Gündem‘Kansere bağlı ölüm artabilir’

‘Kansere bağlı ölüm artabilir’

04.02.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, dünyayı kasıp kavuran Kovid-19 salgını nedeniyle dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kanser taramalarının azaldığını belirterek, bunun da kansere bağlı ölüm oranlarını yüzde 5-10 arasında artırabileceği öngörüsünde bulundu.

‘Kansere bağlı ölüm artabilir’

Dün Dünya Kanser Günü’ydü. Bu tarih, Dünyada kanser farkındalığı yönünde yayınlar yapmak, halkı bilinçlendirmek ve bu konuda önlem ve tedavi planları sunarak halkı bilgilendirmek için Uluslararası Kanser Kontrol Örgütü tarafından belirlenmiş bir gün. Dünya genelinde kampanya renkleri "turuncu ve mavi" olarak belirlendi. İstanbul'da Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim köprüleri, Ankara'da Atakule turuncu ve mavi renkleriyle ışıklandırıldı.

Haberin Devamı

‘Her yıl 10 milyon kayıp’

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği’nin güne özel düzenlediği basın toplantıda konuşan Dernek Genel Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, dünyada her yıl yaklaşık 20 milyon kişinin kansere yakalandığını, 10 milyonunun da hayatını kaybettiğini söyledi. Türkiye'de her yıl yaklaşık 220-230 bin kanser vakası tespit edildiğine dikkat çeken Kutluk, “Bunların yaklaşık 35 binini akciğer kanseri oluşturuyor ki yüzde 90'ı önlenebilir. Akciğer kanserinin ardından 22 bin civarında meme kanseri, 17-18 bin civarında kalın bağırsak kanseri, 17 bin civarında prostat kanseri geliyor" dedi.

‘Ölümleri önlemek mümkün’

Prof. Dr. Kutluk, yapılan taramalar sayesinde, meme, rahim ağzı ve kalın bağırsak kanserlerine erken tanı konabildiğini belirtirken, "Dünyada gerekli önlemler alınabilirse kanser kaynaklı 10 milyon ölümün 3 ila 5 milyonunu kısa, orta vadede önlemek mümkün gözüküyor" dedi. Kovid-19 salgını nedeniyle kanser taramalarında büyük düşüş olduğuna işaret eden Kutluk, şu bilgileri verdi: "Pandemi öncesinde Türkiye'de, kanser tarama sayısı 7 milyona kadar çıkmıştı. Bu sayı 2020'de 3 milyona düştü, 2021'de 4.5 milyona çıktı. Bu durum bütün dünyada böyle. Birçok ülkede salgın döneminde aksayan tanı ve tarama hizmetleri nedeniyle pandemi sonrasında kansere bağlı ölümlerde, kanser türüne göre yüzde 5 ila 10 arasında artış olacağı öngörülüyor."

Haberin Devamı

‘Tedavide iyiyiz’

Türk Kanser Araştırma ve Savaş Kurumu Derneği eski Genel Başkanı Prof. Dr. Şuayib Yalçın, Türkiye’nin kanser hastalıklarının tedavisi noktasında iyi bir durumda olduğunu, diğer ülkelerden Türkiye’deki tedaviler için yoğun talep olduğunu söyledi.

0-18 yaşta ürkütücü kanser tablosu

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Emel Cabı Ünal, Dünya Kanser Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’nin kanser hastalıkları açısından yüksek gelir düzeyine sahip ülkelere benzer oranlara sahip olduğunu söyledi. “0-18 yaş arasındaki grupta bulunan çocuklarda Türkiye’de her yıl 3000 yeni kanser olgusunun saptanmakta olduğunu biliyoruz” diyen Ünal, dünyada ise çocuklarda yılda 175 bin yeni kanser olgusu bildirildiğini aktardı. Çocukluk yaş grubunda öncelikle kanser gelişiminde genetik şifrelerin çok önemli olduğuna işaret eden Prof. Dr. Ünal, “Akraba evlilikleri, kanser yatkınlık geni taşıyan bireylerin varlığı o ailelerde kanser vakalarının birikimine yol açıyor. Ama çocuklar için ise öncelikle enfeksiyonlardan söz etmemiz lazım” dedi.

