Gündemİdamını onayladığı Erdal Eren’i tanımadı

İdamını onayladığı Erdal Eren’i tanımadı

23.11.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

12 Eylül’den sonra 17 yaşında yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren’in posteri kameralara göstererek Kenan Evren’e, “Tanıyor musunuz?” diye soruldu. Evren, “Tanımıyorum” der gibi başını sağa sola sallayınca, “Erdal Eren sizin ‘Asmayalım da besleyelim mi?’ dediğiniz devrimcilerden biriydi” denildi

İdamını onayladığı Erdal Eren’i tanımadı

12 Eylül darbesinin mimarları Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya’nın telekonferans sistemiyle katıldığı Ankara 12 Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmalara dün de devam edildi. İki sanık dün önceki günün aksine bütün soruları yanıtsız bıraktı. Sanıkların görüntüleri duruşma salonundaki 4 LCD ekrana yansıtıldı. Sanıklar yine yataklarında yattı. Duruşmada müdahiller ve avukatları, sanıklardan Kenan Evren’e soru sormaya devam etti.

İdam yüzleşmesi
12 Eylül’den sonra idam edilen Erdoğan Yazgan’ın ablası Sabire Yazgan Serin, 32 yıl aradan sonra ilk kez TBMM kararı olmaksızın ağabeyinin idam kararını onaylayan Evren ile yüzleşti. Serin, Evren’e şu soruları yöneltti:
“Abimin katili olarak kendinizi nasıl hissediyor sunuz? Babam bir sabah eve gelen askerlerin ‘oğlunuzu idam ettik” demesiyle bu durumu öğrendi. Sizin de kızlarınız var. Böyle bir ölüm haberi almak ister misiniz? Abim üzerinde sadece donu varken cevezaevinin battaniyesine sarılarak gömüldü. Bunda sizi suçlu bulmam doğru değil mi? Anneler sizlere uzun ömür için dua ediyor. Sizce neden, günahsız olduğunuz için mi? Yüreksiz olduğunuz için mi cevap veremiyorsunuz? İdam edilenler için asmayalım da besleyelim mi dediniz. 32 yıldır vergilerimizle sizi besliyoruz. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?”

‘Hâlâ devrimciler var’
Avukat Mehmet Horuş, 12 Eylül’den sonra yaşı büyültülerek idam edilen Erdal Eren’in büyük boy posterini çekim yapan kameralara göstererek, “Erdal Eren’in tanıyormusunuz?” diye Evren’e sordu.
Evren, “tanımıyorum” der gibi başını sağa sola salladı. Horuş, “Sizin asmayalım da besleyelim mi dediğiniz devrimcilerden biriydi. Tarihin sizin dediğiniz gibi kişilerle işi yoktur. Kişilerle yüzleşmez tarih. Öldürerek, asarak başaramadınız. Bu ülkede hala devrimciler var” dedi.

Haberin Devamı
İdamını onayladığı Erdal Eren’i tanımadı

Erdal Eren, 12 Eylül darbesinden sonra asılarak idam edildi. İdamın önünün açılması için 17 yaşındaki Eren’in yaşı büyütüldü.

İpekçi darbeye zemin için mi öldürüldü?
Evren’e darbeye zemin hazırlamak amacıyla işlendiği iddia edilen Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi ve Savcı Doğan Öz cinayetlerine ilişkin sorular soruldu. Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi ile Doğan Öz’ün eşi Sezen Öz ve Bengi Öz vekili ile gözaltında iken öldürülen Mustafa A. Hayrullahoğlu’nun müdahil vekili olan avukat Hasan Ürel, Evren’e her defasında “Cevap yok” karşılığı verdiği şu soruları sordu:
“Basına, Abdi İpekçi’nin yakınlarının müdahillik başvurularına üzüldüğünüzü söylediğiniz. İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca, Maltepe Askeri Cezaevi’nden kaçırıldı. Siz yönetime el koymadan önce bunlar oldu. Buna göre; Devlet başkanı olunca İpekçi cinayetini araştırma gereği duydunuz mu? Ağca’nın, asker elbisesi ile kaçırılması olayını soruşturdunuz mu? Dönemin İstanbul Sıkıyönetim Komutanı Necdet Üruğ’un bu eylemde sorumlu olabileceğini düşündünüz mü? Bayrak Harekat Planı‘na göre, darbe öncesi ortamın hazırlanmasında bu cinayetlerin katkısı var mıdır? 12 Eylül öncesi işlenen cinayetin, ülkeyi kaosa sürüklemek isteyenlerce planlandığı sonucuna varılabilir mi? Bu yolla demokrasinin askıya alınarak siyasal ve psikolojik ortamın olgunlaştırılması, ordunun tek kurtarıcı görülmesi fikri yerleşmiş midir? Devlet içinde oluşturulan yasa dışı bir oluşumun- gizli bir el- bu eylemi gerçekleştirmiş olabilir mi?”

