22.03.2024 - 17:38 | Son Güncellenme:
İmamoğlu "Burası Cendere, burası aynı zamanda Karadeniz’den cansuyunun Haliç’e ulaştığı deremiz. Tabii bu dere civarında malumunuz bir yapılaşma süreci yaşandı. Burada daha önce sanayi yapıları vardı ve bir anda ciddi bir imar ve yapılaşma süreciyle bir kent doğdu burada diyebiliriz. Gördüğüm kadarıyla, spor alanlarıyla yürüyüş alanıyla, bisiklet alanıyla çok hoş bir çelik köprüsüyle, ki üniversitenin tam önünde iki yakayı birbirine bağlıyor. Tasarımıyla çok özenli bir iş çıkmış, yağmurlu havada da güzel, güneşli havada daha güzel olacaktır eminim.Toplamda 30 milyon metrekare yeşil alanı İstanbul’a kazandırarak neredeyse kişi başı 2 metrekareyi bizim dönemimizde İstanbullu ile buluşturmanın gururunu yaşamak istiyoruz, önümüzdeki 5 yılla beraber" ifadelerini kullandı.
"HANİ KENTSEL DÖNÜŞÜM HİKAYESİ?"
İmamoğlu, "İstanbul’da en kötü şey zaten, bir yandan lüks konut üreten devlet eliyle bu izinleri veren yapan, ama bir yandan Kasımpaşa’nın tümden çürük halde olması. Kağıthane de Kasımpaşa da çürük. Ben Kasımpaşa’da ilk Dolapdere’ye gidip açtığım lokantanın, köfteci dükkanının mutfak malzemelerini aldığımda analiz etmiştim 1991 yılında. Yani Dolapdere o civarı Kasımpaşa bildiğiniz o tarihteki Kasımpaşa, aynı binalar, çürük. Hani kentsel dönüşüm hikayesi? Burası sayın Cumhurbaşkanı’nın mahallesi değil mi, köyü değil mi? Neyi dönüştürdünüz, neyi yapabildiniz? İnsanların hayatına ne katabildiniz? İstanbul depreme hazır değil, 1999 depreminden bu yana 20 senedir bu şehri yönetiyorsunuz, bunun 17 senesinde Türkiye’de iktidarsınız, hiçbir şey yapamadınız noktasındasınız, 5 senede Ekrem’in elinde sihir, beni kötüleyeceğine kendini kötülüyor acemi aday. Gerçekten kendini kötülüyor. Biz onun için diyoruz birlikte düzeltelim diye" şeklinde konuştu.
"BÜYÜK BİR SORUMLULUĞUMUZ VAR"
İmamoğlu, "Mesele anlayış meselesi çünkü mesele bir belediye başkanlığı seçimini aştı, bir anlayış meselesinin tarihe gömülmesi meselesi. Tarihe gömülürse demokrasi canlanacak, tarihe gömülürse bu ülkede özgürlük yeniden vücut bulacak. Tarihe gömülürse bu anlayış ki bu 31 Mart öyle bir seçim, tarihe gömülürse gerçekten hukuk ve adalet kendine gelecek. O bakımdan büyük bir sorumluluğumuz var. Kötü bir Kağıthane’de bir bölümünde lüks konut yapmış ve orada daire sahibi olmuşsa o kendisi onun hesabını versin ama kötü uygulamaları var İstanbul’da. Şimdi Şişli’nin meydanında kaşla göz arasında geçirdikleri yapılar. O nedir ? Ayıp, yazık günah o benim masama geldi. Oranın hak sahipleri de geldi. Biz orada 8 kat olmaz dedik, daha aşağı düşürün derken adam oraya 80 kat kule dikmeye izin verdi Ankara’dan ve bu adama İstanbul’u emanet edilecek. Şişli’nin göbeği rezerv alan, Şişli Belediyesinin karşısı. Burada yatırımcı suçlu değil. Burada suçlu arıyorsanız, imza atana bakacaksınız. Biz niye buradayız ? Biz niye saçma sapan bir imara imza atmadık karşısında durduk 5 yılda" diye konuştu. Ekrem İmamoğlu, "Eskiden biliyorsunuz, Adalet bakanı, İçişleri Bakanı, Ulaştırma Bakanı seçim dönemlerinde bağımsız olsun diye istifa ettirilir ve bürokrasiden insanlar atanırdı ki orada hak hukuk çiğnenmesin. Nereden nereye, demokrasiye bak gitti. Sen 17 bakanın 20 bakanın kaç tane, topunuz gelin ne olacak yani. Şimdi kasap dükkanı gezerek gezerek oy istiyorsun yazık. Kendisine üzülüyorum yani ona da yazık, zor durumda Allah yardımcısı olsun. Talimat gelmiş gidecek ne yapsın? Yoksa koltuğundan olacak, af isteyecek. Ne yapsın ona da üzülüyorum yazık. Bu kadar insan yok edilir mi?" şeklinde konuştu (DHA)