedikli olaydan sonra kayıplara karıştı. Ancak dönemin Ankara Sıkıyönetim Komutanı, Gedikli'nin babası Albay Nuri Gedikli'ye baskı yaparak Gedikli'nin bir an önce teslim olmasını istedi. Albay Gedikli de oğlunu ikna etti ve "işkence yapılmaması" şartıyla savcılığa teslim etti. Gedikli tutuklanarak cezaevine konuldu. Bu sırada cinayeti soruşturan polisler, cezaevine gelerek Gedikli'yi sorgulamak üzere emniyete götürmek istedi. Gedikli, hazırlanarak avluya çıkarıldı. Ancak bu sırada aynı zamanda Gedikli'nin babası Albay Nuri Gedikli'nin devresi olan cezaevi müdürü Albay olayı gördü ve ne olduğunu sordu. Gedikli'nin emniyete götürüleceğini öğrenen albay buna izin vermedi ve küfür ederek polisleri kovdu. Dönemin Cinayet Masası Şefi Tahsin Gürdal'a göre yakın tarihin en önemli cinayetlerinden biri olan Bahçelievler olayı Gedikli'nin sorgulanamaması yüzünden tam olarak aydınlatılamadı.