Haberin Devamı

Öz cinayeti devletteki çetenin işi mi?
Ürel, Doğan Öz cinayeti konusunda ise şu soruları yöneltti:
“Savcı Öz, siyasi bir cinayeti soruştururken, katilin devlet içinden yönlendirildiğini saptamış, Özel Harp Dairesi adlı oluşumla ilgili dava hazırlığı yaptığı sırada hazırladığı ön raporu Bülent Ecevit’e sunmuştur. Bunun hemen ertesinde Ankara’da evinin önünde öldürülmüştür. Yönetime el koymadan önce işlenen bu cinayetle ilgili yetkililerden bilgi aldınız mı? Cinayet, devletin içinde örgütlenen yasadışı oluşumun bağlantısını akla getirmez mi? Yönetimi ele aldıktan sonra yasal olmayan örgütlenmelerin varlığından haberdar oldunuz mu? Harp Dairesi ve Özel Kuvvetler Komutanlığı adında faaliyet gösteren birimleri tespit ettiniz mi? Devlet Başkanı olduğunuz dönemde bu örgütlenmelerin bu kez haklarında birçok suçtan hüküm ya da arama kararı bulunan Abdullah Çatlı ve ekibi olan katillerle işbirliğine gidilerek özellikle Ermeni Terör örgütü ASALA’ya karşı yapılan mücadelede kullanıldığı çeşitli vesilelerle ifade edildi. ‘Devletin menfaatlerini korumak adına’ bu tür çalışmalar için emir ve talimat verdiniz mi? Doğan Öz’ün katili olarak yargılanan İbrahim Çiftçi hakkında Askeri mahkemece iki kez ölüm cezası verilmiş ancak Askeri Yargıtay Daireler Kurulunca ‘sanığın müsnet suçtan beraat etmesi’ gerektiği doğrultusundaki bozma ilamları gereğince sanık beraat ettirilmiştir. Yargı makamına bu dönemde Milli Güvenlik Konseyi’nden 1983 tarihli emir gönderilmiştir, yargıya yazı göndermek usule uygun mu?

Haberin Devamı

Genelkurmay ve MİT’ten belge istendi
Mahkeme, Genelkurmay Başkanlığı’na yazı yazarak, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının 12 Eylül 1980 darbesi öncesinde yaptığı iddia edilen toplantılara ilişkin tutanakları, Bayrak Harekat Direktifi’nin onaylı suretini, darbenin yapıldığı gün ve akabindeki günler ile ilgili hazırlanan planları, darbe öncesinde Genelkurmay Başkanlığı Kurmay Başkanı Haydar Saltık tarafından hazırlandığı ve Evren’e sunulduğu iddia edilen raporu istedi.
Genelkurmay Başkanlığı, mahkemenin daha önce de benzer şekilde yazdığı müzekkerelere “Arşivde yok”, “Bulunanamıştır” gibi yanıtlar vermişti. Mahkeme, MASAK’dan gelen rapor ve eklerinde dava dışı kişilerle ilgili gizli kalması gereken mali bilgiler bulunduğundan, rapor ve eklerinin 15 gün boyunca örnek alınmaksızın müdahil avukatlarca incelenebileceğine karar verdi.
Mahkeme, 27 Mayıs 1980’de öldürülen MHP’li eski Bakan Gün Sazak’a yönelik eyleme ilişkin herhangi bir bilgi bulunup bulunmadığının MİT Müsteşarlığı ve Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan sorulmasına karar verdi. Mahkeme, 12 Eylül darbesini araştıran TBMM komisyon başkanlığına yazı yazılarak, “devlet sırrı, çok gizli, gizli” nitelendirmeleri ile ilgili komisyona gelen belgeler de dahil komisyona gelen tüm belge ve bilgilerin bir suretinin gönderilmesine karar verdi. Mahkeme, MİT Müsteşarlığı’na yazı yazılarak, 1 Mayıs 1977’de Taksim’de meydana gelen katliama ilişkin olarak, İstanbul Yeşilköy Havaalanına indikten sonra İntercontinental Oteli’ne yerleştikleri iddia edilen yabancı ülke ajanları ile ilgili ellerinde bulunan belgelerin gönderilmesinin istenmesine karar verdi.

Haberin Devamı

MASAK raporu geldi
Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, duruşmaya ara verildiği sırada MASAK’tan gelen yazıyı okudu. İnce, TBMM Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun MGK üyeleri Kenan Evren, Ali Tahsin Şahinkaya, Nurettin Ersin, Nejat Tümer ve Osman Sedat Celasun ile bu kişilerin birinci derece yakınları, kardeşleri, torunları ve birinci derece kayın hısımlarının 1 Ocak 1977-24 Eylül 2012 arasındaki mal varlıklarındaki değişimlerle ilgili MASAK’tan rapor talep ettiğini, bu raporun hazırlanarak TBMM’ye gönderildiğini, 2 klasörlük rapor ve eklerinin mahkemeye geldiğini söyledi. Sanıkların avukatı Bülent Acar, TBMM’nin rapor talebine karşılık yasal haklarını saklı tuttuklarını ve iddianameyi hazırlayan savcılıktan da darbeye zemin hazırlandığı iddia edilen olayların fiil ve zaman gösterecek şekilde açıklattırılmasını talep etti.