Haberin Devamı

Rahim ağzı kanserinde artış

Ünal, çocukların aşı ile korunabilmesi için bağışıklama programlarının düzenli uygulanması gerektiğine vurgu yaparak, “Bunların başında Hepatit B aşısı geliyor. Karaciğer kanserine yol açan bir virüstür bu. Rahim ağzı kanserini de çok önemsiyoruz. İnsan Papilloma Virüsünün (HPV) yol açtığı bir hastalık ve bunun için cinsellik aktif olmadan önce çocukların aşılanmaları gerekiyor. 9 yaşından itibaren aşılamaya başlıyoruz. Çünkü hem rahim ağzı kanseri hem baş boyun kanserlerinde artış var ‘HPV’ dediğimiz virüse bağlı. Bunun da aşılaması söz konusu” diye konuştu. Prof. Dr. Ünal, kansere karşı doğru beslenmenin önemine dikkat çekti:

Haberin Devamı

Sebze ağırlıklı beslenin

“Bir kere mevsime göre sebze-meyve tüketimi çok önemli. Türkiye bu açıdan çok şanslı bir ülke. Her mevsimde sebze ve meyve üretiliyor. Sera üretimleri ya da tütsülü besinlerin tüketimini istemiyoruz. Çünkü bu tür besinlerle beslenme gerçekten de bağışıklık sistemini etkileyebiliyor. Fermente süt ürünlerini; özellikle kefir, ayran, peynir, yoğurt gibi tüketimleri destekliyoruz.” 

Beyin tümöründe herkese farklı tedavi

Tıp dünyası çağımızın vebası kansere karşı pek çok yöntem üzerinde çalışıyor. Araştırmalara göre ABD’de metastatik beyin tümörlerinden her yıl 180 ile 500 bin kişi yaşamını yitiriyor. Bilim adamları bu nedenle beyin tümörünün tedavisi üzerinde yoğunlaşmış durumda. Aynı cins tümör bile olsa herkese aynı tedavinin uygulanması artık doğru bir yaklaşım olarak görülmüyor. ABD’ de beyin tümörüne karşı geliştirilen aşı da bu yaklaşımın bir sonucu. ‘’Glioblastoma’’ tümörüne karşı geliştirilen aşı, herkesin kendi tümöründen alınan bir parçayla üretiliyor. Amaç hastaların yaşam süresini uzatabilmek. Florence Nightingale Hastaneleri Nöroşirürji Bölüm Koordinatörü Prof. Cengiz Kuday, tıp dünyasında beyin tümörlerinin tedavisi ile ilgili yeni bir yaklaşım belirlendiğini belirterek, ‘’ABD’de de bazı büyük merkezlerde tümörün moleküler yapısı inceleniyor. Ondan sonra tedavi yolu çiziliyor’’ dedi. Prof. Kuday, tümörün cinsi aynı olsa da iki ayrı kişide aynı tedavinin işe yaramadığını vurgulayarak, şunları dedi:

Haberin Devamı

‘’Yani Ahmet Mehmet’in tümörü aynı bile olsa tümör moleküler profili farklı. Bu ne demektir hepsinin aynı tedaviye cevabı farklı. Aynı tümörde biri 3 ay yaşıyor da biri 3 yıl yaşıyor. Bu nasıl oluyor? Tümör profilindeki farklılıktan dolayı. Her kişideki tümörün farklılığını ortaya koyan analiz yapılabiliyor ancak ileri teknoloji gerekiyor. Türkiye’de bu inceleme henüz yapılmıyor. Her tümöre aynı tedavi uygulanıyor. Çünkü bu profil yapısını incelemek daha yeni yeni ortaya çıktı. ABD’de de sadece bazı büyük merkezlerde var.’’

'Aşı kesin değil'

2010-2013’e kadar aşı çalışmalarında önemli mesafeler alındığına dikkat çeken Prof. Kuday, sadece beyin tümörü değil, tedavisi olmayan bazı hastalıklarda da tıbbın önemli bir yol kat edeceğini belirtti:

‘’Bir kere hastalara gereksiz ümit vermekten kaçınmak lazım. Henüz her şey araştırma safhasında. Aşı üzerinde çalışmalar var. Her toplantıda bunun bir kademe ilerlediğini de görüyoruz. Ama rutin kullanımda olan bir aşı henüz yok. Ama belirli merkezlerde tümörün bir parçası alınıp bir aşı hazırlanıp o tatbik ediliyor. Neticeler henüz kesin değil.’’

Lösemide gen tedavisi umudu 

İki hastada 12 sene önce denenen bir hücre tedavisi, bu kişilerde kanserin iyileştirilmesini sağladı. Nature dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmaya göre, 2 kronik lenfositik lösemi hastasına, 12 yıl önce "CAR T-hücre tedavisi" olarak bilinen ve vücudun bağışıklık sistemindeki genleri kanser hücrelerini hedef alacak şekilde değiştiren tedavi uygulandı. Çalışmanın sonucunda, hastalardaki iyileşme durumu doğrulandı. Araştırma ekibinde Carl June, New York Times'a yaptığı açıklamada, T hücrelerinin "1 veya 2 ay içinde" hastaların sistemlerinden kaybolmasının beklendiğini söyledi. June, artık CAR T-hücreleri ile "tedavi" kelimesinin yan yana kullanılabileceğini ifade etti. T-hücreleri, insan bağışıklık sisteminde önemli bir rol oynuyor. Bu hücreler, kanser hücreleri, virüsler, bakteriler ve diğer patojenlerle savaşmaya yardımcı oluyor.