14.07.2020 - 17:53 | Son Güncellenme:
DHA
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki kalkışması sırasında darbeci general Semih Terzi'yi vurarak öldürüp, darbe girişiminin seyrini değiştiren ve kendisi de şehit olan Astsubay Ömer Halisdemir'in kardeşi Soner Halisdemir, o gece yaşananları şöyle anlattı:
"Ailece İstanbul'daydık. Ağabeyim saat 18.00-19.00 sıralarında babamla görüştü. Pazar günü evinin temelini atmak için memlekete gelecekti. Babamdan kurbanlık ayarlamasını istedi. Komutanından da Cumartesi-Pazar günü için izin aldı. Cuma günü tuttuğu nöbet aslında kendi nöbeti değildi. Hatta arkadaşları, 'Sen köye gideceksin, nöbetini paraf yapalım' demişler. Ağabeyim kabul etmemiş; 'Nöbetimi tutar öyle köye giderim işlerimi hallederim' demiş."
BABA-EVLAT İLİŞKİLERİ VARDI
Ağabeyi ile Zekai Aksakallı arasındaki ilişkiyi de anlatan Soner Halisdemir, şunları söyledi:
"Ağabeyim ilk vatani görevini, askerliğini yaptığında, bir tuzaklamada üstün başarı gösteriyor. O zaman asker çavuş. Zeki Aksakallı da o zaman üsteğmen rütbesiyle, operasyonda. Zekai Paşa, operasyon bittikten sonra, helikopterde ağabeyime askerliğe devam edip etmeyeceğini soruyor ve olumlu cevap alıyor. Ağabeyim 'Çok istiyorum' diyor. 'Eğer sınavlara gireceksen bizim birliğe gel' diyor. Paşa ile hayatları böyle başlıyor. Onların arasında komutan-askerden çok, baba-evlat ilişkisi vardı. Zekai Paşa'yla bu şekilde tanışıyorlar. Ağabeyim askerlikten geldikten 5 ay sonra uzmanlık sınavlarına giriyor. Polislik sınavlarına da giriyor, ikisini de kazanıyor. Uzmanlığı tercih ediyor. Sonra özel kuvvetlere başlıyor. Özel kuvvetlerde de ilk karşılayan Zekai Aksakallı. O gece görevi sadece Semih Terzi’ydi. Sadece beylik tabancısı vardı. Uzun namlulu silah yoktu. 28 kişilik gelen grubun içerisinde, iki kere hayatını kurtardığı Hasan isminde öğrencisi de vardı. Keskin nişancı. Ağabeyim daha önce onu fark ediyor ve 'Elini tetikten çekme, sakın ateş etme' diyor. Semih Terzi'yi o kadar koruyorlar ki karargaha girmek üzere oldukları için bir gevşeklik oluyor. Semih Terzi'nin üzerinde çelik yelek var. Kafadan-göğüsten vuruldu diyorlar, hayır. Çelik yeleğin boşluğundan, ciğerden sıkıyor 4-5 metre mesafeden iki tane. Ağabeyim ondan sonra kimseyle çatışmıyor. Daha sonra bağırıyor; 'Zekai Paşa'nın emriyle' diye. Daha sonra koşarken, 'Sakın ateş etme' dediği öğrencisi kendisine ilk kurşunu sıkıyor. Bunlar ifadelerde var."